kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Türkiye'yi bölme aşkı bitti mi?

Allah'tan vaktiyle Zana ve arkadaşlarının Meclis'ten karga-tulumba götürülmelerini ve DEP'in kapatılmasına, hem de fazlasıyla 'muhafazakar' yayın organlarında karşı çıkmıştım. Üstelik DEP'in köküne kadar ırkçı bir parti olarak örgütlendiğine, tutuklanan vekillerin de bal gibi ırkçılık ve terör yönlendiriciliği yaptıklarına inandığım halde! Çünkü Türkiye Cumhuriyeti yanlış bir siyasetin peşindeydi; kendisini ileride daha da ağır açmazlara sokacak hatalar işliyordu..
O zaman karşı çıkmış olmam şimdiki gelişmeleri özgürce tartışabilmemi kolaylaştırıyor.
- Aman efendim ne yanlışı; yargı kararı ile o parti kapatıldı, milletvekilleri de hapse atıldı!
İşte bunu külahımızın püskülüne anlatsınlar! Dün mahkumiyet kararı ağırlıklı olarak siyasi idi, bugün de tahliye öyledir!
Yetkililerimizin ve aydınlarımızın kendi kendilerine yalancı şahitlik yaparcasına ısrarla 'yargı kararı efendim' diye başlayan cümleler kurmaları zekalara hakarettir! AB için çok lazım olmasaydı kimsenin aklına bu milletvekillerini tahliye etmenin gelmeyeceğini ortaokul çocukları bile biliyor.
Bir de resmen itiraf ediyoruz:
-Yargı üstüne düşeni yaptı, şimdi başkaları da yapsın.
Yani yargı hukukun gereğini yaptı, AB de siyasetin gereğini yapsın; artık bu milletvekillerini bahane etmesin, 'müzakere tarihi' versin!
-Ben yargı davulu çalayım, AB'nin siyaset cambazları oynasın..
Kırk bir kere maşallah!

