|
|
|
|
|
|
Lagendijk: "Pamuk davası tesadüf değil"
Türkiye-AB Karma Parlamentosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, yazar Orhan Pamuk'a açılan davanın 3 Ekim'den önceki günlere gelmesinin tesadüf olmadığını savunarak, olayı, ''Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamasını engellemek amacıyla yapılmış bir provokasyon'' olarak niteledi.
Lagendijk, AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu'nun davetiyle Türk gazeteciler için düzenlenen Brüksel gezisi sırasında, AB Parlamentosu binasında, programa katılan muhabirleri kabul etti ve onların gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
''Orhan Pamuk davasının
AB'de büyük sorunlara yol açacağını'' kaydeden Lagendijk, ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaparak, ''Türkiye'de müzakerelerin başlamasını istemeyenler var. Bunda Türkiye içindeki AB aleyhtarları etkili oluyor. (Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı) Abdullah Gül de bunun bir provokasyon olduğunu söyledi.
Ben de ona katılıyorum. Davanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden bile emin değilim. Bu dava Türkiye karşıtlarının elini güçlendiriyor'' diye konuştu.
Eşbaşkan Lagendijk bir soru üzerine, hükümetin davaya müdahale edemeyeceğini, bunun güçler ayrılığı ilkesine ters düşeceğini belirtti. ''Hükümetin yapabileceğinin, yeni ceza yasasının ilgili maddelerini değiştirmek olabileceğini'' kaydeden Lagendijk, ''Maalesef yeni ceza yasasının, savcılara, maddeleri yazarlara karşı kullanma hakkı vermesi üzüntü verici. Hükümet meclise değişiklik teklifini sunar, meclis de değiştirir. Eğer savcılar tarafından yanlış kullanılan yasalar varsa bu yasalar hükümet ve meclis tarafından değiştirilmeli'' dedi.
''PKK'nın sonu olacak''
Lagendijk, ''terör örgütü PKK'nın Kürtlerin politik sisteme dahil olmasını istemediğini'' belirterek, ''Şiddet kullanmaya alışık olanlar barış istemezler. PKK'nın varlık sebebi şiddetin devamıdır. Umuyorum ki Kürtler içinde, kendilerini temsil edecek yeni liderler, yeni siyasi partiler çıkacaktır, umarım bu da şiddete son verecek ve PKK'nın sonu olacaktır'' dedi.
Terör örgütü PKK'nın AB içinde bazı çevrelerden destek gördüğüne ilişkin bir soru üzerine Lagendijk, ''Geçmişte Avrupa'da PKK'ya karşı büyük sempati vardı, çünkü Kürt hakları için çabaladıkları düşünülüyordu, ama hiçbir zaman bağımsız devlet için sempati gösterilmedi. Son birkaç yılda silahlı mücadeleye devam etmek isteyenler destek bulamıyor'' diye konuştu.
''Kürt sorununun 1-2 yılda çözülebilecek basit bir problem olduğunu düşünmüyorum'' diyen Lagendijk, ''aynı zamanda Kürtlerin de yeni duruma adapte olması gerektiğini'' kaydederek, ''Silahlı çatışmaya son noktayı koyun'' çağrısında bulundu.
''(Terör örgütü elebaşı Abdullah) Öcalan geçmişte kaldı. Umarım Türk demokrasisi çerçevesinde hareket edebilecek yeni Kürt siyasi liderleri çıkar'' diyen Lagendijk, ''Geçmişi geride bırakmak onlara bağlıdır, ancak şu an bunun gerçekleştiğini görmüyoruz. Öcalan'ın ne dediğine çok fazla bakıyorlar. Geçmişe bakmak yerine geleceğe bakmalılar'' şeklinde konuştu.
Lagendijk, ''hükümetin elinin, atılacak adımlar konusunda geçmişe göre çok daha güçlü olduğunu ve hükümetin güneydoğuda fazlasıyla destek bulduğunu'' da söyledi.
Lagendijk, AB parlamentosu, konseyi ve komisyonunun Kürtlerin ''ileriye bakmasını'' istediğine işaret ederek, şunları kaydetti: ''Kürtlerin çoğunluğu PKK'nın yeniden şiddete başlamasını istemiyor. İnsanlar siyasi çözüm istiyor, o yüzden siyasi liderlere ihtiyaç var. Kürtlere eleştirim de bu noktada, çünkü Kürtler yeni bir dönemin başladığını yüzde 100 idrak edemiyor. Müzakereler başladığında tamamen izole olacaklar, çünkü dağda sıkışıp kalacaklar. Benim tahminim, zamanla 5-10 yıl içerisinde geri dönecekler, ama bazıları dağda kalacak, çünkü Türkiye'de yaşamaya uyum sağlayamayacaklar.''
GÜMRÜK BİRLİĞİ EK PROTOKOLÜ
Gümrük Birliği Ek Protokolü konusunda da Lagendijk, bu konunun AB ülkeleri içinde çıkmaza yol açtığını belirterek, bunun Türkiye'ye karşı olanlar tarafından kullanıldığını kaydetti. Türkiye'nin deklarasyonunun kendisi için sürpriz olmadığını ifade eden Lagendijk, AB ülkelerinin Türk limanları ve hava sahasının Rumlara açılması gerektiğini düşündüğünü, kendi düşüncesinin de bu yönde olduğunu belirtti.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|