kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Doc. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 

Çocuk ve gençlerdeki şiddetin diğer yüzü: Davranım bozukluğu

Son bir haftadır, bir şekilde şiddete karışan çocuk ve gençler gündemimizde. 9 yaşındaki arkadaşını bıçaklayarak öldüren 7 yaşındaki çocuk, yaşlı kadının boğazını kesen 16 yaşında gençler, kardeşini öldüren küçük kız çocuğu, bir kaç ay önce sınıf arkadaşlarına korkunç işkence yapan öğrenciler, amca çocuğunu kaçırıp fidye isteyen genç kız... Ve hep aynı soru: 'Ne oluyor bu çocuklara ve gençlere?' Ailenin denetimsizliğini, yanlış öğreti ve tutumlarını, basında çıkan haberlerin veriliş şekillerini ve etkilerini, dizilerde, filmlerde sunulan yanlış özdeşim modelleri ve hepsinin normalleştirdiği şiddetin çocuk ve gençlere olumsuz etkilerini basında uzun uzun tartıştık. Bunlar çok önemli etkenlerdir. Ama bu etkenlerle karşılaşan her çocuk ve genç, benzer davranışı yansıtmamaktadır. Çünkü bu olayların bir de çocuk ve gencin sahip olduğu problemlerden kaynaklanan diğer bir yüzü vardır.

ÇOCUĞUNUZA DİKKAT
Davranım bozukluğunun temel özelliği, o yaş için uygun olduğu kabul edilmiş toplumsal kuralların sürekli olarak çiğnenmesidir. Sık sık başkalarına kabadayılık yapma, tehdit etme, kavga başlatma, zarar verecek sopa, taş, şişe gibi şeyleri silah olarak kullanma, insanlara ve hayvanlara acımasız davranışlar, gasp, hırsızlık, cinsel saldırı, yangın çıkarma, başkalarının malına isteyerek zarar verme, hırsızlık, aldatmak amaçlı yalan söyleme, evden ve okuldan kaçma, habersiz eve gelmeme, bu hastalığın bulgularıdır. Eğer bu belirtilerin üç veya daha fazlası varsa ve en az bir yıldır sürüyorsa o zaman çocuğa davranım bozukluğu tanısı konur. 3 yaş altında, bunların çoğunu yapabilme yeteneği olmadığından tanı konulmaz. Tabii ki bu bulgular birden ve şiddetle başlamaz. Belirtiler başkalarına zarar verici düzeye gelmeden hafif hafif başlamıştır. Ağır olgularda öldürmeye kadar giden saldırgan davranışlar olabilir. 10 yaşına kadar hiç belirti yokken, sonradan başlamışsa o zaman ergenlik tipi davranım bozukluğundan söz edilir. Çocukluk döneminde başlayan davranım bozukluğu daha ağırdır. Çocukluk döneminde başlayan durumlarda genetik geçiş daha etkilidir ve aile içi şiddete sık rastlanır.

NEDENLER NELER?
Aslında tek bir nedenden bahsetmek zordur. Birçok etken davranım bozukluğunun oluşmasında etkilidir. Bunlardan biri bazı nörobiyolojik etkenlerdir. Serotonin düzeylerinin artmış olması nedenler arasında düşünülmektedir. Ayrıca bazı fiziksel hastalıklar (sara, santral sinir sistemi harabiyeti gibi) nedenler arasında değerlendirilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu da doğru zamanda, uygun tedavi edilmezse davranım bozukluğuna dönüşür. Bu nedenle de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun erken tanısı ve tedavisi ayrıca önem taşımaktadır.

* Ailesel özellikler: Bu çocukların anne babalarında bazı sorunlar bulunabilir. Babanın ev içinde ilgisiz, uzak ya da aileyi terk etmiş olması sık görülür. Ya da babaların da benzer davranışları olduğu, alkol veya madde bağımlısı olduğu saptanabilir. Annelerde ise depresyon, somatik yakınmalar, kişilik bozuklukları bulunmaktadır. Anne baba tarafından küçük yaşta terk edilmiş olmak gibi, geniş ailede yaşayıp, özellikle tek ya da büyük erkek çocuk olması nedeniyle tüm akrabalar tarafından aşırı şımartılmış, her isteği karşılanmış, sınır koyulmamış olması da sorundur. Kargaşa olan bir ailede büyüyen çocuklar, isteklerini ancak ısrarcı ve yıkıcı davranışlarla alabildikleri için, bunu model alır ve engellenmeye dayanamazlar. Bazen de sosyoekonomik olarak yetersiz olan çocuklar, isteklerini kolay ve kabul görmeyen yollardan gidermeye çalışırlar ve yaşadığı çevrede bu davranışlar sosyokültürel olarak, bir anlamda onaylanıyor olabilir.

