Son maçlara kadın hakemler!
Son günlerde hakemlerin verdikleri kararlar tartışılırken çözüm olarak "yabancı hakem" atanması "doğru" gibi görünse de "gerçekçi" görünmüyor. Bu saatten sonra UEFA'nın hakem trafiğini Türkiye'ye göre ayarlaması oldukça güç. Lakin, daha kolay bir çözüm var işte: Kadın hakemler!
Hayatın öteki alanlarında, "kadınlar lehinde" ağırlık koymanın da bir tür ayrımcılık olduğunu biliyoruz. Medeni Hukuk dünyasında bu tür yaklaşımların adı "pozitif ayrımcılık." Ancak... Futbol maçlarına egemen olan erkekler dünyasında, tek otorite olarak karar verecek hakemlerin cinsiyetinin "kadın" olmasının,çok önemli bir farklılık getireceğine inanıyoruz. Farklılıktan da öte, erkek hakemlere göre apaçık bir "üstünlük" sağlamaları kaçınılmazdır. Gerekçeleri saymakla bitmez: Kadın hakemlerin, oyun içindeki "futbolcu" davranışlarına karşı daha "anlayışlı" davranmaları kadınlığın doğasında vardır. Futbolculara karşı, kimi zaman; farkına bile varmadan, sadece "erkeklik egosu" ndan kaynaklanan "dozu kaçmış" sert ve hoşgörüsüz tavırlar kadın hakemlerde görülmeyecektir. Bu da maçlarda atmosferin durduk yere gerilmesi gibi istenmeyen sonuçların doğmasını engelleyecektir. (Kadın isterse daha acımasızlaşabilir, ama bunu erkekler gibi ölçüsüz -ve sallapati- yapmaz. Sonucunu hesaplamadan zerre adım atmaz.) Kadın hakemlerin "adalet" duygusu göreceli olarak daha baskın bir karakterdir. Daha duyarlı ve daha özenli olmaları, adil kararların alınmasına olanak verir. Her insan gibi, maçını yönettiği takımlardan birine sempati duyuyor olsa bile; istediklerinde "sevgilerini gizleme" özelliği, kadınların en "anlaşılmaz" kimliklerinden biridir. Ama bu "kimlik" futbol sahasında işe yarar. Bilinçaltlarındaki duyguları -isterlerse- ölümüne ve inatla bastırmayı başarırlar. Erkeklerin ve erkek hakemlerin bilinçaltlarındaki nefret ve sempatinin dışa vurulması ise birkaç saniye bile sürmez. Beceremezler yani... Beceremeyiz... (Biz erkeklerin hayatı; "öteki" lerin lehine ve aleyhine kesilmiş haksız penaltı cezalarıyla doludur, değil mi?)
Ya sahadakilerin -ve saha dışındakilerin- kadın hakemlere yaklaşımı? Öncelikle oyuncular, kadın hakemlerin üzerinde ne fiziksel, ne de sözel bir şiddet uygulayamazlar. (Hakemlerin yüzüne tüküremezler, üzerine yürüyemezler, küfredemezler mesela...) Bu anlamda hakemleri baskı altına alamazlar. Seyirciler de öyle... Bilinen küfür ve hakaret sloganlarıyla hakemlerin dengesini bozamazlar. Teknik direktörler de, yöneticiler de daha dikkatli olmak zorunda kalır. Yalnızca saha içinde mi? Yazılı ve görsel medyada; futbol eleştirmenleri ve hakem yorumcuları, üsluplarında daha özenli ve kibar(!) olmak zorunda kalırlar belki... Bu da hakemlerin, gazete köşelerinden ve ekranlardan "manevi baskı" altında kalmalarını engeller.
Velhasıl... Gerilimi artan son maçlar için tek çözüm kadın hakemlerdir. İşte buradan öneriyoruz: Gelecek hafta Olimpiyat Stadı'nda oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe finaline bir kadın hakem, mümkünse Lale Orta atanmalıdır. Belki Saracoğlu'ndaki maça da... Ama, bu öneri çarşamba sınavı için mutlaka değerlendirilmelidir. Haydi bakalım!
|