Kentler kararırken...
Kent girişleri ve sokakların, geceleri pırıl pırıl ışıklarla donatılması Turgut Özal'ın kararıyla olmuştu. Direğinin dibine ışık veren yetideki lambalar gitmiş, kilometrelerce uzayan ve canlı bir şekilde etrafı parlatan aydınlatma sistemi gelmişti. Uçaktan bakıldığında, batılı bir kente gelindiği anlaşılabiliyordu. Ancak, bir süredir başkent Ankara'nın, bırakın otoban veya duble yol girişlerini, sokak aydınlatmaları dahi körleşti. Otobanlarda blok halinde karanlığa bürünmüş kilometrelerce uzayan direkler bir yana, sokak aydınlatmaları da kararmaya başladı. Sorun, kısa süre içinde İstanbul, İzmir, Gaziantep, Adana ve Antalya'yı da kapsama alacak şekilde yayılacağa benziyor. Hatta, birçok ilçe ve bütün köylerin çok kısa süre içinde bir tek sokak lambasının dahi yanmayacak duruma gelmesi an meselesi. Sorunun temelinde geçen hafta Uğur Becerikli arkadaşımızın da geniş bir şekilde haberleştirdiği, belediyeler, elektrik dağıtım şirketleri ve TEDAŞ arasındaki çekişme yatıyor. TEDAŞ, 12 Nisan 2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararını ve Enerji Piyasası Kurumu'nun kısa bir süre önce kendisine gönderdiği uyarıyı dikkate alarak harekete geçmiş bulunuyor. Bakanlar Kurulu Kararnamesi'ne göre, sınırları içinde belediyeler, mücavir alan dışında da il özel idareleri, sokak, cadde ve otoban aydınlatması için harcanan elektriğin parasını ödemek zorunda. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'nin (BEDAŞ) Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne çıkardığı genel aydınlatma giderinin bedeli iki ay öncesine göre 3.8 trilyon lira... BEDAŞ bunu yapar da Başkan Melih Gökçek boş durur mu? Büyükşehir Belediye Meclisi'nden şu kararı çıkartıyor: "O zaman siz de belediye arazisi üzerinden geçirip evlere götürdüğünüz elektrik kabloları için metre başına bir milyon lira arazi kirası ödeyeceksiniz..." Belediyenin çıkardığı karşı fatura bedeli 60 trilyon lira...
Valiler şokta Sorun sadece belediyelerle de bitmiş değil. Belediye sınırları dışındaki yolların ve köy sokaklarının genel aydınlatma giderinin karşılanması istenen valiler de gelen faturalar karşısında şok... Birçok vali, çıkarılan faturayı ödemeye il özel idare bütçelerinin yetmesinin olanaksız olduğunu bildiriyor. Valilerin bir diğer sıkıntısı, karanlığa gömülen sokaklar dolayısıyla asayiş olaylarında meydana gelebilecek patlama... Çözümün nasıl sağlanacağı konusunda henüz bir formül bulunmuş değil. Nitekim, sorunun giderilmesi için geçen hafta tarafları bir araya getiren Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de çözüm bulabilmiş değil. Şener şöyle dedi: "Enerji Bakanlığı, özelleştirme kapsamındaki TEDAŞ, bir formül üretip getirecek. Operasyonel bir çıkış bulunacak..."
Akaryakıt istasyonları Enerji Piyasası Kurumu Başkanı Yusuf Günay'ın konuya yaklaşımı ise yasal çerçevede. "Serbest elektrik piyasası açısından, kim ne kadar kullanıyorsa o kadarını ödemeli. TEDAŞ'ı uyardık; 31 Aralık'a kadar genel aydınlatma bedelini çıkarıp, belediyelerden ve il özel idarelerinden tahsil etmek zorunda. Şimdi aynı sorun petrol dağıtım şirketlerinde yaşanıyor. 15 günlük süreleri kaldı, lisans almaya gelen yok. Lisans almadıkları için akaryakıt istasyonları kapanınca bu kez onlar bağıracak. Kimse zamanında görevini yapmıyor, sorun büyüyünce de ağlıyor..." TEDAŞ, 1 Nisan'da özelleştirmeye hazırlanırken, sadece bugün için değil, satış sonrasında ortaya çıkabilecek soruna çözüm bulunmuş değil. Çözülemeyen problemin verilerine gelince.. Direk ve lamba enerji dağıtımın; direğin üzerinde durduğu ve kablosunun geçtiği toprak belediyenin.. Dağıtım, kararan lambayı yakmak istiyor; lamba değişimi yapmak, yeraltında kopan kabloyu onarmak isteyen dağıtımı, "yüksek fatura çıkardın" diyen belediye arazisine sokmuyor. Vali, "köy arazisinden kira alsak da faturayı karşılamaz" diye yakınıyor. Sokak ve caddenin sahibi vatandaş, kabloya çengel atmış karanlıkta dolaşıyor...
|