***

Ağız birliği ile 'yargı kararı' diyerek yapay bir imaj uğuruna toptan yalancı şahitlik etmemizin bir kere daha açığa vurduğu fikri perişanlığımıza ağlıyorum.
Allah aşkına hangi diyarda ne zaman siyaset ile hukuk arasında kesin bir sınır oldu?.. Gözümüzün içine baka baka 'Deniz denizdir, kara da karadır' der gibi siyaset ile hukukun ayrılığından dem vurmak insan beynini aşağılamaktır.
Fikir haysiyetimizle gerçeği niye çerçeveleyemiyoruz?
Hikayenin özünün özü şu:
Eğer 90'lı yıllara başlarken güvenlik güçleri PKK karşısında aciz durumlara düşmeselerdi, ayrıca Batı dünyası da bu kanlı ayrılıkçı hareketi derinden ve açıktan desteklemeseydi, Zana ve arkadaşları TBMM'de malum bayraklı ve Kürtçe yeminli gösteriye cüret edemezlerdi, bu süreç de yaşanmazdı. Yine mesela, Apo'nun küresel gizli servislerce Türkiye'ye teslim pazarlıkları yapıldığı, kahpe terörün geriletildiği günlerde bu zevat Meclis'e gelselerdi böyle bir deneye kalkışmazlardı.
Hasılı, bölücü dalga ve karşı dalga siyasi rüzgarların ürünüydü.. Avrupa'da ve Türkiye'de birbirine zıt 'hukuki' kararlar da yine aynı rüzgarların sonucuydu.
Uygarlığımızın, hukuk ile siyaseti birbirlerine her zamankinden daha fazla iğfal ettirdiğine ilişkin asıl kanıtım ise Öcalan olacak:
Bugün Zana ve arkadaşları beraat ediyorlarsa, Abdullah Öcalan da etmelidir!
Çünkü onlar, terör örgütüne adeta birer üst düzey yönetici gibi katkı yaptıkları için mahkum edilmişlerdi.. Yoksa hiçbiri silah alıp dağa çıkmış değildir.
Abdullah Öcalan'ın bu vekillerden farkı ne kadar? O da bizzat dağa çıkmış, birilerini öldürmüş değil ki!
Ve ne-te-kim göreceğiz; bu hukuki siyaset veya siyasi hukuk maymuncuğu sayesinde Abdullah Öcalan'ın da serbest bırakılması istenecektir.
'Aman bırakılmasın, asalım, keselim' diyenlerden hiç olmadığım gibi aksine şiddetle karşı çıktım. Onu asmakla; yıllarımızı ve canlarımızı yok eden bölücü fitneyi tek suçluya indirgeme ahmaklığına düşece- ğimizi, dönemin dalalet ehli siyaset ve bürokrat sorumlularını beraat ettireceğimizi söyleyip durdum. Daha açıkçası bu fitnenin kopup büyümesinde Kürt ayrılıkçıları kadar nice üst düzey Türkiye Cumhuriyeti sorumlusunun vebali bulunduğundan şüphem yok. Bu itibarla Abdullah Öcalan'ın yakın bir gelecekte serbest kalması, ister sadece hukuki (olmaz ya) karar, ister tamamen siyasi etkenler sonucu gerçekleşsin, böyle bir durumu ön yargı ile de- ğerlendirmeye kapalıyım. Ama buna karşılık, ayrılıkçı Kürt aydınlarının ve siyasetçilerinin Türkiye'yi bölme tasarılarından tamamen vazgeçtiklerini zannetmeyi katıksız hamakat olarak görüyorum. Bu sevda, hala Batı destekli sıkı bir Kürt projesi olarak sürmektedir, sürecektir; Türkiye Cumhuriyeti devleti de dünkü gibi bugün de hala böyle bir tasalluta karşı herhangi bir akılcı ve gerçeksi tedbire sahip değildir. Apo'nun ve Zana'ların ayrılıkçı bir hareketin simgesel kahramanları haline gelmesinde dış ve iç düşmanlarından daha ağır kabahatleri bulunan devlet karikatürümüzün -Kürt kökenli bol kurmay danışmana yaslanmış bir siyaset kadrosu ile-bundan sonrası için daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirebileceğine dair henüz bir işaret yoktur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Suikastçılara karşı çiftetelli   / 24-06-2004
 Devletin afyon yutma hali   / 22-06-2004
 Akademik hilafet   / 21-06-2004
 Din üstüne kavram oyunu   / 18-06-2004
 Yeni yüz eskidi, astar duruyor   / 17-06-2004
 Öcalan 'en büyük Kürt' kaldıkça   / 15-06-2004
 Asıl bela Kürtler'in 'Türk' sorunu   / 14-06-2004
 Türkiye'yi bölme aşkı bitti mi?   / 11-06-2004
 Sevgisizliğin kahramanları   / 10-06-2004
 Uygar adamın konsolosluğu   / 08-06-2004
ERGUN BABAHAN
Şiddetin dili
Bu bombaları koyanların, masum insanların...
ERDAL ŞAFAK
Hayaller ve gerçekler
İstanbul zirvesinin arifesinde ve...
MEHMET BARLAS
Tayyip Erdoğan, umulandan daha iyi bir başbakan...
ÖMER ÇELİK
İlk adım güvenlik felsefesi olmalıdır
İnsanın tarih...
ÖMER LÜTFİ METE
Emaneti ehline verme!
İnananları için İslamiyet'in kesin...
REFİK DURBAŞ
Tarihte tekerrür hep vardır
Mondros Mütarekesi'nin...
SAVAŞ AY
Doğru haber mi şehir efsanesi mi?..
Bir genç cumartesi...
HINCAL ULUÇ
Bir başbakan.. Bir de vali..
Ülkemizi ziyaretinize ve...
Elini ayağını öpün: 8-7
Elini ayağını öpün: 8-7
Normal sürede Owen ve Postiga, uzatmada Rui Costa ve Lampard'ın...
Yıldızların dramı
Yıldızların dramı
Rüştü, Barcelona'da oynayacak mı, bilinmiyor. İlhan Japonya'dan...
MGK'nın gündemi patlamalar oldu
MGK'nın gündemi patlamalar oldu
Milli Güvenlik Kurulu dün 'iç güvenlik' ağırlıklı dosyalarıyla...
Talabani: PKK sorunu afla çözülebilir
Talabani: PKK sorunu afla çözülebilir
Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani'nin...
Otobüste can pazarı
Otobüste can pazarı
Belediye otobüsünde DHKP-C üyesi kadın teröristin kucağındaki bomba...
Bush'un kalacağı otelin yakınında patlama
Bush'un kalacağı otelin yakınında patlama
Bush'un Ankara'da kalacağı Hilton Oteli'nin önünde ses bombası...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.