|
|
İhracat yapmalıyız
Bir dönem Türkiye Birinci Ligi Yugoslav futbolcuların cennetiydi. Çünkü o zaman kulüpler yöneticilerinin kişisel servetlerinin gücü sayesinde bu transferleri gerçekleştiriyordu. O yıllarda kulüpler en fazla bir ya da iki yabancı oyuncuyu kadrolarına katabiliyordu. Yabancı oyuncu sayısı arttıkça kulüplerin ilgi alanı da değişti. İngiliz'i, Alman'ı, Rumen'i futbolumuzda boy göstermeye başladı. Sonra Afrikalılar sahne aldı. Şimdi moda Brezilyalılar... Türk futboluna uyum konusunda Brezilyalılar sıkıntı yaşamıyor, ağır koşullar da öne sürmüyor. Ama Türk futbolunun Avrupa vitrininde sık yer almaması alsa bile çok başarılı olmaması Avrupalı kaliteli futbolcuların Türkiye'de futbol oynamalarını iştahlandırmıyor. Büyük paralar verip getirdiğiniz yıldız yabancı oyuncunun uyum sorunu, kulüplerin önünde tehdit unsuru olarak duruyor. Hele bir de ödemeler konusunda G.Saray gibi unutkan olursanız, ya futbolcu kaçıp gidiyor ya da Ortega gibi, "Ben Türkiye'ye alışamadım" gerekçesiyle ülkesinden dönmüyor. Eğer Türkiye Ligi Avrupalı futbolsever tarafından talep gören bir lig olsaydı bazı kaliteli oyuncular nazlanmaz ve gelişleri kolaylaşırdı. Örneğin Ciesa, "Türkiye Ligi İtalya'da yok. Benim reytingim düşer" diyerek G.Saray'ın teklifini reddetmişti. Morientes G.Saray'ın büyük paralar önermesine rağmen daha düşük ücrete Monaco'yu tercih etmişti. Figo hem G.Saray'ın hem de F.Bahçe'nin gündemindeydi. Portekizli yıldız daha düşük paraya İnter'i tercih etti. Kaliteli yabancının gönlünü çelebilmek için ligimizin Avrupa'da talep görmesi ne kadar önemliyse kulüplerin güvenilir olması da önemli. Bence en önemlisi ülke olarak dışarıya oyuncu ihraç etmeliyiz. Avrupa'da Türk oyuncularının sayısı çoğaldıkça dikkat çekeceğiz. 70 milyonluk bir ülkeyiz ama futbolcu konusunda ihracatçı değil ithalatçı durumundayız. Suyun akışını ters döndürmeliyiz. Kalitesiz, ucuz yabancıların oynamasını engelleyip genç yeteneklerin önünü açmalıyız.
|