kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Eski ile yeni arasında kalmanın dayanılmaz ağırlığı..
Yalnız havyarla yaşanmaz..
ŞAKA - İş işten geçti..

Eski ile yeni arasında kalmanın dayanılmaz ağırlığı..

Türk toplumu da, insanlığın yaşadığı " Çağ Dönümü "nün bütün sancılarını hissetmekte ve bütün ikilemlerinden bunalmakta... " Eski " öylesine kökleşmiş ve " Yeni " öylesine çarpıcı ki, arada kalanların bunalmaması mümkün değil.
Yeni Çağ'ın en ağırlıklı niteliği " Bireysellik " olabilir.
Gen araştırmaları sonunda ortaya çıkan bulgular, her canlının (ve insanın), birbirinden farklı yapılara sahip olduğunu kanıtladı. Aynı diyeti uygulayan iki insandan biri zayıflarken diğeri kilo alıyor mesela. Veya aynı ilaç aynı hastalığa karşı kullanıldığında, iki hastada farklı sonuçlar veriyor.
Algılamalar da öyle. Her beyin aynı kavramı farklı algılıyor.
" Bireysellik "in bir başka yüzü de teknoloji aracılığı ile iletişime yansıdı. İnternet, uydulu televizyon yayıncılığı ve cep telefonları, kitlesel iletişimi bireyselleştirdi.
Şimdi adeta herkes kendi haberini kendisi yapıyor. İnternet siteleri ve tematik kanallar, bireyin kitleden ayrı kamuoyları oluşturmasına yardım ediyor. SMS'ler, MSN'ler, e-mail grupları, milyonlarca bağımsız medyalar oluşturuyor.
Bireyselleşmenin toplumsal ve siyasal yansıması ise " Alt Kimlik "lerin her alanda üst kimlikler kadar ağırlık kazanmasıdır. Vatandaşlık, milliyet, etnisite, din, mezhep ve benzeri olgular, bireylerin toplumsal kimliklerini açıklamaya yetmiyor artık.
Eşcinsellik (veya gay'lik) bile pek çok ülkede kabul edilen farklı toplumsal kimlik haline dönüşmedi mi mesela? Veya aynı ulusal bayrak altında yaşayan kitleler, nasıl oluyor da farklı futbol kulüplerinin bayrakları altına birbirlerini can düşmanı gibi görebiliyor? Tüketimin bireyselleşmesi ise, nerdeyse her alıcıya farklı model otomobil üretme noktasına dayandı. Artık markalar değil, aynı markanın farklı modelleri ağırlıkta. Bir hipermarkette, 30-40 bin değişik ürün arasından seçim yapmak durumunda tüketiciler.
Eskiden " Bana ekmek ver" demek bakkalla diyaloga yeterdi. Şimdi bir markette, ekmeklerden ekmek beğenmek durumundayız.
Yeni Çağ'ın bireyselleşmeyi öne çıkaran eğilimi karşısında Eski Çağ'ın kitleselliği de yerinde durmakta. "Devlet" kavramı da bu kitlesellikler üzerinde bugüne kadar geldi. Bireyin devletle eşit olabilmesi, devletle birey arasındaki ilişkinin "Sadakat" değil " Hizmet " biçimine dönüşmesi, evrensel insan haklarının ulusal egemenliklerin üzerine çıkması "Eski" tarafından kolay kabul edilebilir olgular değil.
Ayrıca ideoloji, milliyetçilik ve benzeri kavramlar da, eski kitlesel eğitimin topluma yerleştirdiği temel değerler olarak yeni çağla gelen kavramlarla çatışma halinde. Militarizm sivillikle, ulusalcılık küreselleşme ile, gelenekler modernleşme ile sürekli çatışıyor.
Eskinin temel çelişkisi varlıklılar ile yoksullar, Güneyle Kuzey, kapitalizmle komünizm arasında aranırdı.
Şimdi ise "Eski ile Yeni " çelişkisi gündemde. Bilimsel buluşların, teknolojinin, iletişimin, küreselleşmenin, bireyselleşmenin yansımaları statükoyu temelden sarsmakta. Buna Komünist Çin bile direnemiyor. Sovyetler Birliği bile dayanamadı.
Keşke Türk siyaset ve düşünce hayatının gündemi, bunların da tartışıldığı bir foruma dönüşebilse.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Dalgacı Mahmut" olmayı da denemeliyiz..   / 27-04-2005
 Erkek eve "Yüksek sadakat"le nasıl bağlanır?   / 26-04-2005
 Uykularını kaçıranlar o kadar fazla ki..   / 25-04-2005
 Reha Muhtar bizlere balans ayarı yaptı ya   / 24-04-2005
 Hayatı bir maraton temposunda koşabilmek..   / 23-04-2005
 Şimdi konuşan sonsuza kadar da mı konuşacak?   / 22-04-2005
 Bu yazıyı Başbakan Erdoğan okumasa da olur..   / 21-04-2005
 Türk-Amerikan ilişkileri eldivensiz tartışılırsa   / 20-04-2005
 Erdoğan "Özal Olayı"ndan dersler almalı..   / 19-04-2005
 Çin İmparatoru'na gitmesi gereken mesajlar   / 18-04-2005
MEHMET BARLAS
Eski ile yeni arasında kalmanın dayanılmaz...
MAHMUT ÖVÜR
Özel idare ve meclis kaldırılsın!
İstanbul nasıl...
REHA MUHTAR
Seks skandalı...
-Ne oldu anne?..
-Bugün iyi...
SAVAŞ AY
Gelin bürokrasiye karşı bir şeyler yapalım!..
Ön...
REFİK DURBAŞ
Ulusal yurttaşlıktan Avrupa'ya...
Yurttaşlık kavramı...
HINCAL ULUÇ
Galatasaray Hagi'ye bol geliyor!..
Galatasaray iyi...
MANSUR FORUTAN
Tıraştan sonra kullanılan müstahzarlar
Öyle bir hal aldı...
Bir puan yetmez
Bir puan yetmez
Cumartesi günkü F.Bahçe-Trabzon maçında beraberlik iki tarafa da...
Hiç yakışmadı: 72-88
Hiç yakışmadı: 72-88
FIBA Avrupa Ligi final-four'unda Fenerbahçe bu sezon iki kez yendiği...
1 milyar aç insan onun eline bakacak
Derviş'in başkanı seçildiği UNDP'nin hedefi 1.1 milyar insanın en az...
Biz bilimin neticesine katlanırız
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan'a...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu