Hüsnü Özyeğin, Yavuz Semerci'ye anlattı: "Gima'yı CarrefourSA yerine Koç'a satsaydım küçük yatırımcılara ihanet etmiş olurdum."
'Ben dürüst satıcıyım'
Ben dürüst bir satıcı gibi davrandım. Migros ile masaya otururken hiçbir zaman 'Bir başkası ile görüşmeyeceğiz' diye yazılı bir taahhüt vermedik, imzalamadık. Eğer Gima'yı CarrefourSA yerine Koç'a satsaydım, küçük yatırımcılara ihanet etmiş olurdum. Arada çok büyük fark vardı. Bu açığa çıktığında kime ne anlatacak, ne diyecektim?.
Fiba Holding'in sahibi Hüsnü Özyeğin, ana hissedarı olduğu Gima'yı, el şıkışma aşamasına geldiği Migros yerine Sabancı Holding'in de ortak olduğu CarrefourSA'ya satması, ekonomi gündemine damgasını vurdu. Gerçekten Koç Grubu'nun iddia ettiği gibi Özyeğin, iş etiği açısından yadırganacak bir davranış mı gösterdi? Pek çok kişi böyle düşünüyor. Peki Özyeğin ne diyor? Özyeğin'in telefonda sesi, halka açık şirketini satmanın huzurunu yaşayan birine ait değildi! Kırgın ve üzgün olduğunu belli ediyordu. Koç'un kendisini eleştiren açıklamalarından öte, Migros adına verilen ilanı içine sindiremediği anlaşılıyordu. Koç'un dün sürpriz bir şekilde gazetelere verdiği ilan iki kelimelik ama vurucuydu. Özyeğin'i suçlayan yazılı açıklamalarını destekliyor ve adeta son darbeyi vuruyordu. Tam sayfa ilanda kırmızı zemine, Migros adının üzerinde iri puntolarla "Dürüst Satıcı" yazıyordu. Lafı dolandırmadan Özyeğin'e sordum:
Siz Koç'un Migros'u ile anlaşmak üzere olduğunuzu borsaya açıklamıştınız. Sonra tuttunuz şirketi CarrefourSA'ya sattınız. Dürüstlüğünüzün sorgulanmasını hak etmediniz mi? Koç Ailesi ile 30 yıllık dostluğum var. İşte bu nedenle iddialara çok üzülüyorum. Bugün bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Ben Gima konusunda dürüst bir satıcı gibi davrandım. Gima ile Migros arasındaki görüşmelerde hiçbir zaman 'Bir başkası ile görüşülmeyeceğini hukuki bir zemine bağlayan 'münhasırlık' sözleşmesi imzalamadım. Ne ben, ne onlar bunu talep etti. Yani masaya iki taraf da tüm iyi niyetiyle oturdu.
Doğru olabilir ama bir işadamının verdiği söz, yazılı sözler kadar önemli değil mi? Haklısın, öyle olmalı. Ancak bu işte farklı davransaydım, benimle kader birliği yapmış hissedarlarıma, küçük yatırımcılara ihanet etmiş olurdum. Unutmayın nihai noktayı henüz koymamıştık. Fiyat için el sıkışmamıştık. Sadece Koç'a satma niyetimizi ve samimiyetimizi göstermiştik. Ayrıca CarrefourSA'yı biz davet etmedik. Onlar aradı. Sözleşmemiz olup olmadığını sordular. 'Yok' dedik. Ne istediğimizi sordular. Söyledik. 'Tamam' dediler.
'Yatırımcılara ihanet etmek' sözünüzden fiyat konusunda ciddi bir fark yakaladığınızı mı anlamalıyım? Fiyat konusunda büyük fark vardı. Düşünün Koç'un verdiği rakama Gima'yı Migros'a sattığımı varsayın. CarrefourSA da dönüp, "Ben Özyeğin'e 132 milyon dolar teklif ettim. Ama bana değil, az verene sattı" deseydi, yatırımcıların yüzüne nasıl bakardım? Onlara aradaki farkı nasıl açıklardım?
Bugün borsada aradaki farkın 60 milyon dolar olduğu konuşuluyor. Bu doğru olabilir mi? Koç ile konuştuğumuz rakamın düşük ve mevcut borsa değerinin çok altında olduğunu söyleyebilirim. CarrefourSA'nın verdiği 132 milyon dolar ile Koç'un verdiği rakam arasındaki farkın yüzde 10 -15 olmadığını bilmenizi isterim. Siz sormadan ekleyeyim. Biz, Gima için Koç ile masaya otururken, kendilerinden 132 milyon dolar istemiştik. Aynı fiyata bir başka şirkete satmak kısmet oldu. Yani fiyat kızıştırmak için özel bir çaba içinde olmadık.
Peki ya çağrı meselesi? CarrefourSA, küçükyatırımcılara 'Özyeğin'e verdiğim fiyatın aynısını size de ödeyeceğim' diyecek mi? Yani çağrı yapacak mı? Özyeğin bu soruya yanıt vermek istemedi. Sadece 'açıklamanın Gima'yı satın alanlar tarafından yapılması gerekir' demekle yetindi. SPK mevzuatına göre çağrı muafiyeti için Gima'nın mevcut ortaklarının karar alması gerekiyor. Özyeğin küçük yatırımcılar için nasıl bir tavır takınacak? Bunu yakında öğreneceğiz.