kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
 

Çağdaş kölelikten ancak kayıtdışılıkla mücadele kurtarır

Önce dünkü yazımızın sonundan başlayalım. Victor Hugo'nun
"Borç, köle olmanın başlangıcıdır" sözüyle noktalamıştık. Dün akşam da Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü'nün toplantısında Mahfi Eğilmez'in "Hitit dönemi ekonomisi" konulu sunuşunu dinledikten sonra borçlanmadan yola devam etmek farz oldu.
Eğilmez, Anadolu topraklarında 3.200 yıl önce ilk büyük imparatorluğu kuran Hititler'in ekonomilerini ayakta tutmada kölelerin büyük katkısı olduğunu belirtti. Başkent Hattuşa'da 40 bine yaklaşan nüfusa karşılık bir ara 15 bine yükselen kölenin varlığına işaret eden Eğilmez, kölelerin savaşlarda esir alınanlar, borcunu ödemeyenler ve bazı mahkumlardan oluşturulduğunu söyledi. Hititler'de borcunu ödemeyenin ailesinden birini alacaklıya köle olarak vermek zorundaymış. Yani borç ile kölelik arasındaki ilişkinin geçmişi ve temeli var.
Gelelim asıl sorunu oluşturan devlet borçlarının durumuna. TESEV'de Hazine'nin borçlanmalarını yıllarca yöneten eski Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil 1990-2002 döneminde kamu kesiminin milli gelirin yüzde 2.7'si kadar faiz dışı açık verdiğini belirtmişti. Faiz dışı fazlanın verildiği yıllar ise IMF ile program yürütülen yıllardı. Biz de, kamu kesiminin net borcunun GSMH'ya oranı ile kamu kesimi borçlanma gereğini ve faiz dışı fazlayı karşılaştırdık. IMF'nin tanımı ile toplam kamu kesimi faiz dışı fazla rakamları ancak 1995 yılından sonra hesaplanmış. Onun için tabloya merkezi hükümet bütçesinin faiz dışı fazlasını da koyduk.

* Bir kere dikkati çekeceğimiz noktaların başında, 19952000 döneminde konsolide bütçe faiz dışı fazlası ile IMF tanımlı ve tüm kamu kesiminin toplamını içeren faiz dışı fazla arasında ciddi farklar geliyor. Bu farklar Ferhat Emil'in de belirttiği gibi, kamu bankalarının görev zararlarının gizlenmesinden ve KİT'lerin zararlarından oluşuyor.

* 1990-2004 arasını özelliklerine göre dört döneme ayırmak mümkün.
9093'ü kapsayan birinci dönemde kamunun borçlanma gereği yaklaşık yüzde 50 yükseliyor. Buna paralel borç stokunda da tırmanma yaklaşık yüzde 50.

* 1994-98 arasını kapsayan ikinci dönemde krizin etkisiyle borçlanma gereğinde düşüşü borç stokunda yerinde sayma, hatta kısmen gerileme izliyor.

* 1998-2001 arasında ise borçlanma gereği de net kamu borcu da katlanmış. Bu artışta gizlenmiş kamu açıkları ve krizin etkisi var.

* 2001 krizi sonrasında ise kamu kesimi faiz dışı fazlasında net bir artış söz konusu. Borçlanma gereği de yaklaşık yarı yarıya azalmış. Net kamu borcunun GSMH'ya oranı da yüzde 92'den yüzde 68'e gerilemiş.

Çözüm vergide
Tablo gayet net. Borçlanma gereğini düşürdüğün ve faiz dışı fazlayı artırabildiğin oranda borcu düşürebiliyorsun. O oranda çağdaş kölelikten kurtulabiliyorsun. Sorunun kalıcı çözümü, borçlanmanın yerine vergi gelirlerini koymakta yatıyor. Burada iş gelip kayıtdışılıkla mücadeleye kilitleniyor. IMF destekli Gelir İdaresi Reformu bu konuda bir fırsattı. Ama yine denetimdeki çok başlılık sürecek, yine özerklik olmayacak. Dört başlı denetim ve özerlik olmayınca siyasetçi oy isteyeceği kayıtdışı kesimlerin üzerine nasıl gidecek? OECD'nin son Türkiye Raporu'da belirtildiği gibi, kayıtdışılıkla mücadele edemedikten sonra vergi gelirlerini artıramayacağız, borç almaktan ve ekonomiyi bekleyen tuzaktan kurtulamayağız.

Sonuç

"Hayat insanlara zahmetsiz hiçbir şey vermez"
Horatius

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Faiz dışı fazla gerekli ama yeterli değil   / 25-11-2004
 Özele vergili, devlete vergisiz para   / 24-11-2004
 Üçüncü yıl da, faiz mahkumu   / 23-11-2004
 Şans, siyasi ve ekonomik istikrar al sana 75 milyar dolar   / 22-11-2004
 Hükümetin iki yıllık karnesi iyi ama 2005 yılı 2004'ü aratabilir   / 19-11-2004
 Hükümetin iki yılı, tartışmaları bitirdi: Yüksek büyüme tek haneli enflasyon   / 18-11-2004
 Teletaş'a bak Coca Cola'yı anlarsın   / 12-11-2004
 Artmasına artacak da ne zamana ve nereye kadar?   / 11-11-2004
 Halka arzda tablo nasıl değişecek?   / 10-11-2004
 Halka arzlarda üç perdelik oyun   / 09-11-2004
YAVUZ SEMERCİ
Sarıgül bu yükle zor yürür!
Garanti Bankası, Eczacıbaşı...
İLKER SARIER
Jöntürkler'den Fontürkler'e
Osmanlı'nın çöküş döneminde,...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Çağdaş kölelikten ancak kayıtdışılıkla mücadele...
ŞELALE KADAK
Pırlantalı mücevhere 400 milyon $
Türkiye ilginç bir...
Seda Sayan'ın babası evinde ölü bulundu
Seda Sayan'ın babası Dursun Gürsaçer, Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde,...
Kızımın katili Moldova'da
40 günlük evli kızını damadının öldürdüğünü iddia eden Celal Şen,...
İtalya'dan dost eli
İtalya'dan dost eli
Türk-İtalyan Forumu'nda İtalya Dışişleri Bakanı Fini, Gül'e...
Işığı odaya hapsetti bilimde devir değişti
Işığı odaya hapsetti bilimde devir değişti
Genç Türk bilimadamı Fatih Yanık, ışığı oda ısısında durdurmayı...
IMKB
E: 23,464 D:% -0.22
DOLAR
S: 1,428,000 D:% -0.28
EURO
S: 1,884,000 D:% 0.00
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.