kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bu gençler ustalarını aşacak performanstaydı
Bu gençler ustalarını aşacak performanstaydı
'Pekçok kişi kendini tüketiyor'
'Eğreti gelinliğin bile kuralları var'

Bu gençler ustalarını aşacak performanstaydı

Ünlü yönetmen Atıf Yılmaz'ın ses getiren filmi 'Eğreti Gelin', ünlü oyuncu Füsun Demirel ile genç yetenekler Eylem Yıldız, Özgür Deyanç ve Onur Ünsal'ı bir araya getirdi. Demirel, birçok kişi gibi gençlerin performansını hayranlıkla izlediğini söylüyor.

Yılların usta oyuncusu Füsun Demirel ve genç oyuncular Eylem Yıldız, Onur Ünsal, Özgür Deyanç; Atıf Yılmaz'ın çektiği Eğreti Gelin'de bir araya geldi. Sinema serüvenine Atıf Yılmaz ile başlayan Füsun Demirel, konservatuvar öğrencisi 19 yaşındaki genç oyuncu Onur Ünsal, Asmalı Konak ile tüm Türkiye'nin tanıdığı Eylem Yıldız ve yetenekli genç oyuncu Özgür Deyanç bu filmdeki performansları ile herkesin beğenisi kazandı. Filmde Bohçacı kadın Çenoto (Füsun Demirel), kendisine Eğreti Gelin getirilen Ali (Onur Ünsal), Ali'nin çocukluk arkadaşı olan zoraki nişanlısı Neşe (Eylem Yıldız) ve Refik (Özgür Deyanç) başlarından geçen olaylarla bizlere daha önce pek duymadığımız bir kavramı; 'Eğreti Gelin' kavramını anlattılar. Füsun Demirel'in Cihangir'deki evinde genç oyuncularla bir araya gelip keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

'GÖZÜM ÇENOTODAYDI'
* 'Eğreti Gelin' için teklif nasıl geldi?
Füsun Demirel:
Jale Onanç aradı ve Atıf Yılmaz'ın böyle bir projesi olduğunu ve benimle çalışmak istediklerini söyledi. İlk önerdikleri rol belediyle başkanın karısı İffet rolüydü, Müjde'nin (Ar) oynadığı rol. Senaryoyu okudum ve büyük heyecanla kabul ettim. Bir hafta sonra Çenoto'ya kaydırıldım, zaten o rolde de gözüm vardı. "Çenoto olabilir misin?" dediklerinde tereddütsüz kabul ettim.
Eylem Yıldız: Ben filmin senaristi Barış Pirhasan'ın önermesiyle dahil oldum ekibe. Bunun bana uygun bir rol olduğunu söyleyip beni Atıf Yılmaz'a önermiş. Biz çok genç oyuncular olarak Atıf Bey'in sinemasını yakalamış olduk, bu çok büyük bir şans benim için. Çünkü arada kaç nesil var. 'Asmalı Konak'ta çok keyifli çalışıyorduk ama çok farklı bir enerji vardı 'Eğreti Gelin' setinde. Atıf Yılmaz oyuncusuna çok güveniyor. Bu yüzden sette olumsuz bir şey yaşanmıyor.

* Onur ve Özgür... Siz ilk kez bu film ile sinema seyircisiyle buluştunuz. Size teklif nasıl geldi, filmin çekimleri nasıl geçti?
Onur Ünsal:
Bu ilk işim benim, konservatuvar tiyatro üçüncü sınıfta okuyorum ve 19 yaşındayım. Oyun Atölyesi'nin tiyatrosunda devam ediyorum. Tiyatrodaki oyun yazarı ağabeyimizden bana böyle bir telefon geldi, "Ufak bir rol var, gider misin?" dedi ben de kabul ettim.
Özgür Deyanç: Çalışma Ekonomisi üçüncü sınıfta okuyorum, filme Füsun Hanım sayesinde dahil oldum. Aynı dizide rol aldık, dizi sırasında Füsun Hanım bu film ile anlaşma imzaladı. Benim için sadece Atıf Yılmaz filmi olması yeterliydi zaten. Refik rolünü oynadım filmde.

* Füsun Hanım, Müjde Ar ile daha önce birlikte kamera karşına geçmiştiniz. Oyunculuğunu iyi bildiğiniz bir oyuncu ile oynamak avantaj olmuştur size... 'Ah Belinda' ile başladık, 'Dağınık Yatak'ta oynadık, sonra 'Asiye Nasıl Kurtulur' ve 'Gizli Duygular'da birlikteydik. Bizim zamanlarımız çok sıcak ve hep dostluk içinde geçti, olumsuz hiçbir şey olmadı. Bu kadar yıl sonra sette karşılaşmak çok hoştu. Performansını iyi bildiğim bir oyuncu ile karşılıklı oynadığınızda asla tedirgin olmuyorsunuz, bu güven veriyor oynarken.

