|
|
|
|
|
Bakıcı anne de tacizci çıktı!
|
|
Urla Başsavcısı Gök: Çocuk Köyü yöneticileri şikâyetleri dinleseydi daha çok çocuk kurtulurdu.
Urla Çocuk Köyü'ndeki tacizle ilgili, müdürün oğlu Rasim Tunce'nin, "Bazı kızlara 'küçük temaslarda' bulunduğunu" söylediği öğrenildi. Tutuklanan yurt bekçisi Yiğit'in de bir erkek ve üç kızla ilişkisini itiraf ettiği belirtildi. Başsavcı Gök, "Konuyu bilenler kurumun adı kötüye çıkmasın diye saklamış. Bakıcı annelerden biri 16 yaşındaki erkek çocukla birlikte olmuş" dedi.
Urla'da bir köy var içinde de gerçekler
Çocuk Köyü'ndeki peşkeş çekilen kızlar, uyuşturucu gibi iddiaları birinci elden dinledim. Gördüm ki işin perde arkasında, fısıltılar ve söylentiler de yok değil. Kötü işler yapanlar da olmuş, bunu onlar da kabul ediyor. Oradaki gençler ve yetkililer özetle şunu söylüyor: Güzel olan bir şeyi hemen yıkmayalım.
Sabah'ın ilk ışıklarıyla kalkıp yola koyuldum Taksim'den. Sonra Atatürk Havalimanı, ardından indiğim Adnan Menderes'te haber ekibimizden İbrahim ve Ayça'yla buluşup Urla'ya, Barbaros Çocuk Köyü'ne hareket. Mahmur bakışlarım genç muhabirlerin sabah kıpırdaklığını kezzaplıyor besbelli. Yarı uykulu hallerim bu ünlü çocuk köyünün kapısına geldiğimizde tuz buz oluyor şükür ki. O Avustralya, Yeni Zelanda kırlıklarında çekilen filmler vardır hani. Uzun patikalar, yeşili parıldayan kırlıklar, tepelikler görülür hani kuş bakışı. Tam da öyle bir yer burası. Üstüne üstlük belli ki hiçbir masraftan kaçınmayıp harika bir kompleks kondurmuş oraya devlet baba.
GEL DE ANLATALIM ABİ Çevrede cins atlar, koyunlar, kuzular, tavşanlar, ördekler kazlar geziniyor. Marulların, kıvırcık salataların yetiştiği seraların, oyun alanlarının arasından geçtik ve işte içerilerdeyiz. Şu meşum olay ortaya çıktığından beri köyün her bir yanı basın mensuplarına "yasak bölge" edilmiş. Uzaklardan gelişime hürmeten olacak, çok da zahmet çıkarmıyorlar çalışma yapmama. İçinden çocuk geçen, çocuklar geçen her konu gibi bu konu da çok hassas malum. Bu nedenle şikayet edildiği gibi; "uydurma, doldurma, abartma, çarpıtma" tehlikelerine karşı çok dikkat etmeli elbette. Çocukların fotoğraflarını çekme, kullanma konusu, zaten son derece gergin bir ortamın ana oyuncusu haline getirilmiş bebelerin haleti ruhiyesini kollamak boyun borcu. O zaman işin nasıl gezdim, nasıl dolaştım kısmını bırakıp parça parça gözlem, bilgi ve söyleşi özetlemesi aktarayım size. Köyde yanlarına gidilmesi, yüz yüze konuşulması en zor en zahmetli olan gençlik merkezinde kalan kızlarımızın bölümü. Çünkü günlerdir olayın asal eksenine ruh ve beden olarak onları oturtmuş fısıltılar, söylentiler, ifadeler. Kaçan, köye, kasabaya, şehre, tatil coğrafyalarına giden, erkeklerle kalkıp düşen, uyuşturucu tozları çeken diyerek takdim edilen kızlar seviniyor beni görünce ve; "Gel de her şeyi sana anlatalım Savaş Abi" diyerek odalarını açıyorlar bana ve arkadaşlarıma. "Şu yazılıp çizilenlerin yüzde 25'i doğrudur ancak. Hatalı olanlar yok mu, var elbet. Olmaması gereken bazı şeyleri yaşamış olanlarımız yok mu, var elbet. Mesela şu arkadaşımız. Henüz 16 yaşında o. Hem de kendi kaldığı evin 'abisi' gelip bir şeyler yapmış ona. Bazı bazı küçük hırsızlıklar olmuş" diyorlar.
