Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Arap sermayesinin dünyada yağmaya hazır bekleyen bir bulut gibi olduğunu belirterek, ''İyi organize edebilirsek, Türkiye senelik 10 milyar dolar civarında Arap sermayesi çekebilir'' dedi.
Türk-Arap İş Forumu'nda konuşan Tüzmen, barış ve istikrarın kalıcı olarak sağlanabilmesi için ülkelerin gayrisafi milli hasıla rakamlarını ve kişi başına gelirlerini artırması gerektiğini söyledi.
Tüzmen, ''Bunun bir yolu var. Bir sihirli ilaç var. Bu da ticaret ve yatırım. Karşılıklı yatırım ve ticaret ilişkilerini arttırdığımız zaman hep beraber zenginleşeceğiz'' diye konuştu.
Arap ülkeleri ile 20 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip olunduğunu belirten Tüzmen, bunun 2005 yılında 24-25 milyar dolara çıkacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Tüzmen, ''Bunu 100 milyar dolara getirmek çok rahat'' dedi.
Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin ne kadar Arap sermayesi çekebileceğinin sorulması üzerine, ''Arap sermayesi dünyada yağmaya hazır bekleyen bir bulut gibi. İyi organize edebilirsek, iyi yönlendirebilirsek Türkiye senelik 10 milyar dolar civarında Arap sermayesi çekebilir'' dedi.
Türkiye'ye şu anda dünyanın ünlü firmalarının geldiğini ve yatırım yaptıklarına işaret eden Tüzmen, ''Bunlar gitgide artacaktır. O zaman Arap sermayesi Avrupa'dan ve diğer ülkelerden gelen sermayeyi de takiben Türkiye'nin istikrarlı bir ülke olduğunun bilincinde olarak buraya yatırımlarını yapmaya devam edecektir'' diye konuştu.
Arap Birliği Genel Sekreter Temsilcisi Hicham Yousef, ''Türk ve Arap dünyası aynı kayıkta yüzüyor, Türkiye ve Arap ülkeleri bu bölgenin geleceğini düşünmeliler'' dedi.
Türk-Arap Ekonomi Forumu'nda konuşan Yousef, ilişkilerin geliştirilmesi için çeşitli önerilerde de bulunarak, Türk-Arap Ortak Ticaret Odası ve Türk-Arap AR-GE Merkezi kurulması gerektiğini bildirdi.
Yousef, Türkiye'de olup bitenlerin Arap dünyası tarafından çok yakından izlendiğini de söyledi. Arap Birliği'nin işbirliğinde forumu düzenleyen Al-Iktissad Wal-Aamal Konferanslar Direktörü Faysal Abou Zaki de Türkiye ile Arap ülkeleri arasıdaki ilişkilerin yeni ve proaktif bir aşamaya girdiğini, bunun şaşırtıcı olmadığını söyledi.
İlişkilerin geliştirilmesinin Türkiye ile Arap ülkelerinin sosyal, siyasal, ekonomik geçmişi düşünüldüğünde ne kadar önemli olduğunun görüleceğini ifade eden Zaki, bugün ilişkilerin geliştirilmesi için koşulların daha elverişli olduğunu, her iki tarafın da bu konuda istekduyduğunu kaydetti.
ARAP ÜLKELERİNİN AB'YE AÇILAN KAPISI
Türkiye'nin AB'ye katılım perspektifinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Zaki, ''Türkiye'yi Arap ülkelerinin Avrupa Birliği'ne (AB) açılan kapısı haline getiriyor'' dedi.
Türkiye ile Arap ülkelerinin bölgesel bir serbest ticaret alanı oluşturmaya çalışmasını ve bunun avantajlarından yararlanmasını isteyen Zaki, ilki gerçekleştirilen Türk-Arap Ekonomi Forumu ile Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ve bilgi uçurumunun kapatılmasına çalışacaklarını söyledi.