|
 |
 |
 |
 |
|
Yaptıklarım dünya genelinde önemli
'Vahşi Orkide' filminin unutulmaz oyuncusu Carre Otis, Twigy terliklerinin reklam kampanyası için Türkiye'de. "Basın önünde olmasam da, yaptıklarım görünmese de, dünya genelinde önemli işler yapıyorum" diyor. Carre Otis, kurduğu derneği ve Türkiye'de ilgisini çekenleri anlattı.
Kısa süre önce Kia otomobillerinin Auto Show Fuarı'ndaki tanıtımı için Türkiye'ye gelen 'Vahşi Orkide' filminin unutulmaz ismi Carre Otis, bir başka tanıtım için yine Türkiye'de. 14 yaşında modellik kariyerine başlayan, dünyanın en güzel kadınlarının yer aldığı Pirelli takvimi için poz veren, Elle, Vogue, Harper's Bazaar gibi dergilere kapak olan, ayrıca 'Vahşi Orkide' filminde başrolü paylaştığı Mickey Rourke ile olan evliliği ile magazin basınını uzun süre meşgul eden Otis'i 'seçen' bu kez bir terlik firması. Hani şu "Bu terlik tam benlik" sloganı ve özellikle taraftarlar için ürettiği terliklerle pazar payını büyüten Twigy... Reklam filminin çekileceği Antalya'ya gitmeden önce Carre Otis ve Twigy'nin sahibi Sinan Öncel ile buluştuk. İşte mini bir sohbetten çıkanlar:
* Uzun zamandır film projeniz yok. Artık reklam işlerine ve fotomodelliğe mi ağırlık veriyorsunuz?
Aslında doğru olanı yapmaya çalışıyorum, o anda önüme çıkan neyse doğru bulduklarımı yapmaya çalışıyorum. Bu aralar ise özellikle yazı yazıyorum.
* Ne yazıyorsunuz?
Hayatımla, özellikle de modellik kariyerime başlamadan önceki yaşantımla ilgili şeyler...
* İlginç hikayeleriniz var mı?
İlginç olan yanı şu; yazdıklarımın bir bölümü çocukluk döneminde yanlış büyütülmeyle ilgili... Amerikan kültürüne dayalı fonksiyonel olmayan bir yaşam tarzım vardı, bununla ilgili daha çok..
* Yetiştirilmenizde neyi yanlış buluyorsunuz?
San Francisco'da öyle bir bölgede yetiştim ki, hippilerin olduğu, uyuşturucu kullanımının fazla olduğu bir yer... İnsanlar anne- baba oluyorlar ama bunun nasıl olması gerektiğini bilmiyorlar. Farklı bir jenerasyon yetişti bu yüzden.
YAŞAMIM İSTEDİĞİM GİBİ
* Vahşi Orkide'den sonra ortadan yok oldunuz. Hayata dair neler planlıyorsunuz, kafanızda ne var?
Geçmişteki yaşantımdan da çok memnundum ben. Basın önünde olmasam da, yaptıklarım görünmese de, yaptıklarım dünya genelinde çok önemli. Bu da beni mutlu ediyor. Yaşamım istediğim gibi, dolayısıyla memnunum.
* Bu teklif size iletildiğinde şaşırdınız mı? Yani Türkiye'den ikinci bir teklif gelmesini bekliyor muydunuz?
Her zaman bir teklif geldiğinde önce o şirketi araştırıyorum. Twigy'i de bilmediğim için araştırdım. Gaye Sökmen Ajans'la da bağlantım vardı ve kabul ettim teklifi.
* Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
Daha önce Kapalıçarşı'da  bulundum, elimden geldiği kadar yer gördüm. Ama oturup sadece manzarayı seyretmek de güzel. (Conrad Oteli'nden deniz manzarasına bakıyor) San Francisco'da büyüdüm; orası da deniz kenarında; geçen gemileri görüyorsunuz, o yüzden bana yakın buluyorum burayı.
* En çok neden etkilendiniz; kebap mı, deniz mi, insanlar mı?
Buraya gelmeden önce bana insanlar hakkında bilgi verilmişti; çok cana yakın oldukları söylendi. Gerçekten de öyle. En etkilendiğim şey Türk insanları.
* Sinemayla ilgileneceğiniz projeler yok mu?
Bir proje gelirse ve okuyup değerlendirdiğimde kendime yakın bulursam seve seve kabul ederim. Şu anda incelediğim şeyler var sadece.
* Kendi adınızla kurduğunuz bir dernek var, neler yapıyorsunuz orada?
Evet, Carre Otis Derneği'nin üç büyük projesi var. Bunlardan ikisi Tibet'te. Biri ağaçlandırma ile ilgili, diğeri yaşlılar için barınma alanları, evler yapmak üzerine. Üçüncü proje ise insanları yeme bozukluklarıyla ilgili eğitmek; yani bulimia ve anoroksi ile ilgili. Dünya genelinde konferanslara katılıyorum.
* Bunlarla ilgili çalışma yapmak nereden aklınıza geldi peki?
Tibet budizmine inanıyorum. Buradaki projeler dinle ve politikayla alakalı değil; oradaki insanlara yakınlık duyduğum, oradaki insanlara yardım etmek istediğim için bu projeleri yapıyorum. Yemek bozuklukları gerçekten çok trajik. Giderek de büyüyor. Hem kızlar, hem erkekler için tehlikeli. Vücuda verdiği zararlar çok önemli.
* Yakın çevrenizde bu problemi yaşayanlar mı var ya da siz yaşadınız mı?
İkisi de aslında. Çünkü saçma bir şekilde toplum baskısı var. Hep belli bir 'size'a uymak zorundasınız; çok saçma!
GÜZELLİK SIRRI SU VE YOGA
* Kaç yaşındasınız?
36 yaşında.
* Siz kendinize nasıl bakıyorsunuz?
Hiçbir şeyin yerini tutamayacak iki şey var ki; onlar da egzersiz ve yoga. Yoga iç organları da çalıştırıyor, iç organların da egzersiz yapmasını sağlıyor. Beslenmeyle vücudunuza ne alırsanız, vücudunuz ona göre reaksiyon verecek. Eğer önünüze bir tabak geliyorsa ve onun nasıl bir yiyecek olduğunu bilmiyorsanız yememelisiniz. Genelde doğal, taze şeyleri yiyorum ben.
* Mesela özel bakım reçeteleriniz var mı?
Şuna inanıyorum: Krem sürebilirsiniz, iyi kremleriniz vardır ama asıl önemli olan, tenin iyiliği, aldığınız besinler ve sudur! Çok su içerim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
