kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
 

Yabancıya dolar bazında % 30 faiz

Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti geçen hafta Meclis'te yaptığı sunumda "Mevcut konjonktürde kısa vadeli faiz oranlarını düşürerek faizler genel düzeyini ve reel faiz oranlarını henüz kalıcı olarak düşürmek mümkün değildir" dedi. Konuşan Merkez Bankası Başkanı, yer Meclis ve konu faiz olunca üzerinde durmaya değer.

İdeal faiz oranı ne?
Serdengeçti'nin sözlerini irdelemeden önce bazı tesbitlerde bulunmakta yarar var.
* Türkiye'de reel faizler geçmişten beri çok yüksek. Üstelik Türkiye'de dolar bazında faizler, reel faizlerden daha da yüksek ve zaman zaman dünyanın en yüksek faizini oluşturuyor.
* Bitişikteki tablo iç borçlanmanın Hazine ihaleleriyle yapılmaya başlandığı 1984 yılından sonraki dönemi kapsıyor. Özelikle 1990'lı yılların verileri, faizin milli gelirin çok üstüne çıktığını net olarak ortaya koyuyor.
* Dolar bazındaki faizin en yüksek olduğu yıllar 1996 ve 2003 yılı. Tam olarak dolar bazında yüzde 45 getiri söz konusu. İlgili yılların milli gelirinin 7-8 katı bir getiri söz konusu. 2004 yılında da, hem faiz düzeyinin yüksekliği hem de dolar kurunun düşüklüğünden dolayı ortalama yüzde 31 getiri ortaya çıkıyor. Bu hesap için ortalama faizi yüzde
26.5 ve dolar kurunu da 2005 programındaki gibi, 1.445 bin liradan aldık.
* Eğer gelecek yıl hedeflenen dolar kuru ve yüzde 19'luk ortalama faiz gerçekleşirse, dolar bazında Hazine faizi bir anda yüzde 7'ye inecek. Yüzde 8'lik enflasyon üzerinden reel faizler de yüzde 15'den yüzde 10'a düşecek.
* Bu düşüş dahi faizlerde arzulanan düzeylere inilmesini sağlamayacak. Çünkü, Türkiye için en ideal reel faiz oranının yüzde 7 olmasına karar verilmiş. Önceki hükümetin ekonomi bakanı Kemal Derviş, 1 Mayıs 2002'de "Reel faiz yüzde 6 olmalı" dedi. Bugünkü hükümetin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, 11 ve 20 Temmuz 2004 tarihlerinde iki ayrı açıklamasıyla "Reel faiz yüzde 7 olmalı" görüşünü savundu. Yani ekonomiden sorumlu ve ayrı hükümetlerdeki iki ayrı bakan aynı rakamı veriyorsa, bunu doğru olarak almak gerekir.

Faiz neden yüksek?
O zaman Türkiye niye ideal faiz oranının iki katını, üç katını, hatta bazı yıllarda 7-8 katını ödüyor, ödemek zorunda kalıyor?
* Bunun ilk nedeni yüksek kamu açıkları ve bu açıkların borçlanma yoluyla finanse edilmesidir. 2005 bütçesinde açık GSMH'nın yüzde 8'inden yüzde 6'sına indiriliyor. Ama yüzde 6 bile çok yüksek ve AB standardının üst liminin tam iki katı.
* Türkiye'nin özellikle iç borçları yüksek. Net kamu borcunun milli gelire oranında 2001'den bu yana 23 puanlık düşüş var ama yine de yüzde 69 düzeyinde. Burada da AB'nin en üst limiti yüzde 60. Yüksek kamu borcu, geri ödeme riskini, bu da faizi artırıyor.
* Nominal faizin alt sınırını belirleyen enflasyon oranı da, Türkiye'de çok yüksek ve oynaktı, Hazine'ye borç verenlerin riskini artırıyordu. Enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi henüz yeni. Bunun sindirilmesi belli bir zamanı alabilir. Üstelik enflasyonun bu oranı da, AB standardının çok dışında ve Türkiye dünyada enflasyonu en yüksek 5'inci ülke durumunda. Bu konuda da daha alınacak mesafe var.
* Özellikle yabancılar için küçümsenemeyecek bir kur riski var. Çünkü, 2001 sonrasında kurları serbest bıraktık. Şimdilik kur genelde düşüş yönünde hareket ediyor. Ama kurun da etkisiyle Türkiye'nin cari işlemler açığı çok yükseldi. Bunun finansmanında ortaya çıkabilecek zorluklar kuru sıçratabilir. Bu da, Hazine'ye borç verenler için temel risklerden biri.
Başka nedenleri ve konjonktürü irdelemeye devam edeceğim.

Sonuç
"Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur"
John Dryden

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 81 yıl önceki siyasi kurtuluşu ekonomiye tahvil edemedik, umut AB'de   / 29-10-2004
 Tarımda tepeden tırnağa yenilenme zamanı   / 28-10-2004
 Borsanın ve halka arzların kırılma noktasına geldik   / 27-10-2004
 Yeni paranın vitrine çıkartıldığı günde döviz tevdiat hesapları 50 milyar dolar   / 26-10-2004
 İç borcun faizini düşürüp vadesini uzat tarıma, eğitime, sağlığa kaynak yarat   / 25-10-2004
 Türkiye'nin asıl rekabet üstünlüğü turizmde mi?   / 22-10-2004
 Geleceğin şekilleneceği iki ay   / 21-10-2004
 İhale, yeni dönemin ilk teyidi   / 20-10-2004
 Cari açıkta kararlılık iyi, önlemi görelim   / 19-10-2004
 Riskler dışarıdan avantajlar içeriden   / 18-10-2004
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Yabancıya dolar bazında % 30 faiz
Merkez Bankası Başkanı...
GÜNTAY ŞİMŞEK
'Yüce Divan yolu açık' ya dokunulmazlıklar
Birçok bakan...
Yiyen yesin, ben tavuk yemem arkadaş
Sebze üreticilerini hormonlu hıyar açıklamasıyla kızdıran Toroğlu'nun...
Dostluk da sahte imza da
Diyarbakır'daki uçak kazasında ölen Behzat Külür'ün en yakın arkadaşı...
Diyarbakır kekeliyor
Diyarbakır kekeliyor
Terörün etkisiyle sadece Diyarbakır'da her 100 gençten 12'sinin...
Kırcı'ya sıkı güvenlik
Kırcı'ya sıkı güvenlik
Haluk Kırcı, Kobozeva Hapishanesi'nde mahkemeye çıkacağı günü...
IMKB
E: 22,900 D:% 1.48
DOLAR
S: 1,473,000 D:% 0.00
EURO
S: 1,871,000 D:% 0.00
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.