|
|
|
|
|
|
'Bu hastalığı aşmaya kararlıyım'
* 40 yılını bu kuruma vermiş bir sanatçı olarak, Devlet Tiyatroları'nın size yaklaşımının nasıl olmasını beklerdiniz? Genel Müdürümüz Lemi Bilgin'in ağabeyi benim 40 yıllık arkadaşım. Ama Lemi Bey beni bir gün bile aramadı. Genel müdür yardımcıları aradılar onun adına. 'Hocaların hocası' dediğimiz Cüneyt Gökçer aradı. Bir tiyatronun genel müdürü benim durumumdaki herhangi bir sanatçıyı aramayacaksa kimi arayacak? Lemi Bey istese yaptırırdı bu ameliyatı...
* Yıllarca televizyon ekranlarından etkileyici sesinizle başkalarının sorunlarını dile getirdiniz. Kendi derdinizi ise anlatamadınız kimseye. Bu nasıl bir duygu? Ben durumumu herkes duysun istemedim. Kimseye bana yardım etmesini söyleyemem. Söylemek istediklerim de cevap vermedi. Benim programlarda anlattığım insanlar yoksul ve yaralı. Yapılan haksızlıkları vurgularken rahatlıyorum. Metinleri düz okumak yerine vurgulu okuyorum ki insanlar ne demek istediğimi anlasın. Benimki sadece manevi bir yıkım. Bir devlet sanatçısı olarak içinde bulunduğum durum üzüyor beni. Bu hastalık önüme çıkana kadar sürekli çalıştım. Bunu da aşmaya kararlıyım.
* Bundan sonra da uzun yıllar çalışmaya devam etmeyi düşünüyor musunuz? 62 yaşındayım ama hâlâ enerji doluyum. Sette program yapımcıları metin okumalarım sırasında yorulup ara vermek istiyor. Ben hiç yorulmamış oluyorum. Bu yaşlar, bir oyuncunun en verimli zamanları. Pek çok projeye benim yaşımda oyuncu gerekiyor. Mustafa Uğurlu gibi orta yaşlı bir oyuncunun babası rolünde oynuyorum. Seslendirmelere de devam ediyorum. Birçok arkadaşımın bırakın seslendirme yapmayı, sesleri bile çıkmıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|