kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Köklü değişim beklenirken...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da dün partisinin Meclis Grup toplantısında da vurguladığı gibi, yabancı sermayenin Türkiye'ye ilgisi son dönemde oldukça yüksek.
Dünyada isim yapmış şirketler, Türk firmalarıyla iyi kredi koşullarında ortaklık kurmak için çaba gösteriyor.
Bazıları da dün Gima örneğinde de görüldüğü gibi, Türk şirketlerini doğrudan satın alarak gelmeye başladılar.
Bunlar olurken sıkıntı da giderilmiş değil. Sıkıntının adresi de her zaman olduğu gibi bürokrasi...
Nitekim, geçen hafta İstanbul'da yapılan Yatırım Danışma Konseyi toplantısında da yabancı şirketlerin tepe yöneticileri Başbakan'a bu konudaki sıkıntılarını doğrudan aktardı.
Dikkat çekici olan ise Başbakan'ın yakındığı ile yabancı sermayenin yakındığı bürokrasinin aynı olmaması.
Erdoğan, ağırlıklı olarak "memur" olarak bakanlıklarda görev yapan bürokratlardan şikayetçi...
Yabancı sermayenin yakınması ise daha çok yargı ve özerk kurum personeli...

"Tanıdığım
doğru söyler"
Peki, bürokrasi bu konuda ne diyor? Yıllardır üst noktalarda görev yapmış bir bürokrat dün şunu söylüyor:
"Kelime anlamı büro gücü olan bürokrasi, bilgi birikimiyle devletin hafızası durumundadır. Bu birikimini de siyasetin önünü açmak için kullanır. Siyasetin aldığı karara da eğer kanunlara aykırı bir durum yoksa aynen uyar..."
Ehliyet, kariyer sahibi bürokratın sıkıntısı ise siyasetin kendilerine olan güveninde...
Hükümetin kuruluşundan bu yana geçen 2.5 yılda da güven tam oturmuş değil.
Güven ortamındaki sıkıntının temeli ise şu söylemde ortaya çıkıyor:
"Doğruları ancak bizim tanıdıklarımız, bizden olanlar söyler..."
Yani, "Seni tanımıyorsam, fikirlerini ve yapacağın işleri de tanımam" yaklaşımı...
Bu yaklaşımla karşılaşan tecrübeli bürokratın, kafası kesilmiş tavuk gibi sağa sola çırpınışı da kaçınılmaz oluyor.
"Tanıdık bürokrat" açısından sorun daha da büyük.
Birçoğu, parti üzerinden geldiği için kendini "bakanlar veya müsteşarlar üstü" görüyor.
Bakan veya müsteşar da bu davranışı sergileyen dokunamadığı bürokratla çalışmak yerine, kendisini bypass edici yöntemlere başvuruyor.
Bu da sistemin daha da tıkanmasına yol açıyor.

Toner
ve kağıt
İşin ilginç bir tarafı daha var.. Aktarıldığına göre, bürokraside son dönemde en fazla gider fotokopi makinelerindeki toner ve kağıdında görülüyor.
Birçok bürokrat, önünden geçen dosyanın bir kopyasını "ilerde ne olur ne olmaz" diyerek çekmecesine atıyor.
Hükümetin ilk kurulduğu günlerde uğraş konusu olan kamuda yeniden yapılanma, 2.5 yıldır gerçekleşmediği için herkes kanıksamış bir havada birbirini idare ediyor.
Dikkat çekici olan, bu yakınmaların partide ve grupta da seslendiriliyor olması.
Parti yöneticilerinden birinin şu sözleri de sıkıntının göstergesi:
"Zamanında seçim yapılacaksa, bu bakanlar da yarı ömürlerini doldurdular. Hem kabinede değişiklik yapacağımızı ima edip, sonra da bundan vazgeçince, bakanı da bürokratına hakim olamaz bir hale getirdik."
Partideki beklenti bir an önce kabine değişiminin gerçekleşmesi.
Bir de ehil durumda olan bürokratlarla yola çıkılması.
Bu yapılmadığı takdirde, yönetim boşluğu içinde olan bürokrasiden daha çok yakınılacağının da kaçınılmaz olduğu...
Daha da önemlisi, bu kadar büyük teveccüh gösterdiği bir dönemde, geçmişte de yaşandığı gibi hatalar sonucu birçok yabancı firmanın kaçırılması...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çiçek: İşin ölçüsü kaçtı...   / 03-05-2005
 Geleceği satın almak...   / 01-05-2005
 Org.Özkök: Danışıklı değil...   / 29-04-2005
 Savaş gemilerinin Sezer'e selamı...   / 27-04-2005
 Bumin: Neden konuştum?..   / 26-04-2005
 Kırmızı Kitabın öncelikleri...   / 24-04-2005
 Göçe "sözleşmeli" freni   / 22-04-2005
 Erdoğan: Diyarbakır'dan başka il yok mu?   / 20-04-2005
 Restleşme değil, jestleşme...   / 19-04-2005
 Kızılay'da artçılar durmuyor   / 17-04-2005
MUHARREM SARIKAYA
Köklü değişim beklenirken...
Başbakan Recep...
YAVUZ DONAT
İktidar olmak, muktedir olmak ve kadro kurmak
Bir süre...
İsa ile Mehdi aynı secdede
Birçok büyük İslam alimiahir zamanda Meh-di'nin gelişinde hiçbirşüphe...
Kılıcın şifresinin gizlendiği gemi
Hz. Davud'un kılıcıyla birlikte Mısır'dan getirilen bakır levhadaki...
Lüks konutlar peynir ekmek gibi satılıyor
Lüks konutlar peynir ekmek gibi satılıyor
İstanbul'da son bir yılda 1 milyar dolarlık lüks konut satıldı. Konut...
Daha 15 yaşında ama yaşamadığı acı kalmadı
Daha 15 yaşında ama yaşamadığı acı kalmadı
R.G., 12'sinde tecavüze uğradı ve tecavüzcüsü ile evlendirildi,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu