kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
  » Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türkiye'de çok sayıda 'Nizar' var
Türkiye'de çok sayıda 'Nizar' var
'Maç varken bile salon doluyor'

Türkiye'de çok sayıda 'Nizar' var

Aşka Sürgün'ün törelere bağlı amcası 'Nizar' karakterini canlandıran Karadenizli tiyatrocu Hüseyin Avni Danyal, Türkiye'nin gerçeğinde benzer insanların olduğunu söylüyor: "Türkiye'de birçok Nizar var. Yeni küçük Nizar'lar doğacak. 12-13 yaşındaki bir erkek çocuğunun annesi ve ablasına etrafa baktı diye bağırdığını gördüm".

atv'nin sevilen dizisi 'Aşka Sürgün'de Mahsun Kırmızıgül'ün (Hazar Azizoğlu) amcası Nizar Azizoğlu, yani Hüseyin Avni Danyal; töre ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir karakteri canlandırıyor. Danyal, Türkiye'nin hâlâ kapalı bir toplum olduğunu söyleyerek, "Türkiye ne kadar ilerlese de hâlâ Doğulu tarafı var. Türkiye'de birçok Nizar var ve bunlar yaşayacak. Yeni küçük Nizar'lar da doğacak" diyor. 'Aşka Sürgün' dışında son dönemlerde izleyicinin çok konuştuğu 'Kurşun Yarası' ve 'Çemberimde Gül Oya' gibi dizilerle de kamera karşısına geçen Danyal, aynı zamanda bir Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Başarılı oyuncu, sezon başından bu yana Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Asiye Nasıl Kurtulur' isimli oyunun da yönetmenliğini yapıyor...

AYKIRI ROLLERİ SEVİYORUM
* Herkes sizi Nizar Bey olarak tanıdı. Peki daha öncesinde neler var?
1962 Trabzon doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunuyum. 20 yıldır da Devlet Tiyatrosu sanatçısıyım. Ama yaklaşık 26 yıldır tiyatronun içindeyim. 'Azizname', 'Kör Dövüşü', 'Getto' gibi birçok oyunda oynadım. 'Getto'da canlandırdığım Nazi Subayı karakteri ile de 2001 yılında Sanat Kurumu En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldım. Oyunculuğumun dışında biraz kalem oynatıyorum. Bana ait olan 'Çocuk ve Balık' isimli bir çocuk oyunum var... Abbas Ayar'ın 'Yılka Atı' isimli romanını oyunlaştırıp Devlet Tiyatroları repertuvarına verdim.

* Bunun yanı sıra televizyonda son yıllarda yapılan başarılı projelerde sizi görüyoruz...
Televizyonda iş yapmaya 1982 yılında TRT'ye yapılan bir diziyle başladım. Ondan sonra 'Ferhunde Hanımlar'da oynadım. Ama İstanbul piyasasında film çekmeye 'Hürrem Sultan' ve 'Esir Şehrin İnsanları' dizileri ile başladım. İşi iyi yapınca arkasından teklifler gelmeye başlıyor. Bir süre sonra Tomris Giritlioğlu ile tanıştık. Daha sonra onun yaptığı hemen hemen bütün işlerde yer aldım. Ardından 'Hayalet', 'Şarkılar Seni Söyler', 'Kurşun Yarası' ve 'Çemberimde Gül Oya'da oynadım. 'Kurşun Yarası' benim için çok önemli bir dizidir. Orada kaymakamın denetimine gelen Binbaşı Kenan karakterini canlandırıyordum. Hayatımda oynadığım en önemli rollerden birini oynadım. Çok uzun zamandır ağzıma bu kadar yakışan lafları bir arada görmemiştim. Rollerde aykırı ve uçları seviyorum.

NİZAR ASLINDA KÖTÜ DEĞİL
* Nizar da aykırı bir karakter...
Zaten bir oyuncuyu geliştiren roller bu tarz roller. Duyguları en yukarıda ve en aşağıda bir karakteri oymadığımda o rol bana çok fazla keyif vermiyor. Psikolojik yapısı iyi olmayan insanları oynamayı seviyorum. Nizar da biraz öyle, aykırı bir tip. Ailenin kötü çocuğu. Aslında kötü bir çocuk değil. Nizar hâlâ kendisine anlatılan törelerin devamını yaşatmaya çalışıyor. Törelerine sıkı sıkıya bağlı ve bugün Türkiye'nin gerçeğinde de böyle birçok insan var. Aile değişmeye çalışırken Nizar'ın geleneğine, göreneğine bağlı olması kötülük olarak değerlendirilmemeli. İstanbul gibi bir yere gelip, her şeyin sahte olduğu bir dünyada, Doğu mantığıyla, bileğiyle, yüreğiyle ve sevdasını ölümüne kadar taşımak galiba Nizar gibilerin tercihi. Haklılar da...

