kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ardahan bile Laila'yı biliyor, bir gece kulubü daha ne kadar popüler olabilir
Ardahan bile Laila'yı biliyor, bir gece kulubü daha ne kadar popüler olabilir
Laila'nın başarısı bir sosyal kulüp olmayı becermesidir
Laila adını 12 ay kullanmak istemem
Her akşam davet gibi...

Ardahan bile Laila'yı biliyor, bir gece kulubü daha ne kadar popüler olabilir

Ardı ardına talihsizlikler yaşayan ve Laila'yı geç açabilen Şefik Öztek "Beklediğimizi alamadık çünkü daha çalışamadık" diyor Öztek, Laila'nın daha fazla popüler olmasını da istemiyor: Bundan fazlasına ihtiyacımız yok. Tek derdim bıraktığımız çizgiyi korumak.

Yağmur, mühürlenme, kurşunlanma derken Laila'nın açılışı biraz yılan hikâyesine döndü. Çok mu ah aldınız acaba, ne dersiniz? (Önce bir kahkaha) Almamamız lazım aslında; tersine dua almalıyız diye düşünüyorum. Çünkü dua almak için yaptığımız çok şey var. En azından birçok firma 17 Ağustos'ta dükkânlarını kapatırken Laila kapatmayıp hasılatının tümünü, bakın kârını demiyorum, hasılatının tümünü çeşitli hayır kurumlarına bağışladı. Laila'nın Türkiye'ye katkıları olan bir firma olduğunu düşünüyorum. 400'e yakın insan çalıştıran, vergisini ödeyen, AB'ye girmenin konuşulduğu şu günlerde Türkiye'nin farklı yüzünü gösteren bir firmayız.

* Laila neden mühürlendi?
Geçmiş senelerde ben burada kiracı değil, kullanıcıydım. Buranın kiracısı Alarko'ydu. Bu sene ben kiracıyım. Dolayısıyla yeni gelen kiracı, turizm belgesi ve ruhsatı kendi üzerine almak durumunda. Turizm belgesini alırken de belli bir prosedür var; ki burası özel belge gerektiriyor. Belgeyi alırken çok ciddi aşamalardan geçiyorsunuz. Bu belgeyi almak benim için çok kolay olmadı. Ben belgeyi alış tarihime göre davetiyelerimi bastırdım; çünkü bir hedefim vardı. 3 Haziran günü açacaktım burayı. Kendimi riske ettim yani... Turizm belgesini almak için istenilen her şeyi yerine getirdik; itfaiye raporu, atık su raporu, sağlık şartlarına uygundur, imara uygundur yazısına kadar. Yani belgeyi veren bakanlık, ilçe emniyetinin bizden istediği her şeyi fazla fazla istedi. Yani dükkânımızı normal şartlarda açabilirdik ama böyle bir şey çıkınca açılışı iptal ettik. Yani burada yasaya aykırı yapılan en ufak bir şey yok. Belgesiz dükkan açmadık. Kaldı ki, belgeyi karne gösterir gibi gösterip insanlara poz verdim. Hiç hoşuma gitmeyen bir şeydi bu.

* Madem belgeniz var... Bu olanlar normal mi, altında başka şeyler mi gizli?
Onu bilemem. Ben konuştuğum zaman hoş olmuyor.

* Laila ile özellikle mi uğraşılıyor sizce?
Şunu söyleyebilirim: Biz her yönüyle legal bir firmayız. Burada fişsiz mal alınmaz, fişsiz mal satılmaz. Şu ana kadar illegal bir şey yapmadık. Şanssız başladık bu seneye; biraz rötarlı açılış yaptık. Sonra NATO Zirvesi başladı, İstanbul boşaldı. Gerçi biz zarar ettik ama Türkiye için kârdı. O yüzden hiçbir şey söyleyemiyoruz.

BEKLEDİĞİMİZİ ALAMADIK
* Mühürlenme ve kurşunlama olayları müşteri sayısını etkiledi mi peki?
İyi gidiyor ama şu var: Burası büyük bir mekân. 1.500 kişi alıyor. Siz bir açılış yaptığınızda, daha yukarı çıkıyorsunuz. Buna havanın da yardım etmesi lazım, aksiliklerin olmaması lazım. 6 ay çalışan bir firma olsa, çok büyük etki altına girmez. Ama 90 gün çalıştığın zaman, zamana karşı bir yarış içine giriyorsun. Kaybettiğiniz her günün ciddi bir zararı var. Buradaki en önemli şey hava faktörü. Arkasından da NATO Zirvesi geldi. 'Beklediğinizi aldınız mı' diye sorarsanız, hayır. Çünkü daha çalışamadık! Daha önce 1 Haziran'da başlayan sezonumuz bu sene 1 Temmuz gibi başlayacak maalesef.

* NATO Zirvesi'nde evet zarar ettiniz ama dünya liderleri son gece eğlenmek için Laila'ya geldi. Bunun uzun vadede kazandırdıkları olmaz mı size?
Kişisel anlamdaki zararımızı yani maddi zararı, zarar olarak görmüyoruz. Çünkü burada kişisel değil ülke adına düşünmek lazım. Bana göre Türkiye çok şey kazandı. Üç gün boyunca bütün dünya televizyonları İstanbul'u izledi. Ülkenin bugün kazandığı her şey yarın bize başka türlü geri dönecektir diye düşünüyorum. Günlük zararımızı düşünmek bencillik olur.