'SETTE EKÜRİ OLDUK'

* Eylem, siz de Nurgül Yeşilçay ile iyi iki dostsunuz. Uzun süre Asmalı Konak'ta bir aradaydınız, bir sinema filminde tekrar bir araya gelmek nasıl oldu?
Biz 'Asmalı Konak'ta uzun bir süre aynı odayı paylaşmıştık. Sonra New York'ta yine aynı yerde kaldık. Dost olduk ve bunun uzun yıllar süreceğini düşünüyorum. Bana inanılmaz destek oluyor, piyasada böylesi azdır herhalde. Karşılıklı çok sahnemiz yoktu 'Eğreti Gelin'de ama onunla çalışmak çok keyifli.

* Onur, Yeşilçay ile yakınlaştığınız sahneleri oynarken zorlandın mı, ilk sinema deneyimin için çok da kolay olmasa gerek.. Eylem ile tanıştığımız günün ertesi günü Nurgül ile tanıştık. Bir iki hafta burada beraberdik ve zaten Kastamonu'ya gittiğimizde aynı ekürinin bozulmayacağı belliydi.

* Özgür, sen de ilk sinema filminde Müjde Ar, Füsun Demirel ve Fikret Hakan gibi usta isimlerle çalıştın, ilk teklif aldığında heyecanlandın mı? Füsun Abla "Bu filme gelirsen çok iyi olur" dediği zaman çok heyecanlandım. Sinema filmi çok ciddiyet isteyen bir şey. İnsan tedirgin oluyor ve heyecanlanıyor. Ben 'yapamam' dedim, 'olmaz' dedim. Çok heyecanlıydım çünkü cast'ta Müjde Ar, Fikret Hakan, Füsun Demirel gibi isimler vardı. Ama benim gibi ilk projesi olan Onur, Kıvanç ve Pınar'ın varlığı beni çok rahatlattı.

* Eğreti Gelin kavramı için ne düşünüyorsunuz?
F.D.:
Aslında Osmanlı geleneği, saray geleneği... Cumhuriyet kurulduktan sonra devam etmesi ilginç. Cumhuriyet'in ilk yılları olduğu için devam etmiş. Denizli ve Ege'nin belli yerlerinde olduğu söyleniyor.

'GÜZELSE AŞIK OLURDUM'
* Onur sen hiç duymuş muydun 'eğreti gelin' kavramını daha önce?
Hayır ama benim bildiğim, sayıları az, bir dönemi değil belli yılları kapsıyorlar. Sadece üç dört ilçede adını duyurmuş olan küçük bir gelenek bu. Zaten büyük bir gelenek olsa, Osmanlı döneminde de bizi çok etkiler. Eğreti gelinin damadı olan çocuk daha önemli gibi geliyor bana. Ne yaşarsanız yaşayın o sizin ilk sevgiliniz ve size onu bir fahişe olarak değil, gelin olarak getiriyorlar. Ben güzel bir kadın gelse aşık olurdum. Orada farklı bir şey yaşanıyor, sana öğretmen gibi iyi davranmak zorunda, koca olmayı öğretmek zorunda. 30'lu yıllarda böyle bir şey yaşamış olsaydım ben kesin aşık olurdum.
Ö.D.: Eğreti gelin, 'karı-koca nasıl sevişir'i öğretmiyor sadece; evliliği de öğretiyor. Mesela Nurgül'ün bir repliği vardı; o dönemde İslam'a göre konuşuyordu, 'Nikah Peygamberimizin sünnetidir' diye. Eğreti Gelin o tarihte bu kadar kapalı olan ailelerin kabul ettiği bir şey. O dönem için çok önemli bir şey bu. Günümüzde bile karıkocanın arasına kimse giremez ama o tarihte ailenin içine böyle birini alıp bir şeylerin iyi olabilmesi için içlerine sokuyorlar.

ZEYNEP GÜLER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Kızları bize babaları getiriyor
 Çabuk form tuttular
 'Kaybolan Kuzey'in hüzünlü görüntüleri
 Brad gibi olabilmek için 'vücut' çalışıyor
 Birkaç yıl sonra çocuk yapacak
 Yapımcıları şikayet etti
AYŞE ÖZYILMAZEL
Namus meselesi yapmayın bizi sevişmekten korkutmayın
Kız...
HAKAN & UTKU
Türkovizyon
Önce bilmediğimiz bir yarışmaydı. Sonra biz...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Yağsız bir tavada hamsileri karıştırarak...
Sinüzit ile saman nezlesi karıştırılıyor
Sinüzit ile saman nezlesi karıştırılıyor
Baharla birlikte pek çok kişide aşırı iştah, uyku hali, halsizlik,...
'Sağlıklı' beslenirken sağlığınızdan olmayın
'Sağlıklı' beslenirken sağlığınızdan olmayın
Sağlıklı beslendiğinizi düşünmenize rağmen, kendinizi sürekli yorgun...
Top modelliğe aday gösterildi
Top modelliğe aday gösterildi
New York'taki "One Model Management" ajansı ile anlaşıp Amerika'ya...
Beyaz dekolte
Beyaz dekolte
Baharın etkisini göstermeye başladığı şu günlerde podyumlara da yaz...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.