* Peki siz törelerine sıkı sıkıya bağlı ve inatçı biri misiniz?
Bu konuda benzer değiliz. Zaten Nizar ile benim çok fazla ortak tarafımız da yok. Tek ortak noktamız inatçılık. Trabzonluyum ve Karadeniz insanının inadını taşıyorum.

BENDEN ÇEKİNİYORLAR

* Karadenizli olmanıza rağmen bir Doğu insanını canlandırıyorsunuz. Zor olmuyor mu?
Aslında Doğu ile Karadeniz insanının çok farklı tarafları yok. Karadenizli çabuk parlar çabuk söner. Doğu insanı kadar uzun süre kin gütmez. O da coğrafyadan kaynaklanan bir şey olabilir. Karadenizliler'in aceleciliği oradan gelir. Yani Karadenizli'nin hareket etme süresi iki dalga boyudur. Öteki dalga gelene kadar ağı ve balığı toplaması gerekir. Doğulu daha uzun vadeli düşünür. Planları daha uzun sürelidir. Doğu insanının sabrı vardır. Karadenizli'nin yoktur.

* Peki size gelen tepkiler nasıl?
Diyarbakır'da iki buçuk ay kaldım. Biraz da Mahsun'dan dolayı Diyarbakır ve Mardin'de insanlar 'amca' diye yanıma yanaşıyor. Ama Trabzonlu olduğumu duyduklarında çok üzüldüler. Bu da benim için çok önemli bir şey. Çünkü onlara kendimi o yörenin insanı gibi hissettirmişim. Bir kere bu rolü onlara inandırdığım için beni seviyorlar. Ama Nizar olarak bir aşka engel olacağımı ve mutluluğu bozacağımı düşündüklerinde, içten içe bana kızıyorlar. Nizar'ın sertliğini düşünüp bir şey sormak isterlerken çekinerek soruyorlar. Bir gün Midyat'ta çarşıda yürürken benim güldüğümü gören bir bayan "Aaa Nizar gülebiliyormuş" dedi. Demek ki işimi iyi yapıyorum.

* Bundan önceki rollerinizde Aşka Sürgün'deki kadar göze batmadınız. Bu dizide bu kadar dikkat çekmenizi neye bağlıyorsunuz?
Oyunculuğun zamanla geliştiğine inanırım. Bana göre aktörün iyisi, 35'inden sonra oyunculuğa farklı bir açıdan bakmaya başlar. Yaşam ritminiz o yaştan sonra aktörlüğü daha bir algılıyor. Ondan önceki yaşam ritminiz daha hareketli olduğu için, aktörlüğü ve onun önüne sunduğu takvimi daha hızlı değerlendirmeye çalışıyorsunuz. Ben genç arkadaşlarda şunu görüyorum. Okullarını bitiriyor ve 'en kısa sürede nasıl parlayabilirim' düşüncesine kapılıyorlar. Çok başarılı olanlar var. Ama bu çok daha uzun süreye yayılması gereken bir durum. Aktörlük uzun vadeli bir iş.

* Siz verim almaya başladınız mı? 35'i de geçtiniz yanılmıyorsam...
35'i epeyce geçtim. Ben bu anlamda şanslı ve mutluyum. Özellikle son 6-7 yıldır verimi de almaya başladım. Çünkü bundan 20 yıl önceki hayat ritmi ile yaşamıyorum.

* Tiyatro oyuncularının dizilerde oynaması, dizilere kaliteyi getirdi mi sizce?
Başarılı saydığım dizilere baktığımda, tiyatro kökenli oyuncuların çok olduğunu görüyorum. Ve evet, kalite getirdiği görüşündeyim. Televizyonda inandırıcı olmak için cebinde taşın çok olacak ki taşları attıkça bitmeyecek. Her yeni gelen projede cebinde yeni malzeme olmak zorunda.

MUSTUFA KIZIL MAGAZİN

DİĞER MAGAZİN HABERLERİ
 Tilbe'ye borç davası
 Onları da soydular!
 İşte medeniyet...
 Kaderleri benzemesin!
 3 ay önce vermiştik!
 Ölümden döndüler!
 Aman dikkat!
 Aynı çatı altında iki farklı mekân
Avşar'ın kara listesi
Avşar'ın kara listesi
Kendine güveni ve cesur tavırlarıyla tanınan Hülya Avşar, magazin...
G.O.R.A'nın devamı Kapadokya yolcusu
G.O.R.A'nın devamı Kapadokya yolcusu
Yapımcılığını ve senaryosunu Cem Yılmaz'ın, yönetmenliğini Ömer Faruk...
50 yıllık Türk Ticaret Kanunu değişiyor
1 Ocak 1957'de yürürlüge giren Türk Ticaret Kanunu, yaklaşık 50...
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
Alışverişten iş hayatına günlük ekonomik ilişkileri düzenleyen...
AB Komisyonu'nun 2005 yılı Türkiye İlerleme Raporu
AB Komisyonu, Türkiye-AB ilişkileri yanında politik ve ekonomik...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.