* Cinsel ve fiziksel kötüye kullanım: Cinsel ve fiziksel kötü kullanıma uzun süre maruz kalan çocukların, kendileri de benzer davranışlar gösterirler. Hem saldırganlığı öğrenmiş ve kanıksamış olmaları nedeniyle, hem bunu kendini koruma yöntemi olarak benimseyip en ufak davranışa saldırgan yanıt vermeleri nedeniyle, hem de sözel olarak dile getiremedikleri çaresizliklerini, saldırgan davranışlarla ortaya koymaları nedeniyle bu çocuklar, davranım bozukluğu için risk altındadır.

NE YAPILABİLİR?
Tedavi zordur ve birkaç yöntemi birlikte uygulamak gerekir. Uzmanın yanı sıra aile, okul ve yaşadığı toplum da tedaviye katılmalıdır.
Dürtülerini, öfkelerini kontrol etmeyi öğretmek, destekleyici psikoterapi vermek, duruma göre bunlara destek olan ilaçlar kullanmak, aileye kontrolü ve çocukla doğru ilişkiyi öğretmek, bu çocukları 'başarısızlar' diye eğitim sisteminin dışına, sokağa, atarak öfkelerini artırmak yerine, sistemin içinde uygun eğitim vermek, kötü özdeşim yapacakları şeyleri denetlemek tedavinin parçalarıdır. Bunları yapabilirsek çocukları ve toplumun geleceğini doğru yönlendirebiliriz. Ama yapmazsak çocuk ve ergen suçlulardan, alkol ve madde bağımlısı çocuklardan, büyüdüklerinde de sorunları iyice artmış, üretken olmayıp, toplum huzurunu bozan erişkinlerden bahsetmeye, haber yapmaya, çaresizliğe ve kaçan çözümleri aramaya devam ederiz. Tercih hepimizin!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kızlık zarı, bekaret ve sorunlar   / 04-12-2004
 Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, AIDS ve gençlik   / 02-12-2004
 Erkeklerde sık görülen bir cinsel işlev bozukluğu: Erken boşalma   / 27-11-2004
 Öğretmenler günü...   / 25-11-2004
 Boşandık tamam!.. Peki çocuklar ne olacak?   / 22-11-2004
 Evlenmek mi, boşanmak mı yoksa evliliği sürdürmek mi zor?   / 20-11-2004
 Her kesimden insanın depresyona yakalanma riski birbiriyle aynıdır   / 18-11-2004
 Bu bayramı tatil gibi yaşamayalım   / 15-11-2004
 Delice sevildiğine inanmak! (Erotomani)   / 13-11-2004
 Sokaklarımızda olanlardan haberdar mıyız?   / 11-11-2004
AYŞE ÖZYILMAZEL
Futbolun beceriksizleri!
Boşuna dememişler beterin...
HAKAN & UTKU
Okuduğunu anlamamak
Birkaç gün önce sevgili Pakize Suda...
Doç. Dr. BENGİ SEMERCİ
Çocuk ve gençlerdeki şiddetin diğer yüzü: Davranım...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Sosisli sonbahar çorbası
1çorba...
Etli, sütlü gıdalar sosis ve kahve baş ağrısı yapıyor
Etli, sütlü gıdalar sosis ve kahve baş ağrısı yapıyor
Göz bozukluğundan kulak burun boğaz hastalıklarına, alkolden sigaraya...
Chopard, 2005 koleksiyonunu Eva ile İstanbul'da tanıtacak
Chopard, 2005 koleksiyonunu Eva ile İstanbul'da tanıtacak
Dünyaca ünlü Çek manken Eva Herzigova, 'Chopard'ın 2005...
Rötarlı tatil Dubai'de
Rötarlı tatil Dubai'de
Çiğdem Kayalı ile sevgilisi Tarkan Sualp, Ramazan Bayramı'nda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.