kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Brövenin Atatürkçesi neydi?

Herkesin belirgin bir gerilimi var! Her alanda sinir harbi yaşamıyoruz. Ülkenin çok iyi durumda olduğuna inanan veya en azından inandığını söyleyen başbakan bile yeterince huzurlu görünmüyor! Kimse sıcak sıcak bakmıyor. Böyle bir ortamda her şey gerçekte olduğundan daha karanlık görünüyor. Bu da sadece muhalif bakış değil; iktidar mensupları da kendilerini çok iyi hissetmiyorlar. (Çok iyi kazananlar ayrı!) İyi şeyler küçük, kötüler büyük algılanıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın bröve değişikliği de böyle oldu.
Bir tür ' zamanlayamama' sorunu yüzünden, brövenin değişmesinde bit yeniği arayanların gönülleri daralıyor, öfkeleri kabarıyor:
- Tam da Avrupa Parlamentosu'ndan birtakım üyeler ' Atatürk fotoğrafları artık duvarlardan inmeli ' demeye başlayınca aklınıza düşü bröve değişikliği? Olamaz böyle şey! Kocatepe'deki Atatürk çiziminin olduğu bröveyi geri istiyoruz!
Bir an düşünelim: Acaba bu tür bir değişikliği bir kuvvet komutanlığı değil de bir bakanlık yapsaydı şimdi ülke olarak ne hallerdeydik? Tanklar yürümez miydi?
Fakat bizzat o tankların bağlı bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı kendi iradesiyle üzerinde Atatürk'ün çizimi olan bröveyi değiştirince ne olur? Atatürk'ün hatırasına karşı saygısızlık mı edilir? Büyük bir tarihi kişiliğe karşı yapılacak en büyük saygısızlık, o ülkede her şeyin miladı olarak bir tür ' Tanrı Önder' yaratma sapkınlığıdır! Bu milletin ilk ve tek kahramanı Atatürk imiş gibi hissetmek veya öyle hissetmiş gibi yapmak, üstelik öyle hissedilmesi için çalışmak herhalde Gazi'ye yöneltilebilecek en iğrenç aşağılamadır:
- Sen ki Ali Rıza Efendi'den ve Zübeyde Hanım'dan doğup bizi yarattın. Senden önce hiçbir şey yoktu. Karacı da sen, havacı da sen, denizci de sensin! Meteler, Oğuzlar, Alparslanlar, Fatihler, Yavuzlar palavradır, bir tek sen hakikatsin!
Hiçlikle eşdeğer kişiliklerin bu millete reva gördüğü laik dininin amentüsü budur! Gazi yaşarken belki bazı ' sefahat demlerinde ve sekr hallerinde' bu tür şaklabanlıklara bir an şamata olsun diye katlanmıştır ama eğer şimdiki gibi resmi ve iddialı tapınmacı Atatürkçülük tarzını görse tiksintiden çılgına dönerdi! Zaten merak da edilmesin, Gazi dirilecek olsa, günümüzün tören Atatürkçüleri onu ' Atatürk düşmanı' diye karalamaya kalkarlar! Ne olur, böyle konuları ' oğlu olan görmemiş' gibi değil de büyük evlat yetiştirme yeteneğine sahip milletlerin dengeli bireylerine özgü akıl ve zevk ölçüleri içinde tartışmaya çalışabilsek?! Kara Kuvvetleri Komutanlığı, insanlık tarihinin en köklü askeri örgütlerinden biri olarak üzerinde Atatürk çizimi bulunmayan bir bröveyi daha kuşatıcı, daha cihanşümul daha evrensel ve hepsinden önemlisi daha estetik bir başkası ile değiştirmeyi neden deneyemesin? Herhangi bir kuvvet komutanı sağlıklı bir özgüvenle tören Atatürkçülüğünün ezberinden dışarı çıkar, kıyamet mi kopar? Aslında şahsen yeni bröveyi eskisinden daha zevksiz buluyorum! Mantık olarak, Türkiye gibi bir ülkenin Kara Kuvvetleri'ne seçilecek brövede Atatürk'ten çok daha eski izler görmeyi tercih ederim. Fakat ne ilginçtir ki, ' elimizdeki eski ve yeni brövelerin hangisi' denirse Atatürklü olanı tercih ederim. Üzerinde Atatürk bulunduğu için değil, üzerinde gerçekten pek estetik bir figür olan ' Kocatepe'deki Atatürk' bulunduğu için! Elbette devrimci arkadaşların bu ' hassas' tutuculuğunu kınamıyorum.
AB sürecinde milli olan her şey aşağılanırken askeri yetkililerin de sanki ' Atatürk rahatsızlığı' yaşamaya başladıkları şeklinde bir izlenim doğmasına gösterdikleri tepkiyi saygıyla karşılıyorum. Ancak artık, her şey için 'Atatürk'ü çıkış noktası sayma şartlanmasından kurtulmalıyız.
Ülkemizdeki en korkunç yasak, hayallerimizdeki ' kimse Atatürk'ten büyük olamaz' zinciridir.
Bu bröve tartışması etrafında kimin daha Atatürkçü vaziyet aldığını merak edenlere cevabım ' hiçbiri' olur. Zira Atatürk bu bröve ile ilgilenecek olsaydı işe önce kelimenin Türkçe'sini bulmaktan başlardı!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tüfekle oynama şeytan doldurur   / 14-11-2005
 Yaşasın bir yasak daha!   / 11-11-2005
 Adalet, kalkınma ve ilerleme raporu   / 10-11-2005
 Televizyon hıyabanında insan bir ok   / 08-11-2005
 Cehennem 'Derin Şirket' kusar   / 07-11-2005
 Ahir zaman alet ve alametleri   / 04-11-2005
 Ahfeş'in rektörleri   / 03-11-2005
 İblisleşme zamanı   / 01-11-2005
 Ata'ya eziyet bayramları   / 31-10-2005
 Çocuk dövme virüsü   / 28-10-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Brövenin Atatürkçesi neydi?
Herkesin belirgin bir...
UMUR TALU
HHD'nin HDR'si!
Yargı bağımsızdır ve güvenimiz...
FATİH ALTAYLI
Sabancı Üniversitesi neyin peşinde!
Sabancı...
ERDAL ŞAFAK
Kitap ve vicdan
Adalet Bakanı Çiçek, cezaevinde bunalıma...
ALİ KIRCA
El Cezire yayınında / İbrahim Tatlıses olmak
Yukarıdaki...
Varoş isyanı 'beyaz ayaklanması' oldu
Fransa'da gençlerin otomobil yaktığı, ülkede OHAL ilan edilmesine yol...
"Ejder Gözü" ABD'yi izleyecek
Özellikle büyük kentlerde suç oranı gittikçe artan Amerika, güvenlik...
Mıknatıs orta saha
Mıknatıs orta saha
Asker özellikli oyunculardan kurulacak orta saha, İsviçre saatinin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu