|
 |
 |
 |
 |
|
Türk erkekleri giyimde tutucu
İGS'nin genç patronu Hakkı Talu, "Türk erkeği kışın, siyah ve lacivert renkler, yazın da bej dışına çıkmıyor. Ama gençler daha iyi" diyor.
Hakkı Talu ile Rumeli Caddesi'ndeki yeni mağazaları İGS'nin açılışında buluştuk. Genç yaşta aile şirketlerinin sorumluluğunu tek başına almış olmasının verdiği ağırlık Talu'nun dış görünüşüne kadar yansımıştı. Misafirlerle teker teker ilgilenen Hakkı Talu, görüşlerini SABAH gazetesiyle paylaştı;
* Aile fertleriyle çalışma düzenini nasıl kurdunuz?
Şirketimizde aileden şu anda fiilen çalışan ben varım sadece. Erkek kardeşim de var ama o iş hayatındaki tercihini finans sektöründen kullandı. Kardeşle çalışmanın avantajları da dezavantajları da var. Aile şirketlerindeki en büyük sorun aile ilişkileri ile iş ilişkilerinin birbirine karışması, objektif karar almak zorlaşıyor. Onun yanı sıra, kendi kanından biriyle aynı amaç için beraber çalışmanın da ayrı bir zevki var. Ama şimdilik biz tercihimizi ayrı olmaktan yana kullandık.
MARKAYI YÜKSELTMEK
Ben yönetimde olan üçüncü jenerasyonum. Bu da başka bir konu, bildiğiniz gibi üçüncü jenerasyona gelen aile şirketi çok az, bu başlı başına bir başarı. Ama tekstil sektöründe, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de aile şirketleri çoğunluktadır. Aile şirketlerinin zorlukları tamamen, kaçıncı jenerasyon olduğuyla kaç ortaklı olduğuyla doğru orantılıdır. Biz iki sene evvel yeniden yapılanmaya gittik ve şirketimizin operasyon kısmında sadece benim olmamın daha sağlıklı olacağı kararını aldık ve ben yalnız olmanın avantajlarını yaşıyorum.
* İşinizi seçme şansınız oldu mu? Kendi tercihinizle mi bu işe girdiniz?
Ben ailenin ilk erkek torunuyum, öyle olunca seni doğduğun günden beri bu şekilde motive ediyorlar, zorla yaptığım bir iş değil, zaten meraklı olduğum bir işti. Severek yapıyorum.
* Koyduğunuz hedef nedir?
İGS 1970'te Türkiye'de kurulan ilk büyük erkek konfeksiyon fabrikasıdır. 1972'den beri de, başta Avrupa ülkelerine olmak üzere, ihracat yapıyor. 70'li yılların ikinci yarısından itibaren de kendi markasıyla yurt içinde satış ağını oluşturmuş. O dönemlerdeki reklam kampanyalarıyla halkın beğenisini kazanmış, tanınan bir marka olmuş. İGS yi erkek giyiminde ilk akla gelen firma olarak konumunu güçlendirip devam ettirmek. Bir hayat tarzı trendi olmayı, yani sadece ürün değil, yaşam tarzı satmayı hedefliyoruz. Önce koleksiyonlarımızı geliştirerek başladığımız ve şimdi de sunum kavramımızı değiştirerek ilerlediğimiz bir yoldayız. Bunun en son halkası olarak Rumeli Caddesi'ndeki yeni merkezimizi açtık. Orada son mağazacılık kavramımızı sunacağız. Amacımız markamızın sadece yurtiçindeki yaygınlığını arttırmak değil, komşu ülkelerde de İGS markalı satışlarımızı çoğaltmak.
* Çin'i, Türk tekstil sektörü için bir tehlike olarak mı görüyorsunuz?
Ben Türkiye Giyim Sanayiciler Derneği'nin (TGSD)Yönetim Kurulu üyesiyim, orada da bu konu çok gündemde. Çin'in bir ülke politikası var, 1 milyar 300 milyonluk nüfusuna istihdam yaratabilmek için her türlü üründe üretimde tekel olmak. Tekstil konfeksiyonunda da dünyanın en büyük tedarikçisi konumundalar.. Türkiye'nin de bu pazardaki büyüklüğünü göz önünde bulundurursak, Çin'in ilk önce pazar payı almak istediği ülkelerin başında biz geliyoruz. Çin'in bize ucuz istihdam ve ucuz finansman gibi avantajları var. Bizim de coğrafi avantajlarımız var. Artı yavaş yavaş kendi koleksiyonlarımızı satıyoruz. Bir sonraki adım olan kendi markalarımızı ve kendi mağazacılığımızı da ihraç etmek konusunda da ilk girişimimizi yaptık. Eğer bu konularda başarılı olursak Çin bizi daha az tehdit edecektir. Firma olarak ta, fazla kaygım yok, İş tedarike geldiğinde de, bugün Türkiye'nin zaten dünya ile entegre olmuş bir ekonomisi var, rakiplerim nasıl tedarik ediyorsa, ben de öyle ederim. Çin'i rakip olarak görmüyorum çünkü Çin'de onların şartlarında mücadele etmemiz mümkün değil. Bizim rakiplerimiz daha çok çevre coğrafyamızdaki üretici tedarikçi ülkelerdir, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'dır.
FİZİK DE ÇOK ÖNEMLİ...
* Türk erkeklerinin giyim tercihi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türk erkeğinin iki büyük sıkıntısı var giyim tercihinde. Birincisi alım gücü, ikincisi de fiziki özellikleri. Bunlar nedeniyle modayı diğer ülkelerdeki gibi yakından takip edemiyor. Türk erkeği genelde siyah, lacivert yazın da bej rengi dışına çıkmıyor. Yani garanti renklere gidiyor. Orta yaşlı kesim çok yeniliğe açık değil ama gençler yeniliğe açık. Gençler her türlü renge, hareketli desenlere yönelirken, orta yaşlı kesim giyim tercihinde daha tutucu davranıyor. Şu anda tüm dünyada renk çok moda. Bugün İtalya'ya gittiğiniz zaman kırmızı ya da turuncu pantolon, sarı veya yeşil gömlek giyen her yaşta erkek görebilirsiniz. Türkiye de Akdeniz ülkesi olmasına rağmen o tabloyu çok göremezsiniz. Örneğin bu kış kahverengi çok modaydı ama onu bile satmakta zorlandık. Türk erkeğinin, vücut yapısından dolayı, çizgiler ve renkler açısından da tutuculuğu var. Ortalama boyumuz bir Avrupalı kadar uzun değil, koyu tenliyiz, artı biraz daha göbekliyiz. Bunlar da seçimleri çok etkiliyor.
Didem Özkan İçöz
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
