kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
Fax:
0212 354 34 72
 
Türkler, ölüme daha mı yakın?
Okur soruyor
Yapı Kredi'ye talip var

Türkler, ölüme daha mı yakın?

29 Temmuz 2004 tarihli "SABAH Posta Kutusu"nda "Ancak Japonlar intihar eder" başlıklı yazıda uçak kazası nedeniy
le kendisini kusurlu sayan bir Japon'un intihar, 130 yıllık bir köprünün yıkılması sonucu da bir İspanyol bakanın istifa ettiğini belirtmiştim.
Madrit'ten yazan İSMAİL GÖKAL, "Çöken köprü nedeni ile bakan istifasının yaşandığı ülke İspanya değildir, Hollanda olabilir" diyor ve gerekçesini de şöyle açıklıyor:
"İspanyollar o kadar prensipli insanlar değildir. Elimizde işaret yok bu konuda, ancak İspanyolların köylü olduklarını biliyoruz. Köylüler ise prensip sahibi değildirler, dünyanın her yerinde köylüler aynıdır.
Türkler istifa etmiyor, harakiri yapmıyor. özür dilemiyor. Çünkü, Türkler ölüme yakın duruyor. Bu nasıl bir şey tam bilemiyorum, ama Türkler, 13-15 yaşından itibaren hep ölümü düşünürler. Ölümle bir ilişki içindedirler, yaşarken en çok bu ilişkiye takılırlar. Gereksiz intiharlar bu ilişkinin bir tür gerçeğe dönüşmesidir. Ölüm doğal görülmektedir.
Türkler de İspanyollar gibi prensip sahibi değildirler.
Her kavmin bir karakteri vardır. Türklerin karakterinde prensip yoktur. Duruma göre değerlendirme vardır. Prensiple bir şey tartışılmaz. "Hayıııır, ben öyle değilim" savunma silahıdır."
Gerçekten de ölüm doğal mı görülmektedir biz Türkler için?
Ölüm ile bu kadar yakın ilişkide bulunmasak göz göre göre minibüs dolusu insanla koskoca bir trenin üzerinden geçmeye çalışır mıyız?
"Hızlandırılmış tren" kazasında kaybettiğimizden daha çok insanımızı her gün karayollarında ölümün kucağına bırakmamız "gereksiz intihar"dan başka ne olabilir?
Bir yıl önce 20
Temmuz'da Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle ilan edilen ve İstanbul, Ankara,
Adana ve İçel'de sürdürülen sıkıyönetim 1975'te kaldırıldı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dilek yarımadası satılık mı?   / 03-08-2004
 Eczacı, iflasın eşiğinde mi?   / 02-08-2004
 Şiir, baş belası mıdır?   / 01-08-2004
 Bedelli askerlik tartışması...   / 31-07-2004
 Ancak Japon intihar eder   / 29-07-2004
 Anılarımın kardeşi İzmir   / 28-07-2004
 Hakkâri'de bir ışık...   / 27-07-2004
 Kazada "medya"ya düşen görev...   / 26-07-2004
 Üniversite değil, fabrika...   / 25-07-2004
 Erozyona çare bulalım   / 24-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Çekilmek çözüm değil
Irak'ta El Kaide bağlantılı...
UMUR TALU
Bu vahşet öfkemizi ve vicdanımızı...
SAİT GÜRSOY
Boğaz'ın yeni gerdanlığı...
Yükseköğretim dünyamızın...
REFİK DURBAŞ
Türkler, ölüme daha mı yakın?
29 Temmuz 2004 tarihli ...
Market sahibi gözaltında
Paraguay'ın başkenti Asuncion'da bir süpermarkette önceki gece çıkan...
Turuncu alarm Bush'un "seçim oyunu" mu?
ABD'yi alarma geçiren bilgiler,11 Eylül öncesine ait çıktı. Bunun...
7 Ağır basıyor
7 Ağır basıyor
Süper Lig kulüplerinden 10'u yabancı sayısının 7 ya da daha fazla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.