kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Özgür bir gelecek ve laik değerler

ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın "Irak'ta dine dayalı bir devlet kurulursa, buna saygı gösteririz" şeklinde bir açıklaması yansıdı basına. Şu ana kadar da yalanlama gelmedi...
ABD'nin Irak'a dönük müdahalesinden sonra ortaya çıkan esas sorunun "modelsizlik" olduğunu defalarca yazdık bu köşede. Irak'ın demokratik bir yönetime kavuşması için etnik, bölgeci ya da dine dayalı her türlü yapılanma biçiminden uzak durulması gerektiğini belirttik.
Son zamanlarda ise, Irak'ta beliren Şii eksenli siyasi çıkışlar ve eylemler sonucunda, koalisyon güçlerinin kontrolü kaybetmemek kaygısıyla din eksenli politikalara dönük tavizkâr açıklamalar yapması kaygı vericidir.


Barzani-Talabani eksenli çıkışlar karşısında da etnisite eksenli siyasetleri teşvik etme tutumu belirmişti.
Bu tutumların kaynayan cehenneme benzin dökmekten farkı yoktur.
Bir yerde demokrasi olacaksa, düzenin sivil değerlerle donatılması gerekir. Bunun ön-şartı da laik değerlerin var olmasıdır. Laik değerlerin olmadığı yerde, demokrasi hayat bulamaz, sivil özgürlüklerin korunması da mümkün değildir. Bu hayati bir denklemdir...
ABD'nin ve AB'nin bu denklemi kendi coğrafyaları dışında "önemsiz" göstermeye girişen açıklama ve yaklaşımları, dünya düzenini kaosa itmekten başka bir sonuç doğurmaz. Üstelik bu kaos sadece belli bir coğrafya ile de sınırlı kalmaz.


Batı'nın 11 Eylül sonrasında girdiği süreç ve bunun Afganistan ve Irak deneyimleriyle ortaya çıkardığı tablo, ciddi bir kafa karışıklığı üretiyor.
"Güvenlik" ve "düzen" adına, belli özgürlüklerden ve değerlerden kendi coğrafyalarında bile kısmen de olsa vazgeçebileceklerinin sinyalini veren gelişmiş ülkelerin siyasetçileri, Doğu'ya doğru gidildikçe "tam demokrasi" ve "özgürlükler"i fazla lüks gören geleneksel/oryantalist yaklaşımlarının bile gerisine düşerek, "laik değerler"i önemsiz gö(ste)rme hatasına düşüyorlar.
Bu yaklaşım tipik bir oryantalist önyargının ürünü aslında...
Zaten AB çevrelerinde kimi siyasetçilerin sık sık, çağdaş siyasi değerlerin kökeninde Hıristiyanlık'ın olduğunu ifade eden ilkel ve gerici yaklaşımları, "Dünyanın Doğu"su hakkındaki önyargılardan kaynaklanıyor. Bu önyargılar da "değerler" yerine "çıkarlar"ın siyasi tutumlara dayanak olmasını doğuruyor.

"Demokrasi, sivil özgürlükler ve hukuk devleti" prensipleri, belli bir coğrafyanın ya da kültürün malları değildir. İnsanlığın ortak değerleri ve mirasıdır bunlar. Bu değerler, hiçbir coğrafi ya da kültürel determinizmin çerçevesine sığdırılamazlar...
Bu değerlerden boşanmış bir dünyanın, insanın uygarlık öncesi yaşamıyla hiç farkı olmayan olaylara sahne olacağı kesindir.
Demokrasi, hukuk devleti ve sivil özgürlükler düzeneğinin "omurga"sında ise "laik değerler" vardır.
Laik değerler, sadece düzene, rejime ve sisteme ilişkin bir alanda biçimsel demokrasinin işlemesi ve hukukun şeklen var olması ile sınırlı da değildir; sadece bu alanlara indirgenemez... Toplumsal yaşamı bir arada tutan kodların ve kolonların sağlamlığı da laik değerlerin varlığı sayesinde mümkündür. Laik değerlerin zayıfladığı toplumsal ve siyasal ilişkilerde, toplumun demokrasi, hukuk ve özgürlükler temelinde bir arada yaşama imkanı kalmaz...


Batı'nın kendi dışındaki coğrafyalara ve kültürlere, laik değerlerin temel olmadığı siyasetler ve düzenler önermesi, o coğrafyalara ve kültürlere mensup olan halkları demokrasiden, hukuktan ve özgürlüklerden yoksun bir hayata mahkum etmek demektir. Bunun, o halkların geleceğini, güvenliğini ve refahını da yaralayacağı açıktır.
Laik değerleri zayıflatan her siyasi öneri ya da yapılanma, özgür bir geleceğin dostu değildir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 AB'nin sınavı: Irak ve Filistin   / 30-05-2004
 Yine ve yeniden sol   / 28-05-2004
 O cezaevine dokunmayın...   / 26-05-2004
 Değer siyaseti ve Irak...   / 23-05-2004
 Özgür bir gelecek ve laik değerler   / 19-05-2004
 Memlekette günlük hayat...   / 17-05-2004
 Suç ve ceza..   / 16-05-2004
 Düşüş ve kopuş   / 14-05-2004
 Uluslararası jest   / 12-05-2004
 İktidarın doğası   / 10-05-2004
ERDAL ŞAFAK
Derin bir konu
Epeydir üstünde çalıştığımız bir dosya...
AHMET HAKAN COŞKUN
Bir itiraf: Sezer, Demirel'i aratıyor
YÖK Yasası ile...
MEHMET BARLAS
Hayat Bilgisi dersinde deodorant kullanımı var mı?
Bizim...
ERGUN BABAHAN
SABAH, WAN'a niye katılmıyor?
Dünya Gazeteler Birliği'ne...
ÖMER ÇELİK
Türkiye nerelidir?
Türk modernleşmesi ile beraber...
ÖMER LÜTFİ METE
Azerbaycansız laşmak
Ceyhan ve İskenderun arasındaki...
SAVAŞ AY
Sahiden de 'Veysel aramızda' mı?
Nebil Özgentürk'ün...
REFİK DURBAŞ
Spastik çocuklara darbe
Başbakan Sayın Tayyip...
Başkan Demirören
Başkan Demirören
6 bin 833 üyenin oy kullandığı olağanüstü kongrede Demirören, Orman'ı...
Yeni hoca Matthaeus
Yeni hoca Matthaeus
Beşiktaş'ın yeni başkanı Demirören kongre öncesinde Alman teknik...
Erdoğan'a Beckham benzetmesi
Erdoğan'a Beckham benzetmesi
Başbakan Oxford'da şu sözlerle tanıtıldı: Futbola devam etseydi David...
Binbaşıya rüşvet tutuklaması
Oğulbey Özel Kuvvetler ihalesi nedeniyle başlatılan yolsuzluk...
Kültür ihraççısı Türkler
Kültür ihraççısı Türkler
Fransa'nın ciddi gazetesi Courrier International'dan büyük jest...
Heyecanını yenen kazanacak
Heyecanını yenen kazanacak
13 Haziran ilköğretim, 20 Haziran ise lise öğrencileri için...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.