* Geri dönüşü ne şekilde olur?
Benim iddia ettiğim bir şey var; bizim yaptığımız meslek turizmle iç içe. Laila'ya bakarsanız sadece lokanta ya da sadece bar diyemezsiniz. Bu konsepti yurtdışından gelen insan şaşkınlıkla karşılıyor. Bir televizyon kalkıp buradaki bakımlı kadınları ve erkekleri gösterdiğinde 'Bunlar Türk müydü?' tepkileri geldi. Demek ki Avrupalı'nın ya da Amerikalı'nın kafasında imajımız Arap imajından hâlâ farklı değil. Laila ya da benzeri mekânlar bu anlamda turizme katkı sağlıyor; AB'ye girmek isteyen Türkiye'yi başka bir pencereden gösteriyor.

* Peki mühürlendiğiniz zaman falcıya gittiğiniz doğru mu?
Hayır. Yalan dolan bunlar...

* Sizin burnunuzdan kıl aldırmadığınız, kimseye yalakalık yapmadığınız için sevilmediğiniz söylenir. Piyasada kıskanılan, altı içten içe oyulan biri misiniz?
Bunun nedeni önyargı! Bizim türümüzdeki insanların çok snob olduğu söylenir. Ama tanımadan böyle söylerler. Tanıdıkları zaman 'A bu adam öyle değilmiş' derler. Bu tanımadığı bir insana yaptığı, yakıştırma bile demiyorum, aslında 'yapıştırma'! Ben hakkım olduğu zaman hakkımı her yerde ararım. Korkusuzumdur o konuda ama öyle snob tarafım, burnumdan kıl aldırmayan tarafım yoktur.

REKABET YANLIŞ YAPILIYOR
* Türkiye'de işletmeciler, özellikle ünlü mekânların işletmecileri güçlü insanlar mıdır? Sizin ne kadar gücünüz var?
Diğer işletmeciler adına bir şey söylemem çok yanlış olur ama şahsi olarak bunu bana soruyorsanız, benim hiç yok! Ama mesleki olarak evet, bir gücü vardır işletmecilerin. O da meslektaşları arasındadır. Burası mühürlendiği zaman birçok meslektaşım içten bir şekilde üzüntülerini bildirdi. Çünkü bu tip yerler kapandığı zaman bir şey ifade etmez, açıkken eder. Dünyada bizim gibi yerler ülkeler arasında rekabet yaparlar, biz ise burada cadde üzerinde rekabet yapıyoruz! Bu hiç hoş değil. Eğer siz kendi şehrinizi, Boğaz'ı, Türkiye'nin turistik yerlerini iyi tanıtırsanız, yani sadece Türk insanına güvenmeyip, yurtdışından da insan getirmeyi planlarsanız, inanın ki burada herkese yetecek kadar insan, herkese yetecek kadar iş var. Bir laf vardır; 'ev mi alayım komşunun evini mi yıkayım' derler; burada komşunun evini yıkmayı başarı görüyorlar.

* Bazıları rekabetin daha çok kalite doğuracağını düşünür. Cadde üzerindeki rekabet sizi çok mu rahatsız ediyor?
Hayır ama rekabetin doğru yapıldığına inanmıyorum.

* Yanlış olan ne?
Yanlış olanı söyleyemiyorum, benim ağzımdan çıkan şeyler delil olarak kullanılıyor. Çok ciddi zararlar, yaralar alıyorum.

* Bu cadde üzerinde daha önce de ünlü mekânlar vardı. Yılların Zihni'si; hatta tam da Laila'nın yerinde olan Pasha, Tropicana... Ama bir tek Laila bu kadar gündeme oturdu; yurtışındaki gazetelere konu oldu, gelir adaletsizliğine örnek gösterildi. Demek ki söz konusu olan mekânın yeri değil. Laila'nın imajı bir PR başarısı mı, işin sırrı nedir?
Bizim Ankara Laila'yı açmamızın bir tek sebebi vardı; denizle bağlantının olmadığı bir yer olmalıydı. Çünkü şöyle bir yanılgıya düşüyorlar: 'sizin yeriniz zaten güzel, çöp de satsanız başarılı olursunuz' gibi kelimeler duydum. Başarının denizle alakalı olmadığını Ankara Laila'da gördük. Bütün Ankaralılar'ı şaşırtan bir durum var orada; gecede üç bin kişi gidiyor. İnsanlar şunu göremiyor: Burada eğlencenin dışında, gündüzden geceye hazırlanan, hatta aylar öncesinden hazırlanan birçok plan ve proje oluyor. Biz çalışacağımız 90-100 günü nasıl geçireceğimizi, birkaç ay öncesinden, belki 10-12 tane insanla düşünerek, çalışarak yapıyoruz. Bizim için Laila'nın bundan daha fazla popüler olmasına ihtiyacımız yok. Bir gece kulübü daha ne kadar popüler olabilir ki! Bugün siz Ardahan'a da gitseniz, Laila diye bir şey sorsanız, insanlar biliyor. Bizim bundan sonraki hedefimiz bıraktığımız çizgiyi korumak; geçen seneki gibi bıraktığımız yerden başlayıp, aynı yerde bırakmak. Ama şunu söyleyeyim; bu takımı yönetmek çok kolay bir şey değil. Ben burada takım kaptanlığı yapıyorum.

Şirin SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Light olmazsın korkma baba sevgisini sakınma
 Gönlümle arama kimseyi sokmam
 Bodrum bavulum
 Özel günleriniz için drapeli masa örtüsü
GÜLSE BİRSEL
Nişan başımla Topkapı Sarayı'ndayım!
Kıyafeti hallettik,...
AYŞE TÜTER
Mutfakta lezzet güneşi
Susamlı burgu
Bir kapta...
Göz çevresinde keseleşme problemi
Göz çevresinde keseleşme problemi
Gözlerin çevresindeki cilt, son derece narin olduğu için kolay zarar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.