|
|
Özhan Başkan'a...
Biliyorum ki, ligin ilk maçındaki pankartlardan, alkışlı protestodan tedirginsiniz ve gerginsiniz. Siz ve yönetim kurulundaki arkadaşlarınız bu yazıyı, dost bir kulübün eski bir dost yöneticisinden ve her zaman dostunuz olan bir arkadaşınızdan kısa bir mektup olarak algılayın: Galatasaray için iş hayatınızda göstermediğiniz mesaiyi gösterdiğinizi, kendi işinize harcamadığınız emeği harcadığınızı biliyorum. Başkanlık ve yöneticilik gibi görevlerin fahri (gönüllü) görevler olduklarını, tuttuğunuz ve sevdiğiniz takıma hizmet için orada olduğunuzu da biliyorum. Ve tüm bunları dostluğumuzun ötesinde Türk futbolu adına büyük takdirle karşılıyorum. Ancak bilmelisiniz ki, Galatasaray gibi bir kulübün taraftarı diğer büyükler gibi her zaman bir umut, her zaman bir heyecan, her zaman başarının ayak seslerini duymak ister. Her zaman başarılı olamazsınız. Ama her zaman başarılı olabilecek gibi bir havayı her zaman yaratmak zorundasınız. Büyük kulüp yöneticiliği budur. Taraftarınızdan gelen alkışlı protestoları bedava bilete bağlamayın. Kolay yolu seçmeyin. Onlar Galatasaray taraftarının sezonun ilk haftasında sezonla ilgili umudunun olmadığını gösteren parçalanmış yüreğinin sesleridir. Bu mesajı lütfen böyle alın. Görevinizde başarılar dilerim.
|