YARATILAN HAVAYA BAK Sonra ardı ardına iddialara değiniyorlar: "Cep telefonları şu bu çalınmış bulunmuş. Ama sanki hepimiz birer hayat kadınıymışız, esrarı eroini çekip her gece bir başka erkekle hem de para karşılığı ilişkiye giriyormuşuz gibi bir hava yaratıldı ki, olacak iş mi bu? Neymiş müdür baba her şeyi bilir göz yumarmış. Bırakın bir müdür olarak, bir Türk erkeği olarak böyle bir şeye göz yumar mı koca adam? Ona Çeşme'de babaanne adı verilen Melek Hanım adlı bir mahalle muhtarı takmış kafayı. Nedense bu kadın Çeşme'ye grupça götürüldüğümüz yaz tatili haftalarından beri didişiyor müdürle. Belki yüz defa 'Ben bunun ayağını kaydıracağım. Ben bunun başına çorap öreceğim' diye konuştu bizim yanımızda. Müdürün oğluna gelince. Genç çocuk, akıllı çocuktur. Tam karşıdaki evde otururlar ailece. Bizim de arkadaşımız gibidir. Ama gelip de en ufak bir yanlış yaptığını görmedik. Neymiş bizimle oluyormuş, yok biz köyden 10 kilometre ötelerde geziyormuşuz. Kaçıp gelmiyormuşuz falan. Ne olacak bizim istikbalimiz? Ailesi olanlarımız daha felaket durumda. Telefon açıp ağlaşanlar, ayılıp bayılanlar mı istersiniz, buralara gelip feryat figan edenler mi?.."
KIZLAR BÖYLE DİYOR AMA Gazetelerde adı ve soyadının baş harfleri verilerek "infaz" edildiğini söyleyen o genç kız evin lideri adeta. Son derece düzgün ve mantıklı cümleler kuruyor ve diyor ki: "En çok benim adım anıldı. Sanki bu arkadaşlarımı yanımda götürüp pazarlıyormuşum gibi bir hava yaratıldı. Okulumuza nasıl gideceğiz şimdi? İnsan içine nasıl çıkacağız? Bu işe bir çözüm bulunmalı Savaş Abi. Küçük çocuklarla ergen insanlar bir arada kalmamalı asla. Biz küçükken herkes kardeşimiz gibi. Ama buluğ çağı geldiğinde kardeş yerini karşı cinse bırakıyor. Uyanış, fark ediş başlıyor. Bunlar bir arada olunca sakınca doğuyor. Dışarıda normal ailelerde her genç erkeğin her genç kızın yaşayabileceği şeyleri, arkadaşlıkları bizler yaşayınca rezillik olarak anlatılıyor."
VALİ: 5 KİŞİ SUÇLU DİYE O genç kızların dikkat çektiği bir başka husus da bakıcı anneler sorunu. Diyorlar ki: "Bazen öyle tipler geliyor ki insan gözlerine bakmaya korkar. Biri geliyor yılan gibi bakıyor, sert yapıyor, vurup kırıyor, öbürü geliyor sabah akşam dinden imandan bahsedip cinler büyülerle dolduruyor kafalarımızı." İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu ile de uzun uzun konuştuk çocuk köyünde. "Çocukların böyle bir olayla karşılaşması beni son derece üzdü" diyerek şunları anlattı: "Tek çabamız yaşananları bir kenara bırakıp, çocukların normal yaşantılarına geri dönmesi. Çocuk köyü, özel statüye sahip çok büyük hassasiyet gösterdiğimiz bir yer. Cumhuriyet Savcılığı idari yönden tüm incelemelere devam ediyor. Çocukların topluma kazandırılmasını istiyoruz ve medyadan bu konuda hassasiyet bekliyoruz. Köylülerden konuşan çok var sorunlar karşısında onların tepkisiz kalmamaları gerekiyordu. İlettikleri birinci makamda sonuç çıkmadıysa ikinci makama dertlerini iletsinler. Yaklaşık 10 yıldır bu köy çocuklara hizmet veriyor, devlet buraya çok yatırım yaptı, evler için 60 milyar harcandı onların rahatlığı için. 5-6 kişinin suçu tüm çocuklara ve görevlilere yüklenmemeli."
|
|
|
|
|
|
|
|
|