 |  |
 |
|
Ulusoy neden kazandı?
Benzer bir tablo 1983 yılında, 12 Eylül döneminden demokrasiye geçiş sırasında yaşanmıştı.
Turgut Sunalp'in MDP'si yapılacak ilk seçimleri kazanacak gibi duruyordu.
Karşısında ise solda Calp'ın Halkçı Partisi, sağda Turgut Özal'ın ANAP'ı vardı. "MDP kesin kazanacak kim ikinci olur" sorusu sorulurken, seçimden hemen önce "iktidar" Kenan Evren televizyona çıktı ve halkı Turgut Sunalp'e oy vermeye davet etti. Sonuç MDP için tam bir "hüsran", rakibi Özal içinse tam bir "zafer" oldu.
Futbol Federasyonu seçimlerinde de benzer bir "deneyim" yaşandı. İktidar tüm gücüyle Bermek'i destekledi ama Bermek seçimi kaybetti. Anlaşılan kimse "oyunun" güç baskısıyla etkilenmesinden hoşlanmıyor. 10 gün kadar önce ziyaretime gelen Hasan Doğan'la konuşurken "Ulusoy'u küçümsemeyin. Girerse alır" dedim. Doğan, "Yok canım" diyecek oldu. Nedenlerini anlattım.
Ulusoy, Federasyon Başkanlığı döneminde müthiş bir "iletişim stratejisi" uyguladı. Bu strateji üç kelimeden oluşuyordu: "Herkesi hoş tut."
Tüm kulüp başkanlarını ismen tanırdı. Hepsiyle diyalogu vardı. Kimsenin telefonundan kaçmazdı. Sıkıntısı olanla ilgilenirdi.
Bir kulübün acil para ihtiyacı mı var? Hemen ona bir kaynaktan para aktarır kulüp rahatlayınca tahsil ederdi. Havuz gelirini "esnek" kullanırdı. Ama sonunda herkes payını alırdı.
Kulüplerin mali yapısını bilir, bu yapının dengesini "transfer organizasyonları" ile eşit tutmaya çalışırdı. Futboldan kopmuş futbol adamlarına saygı ve sevgi gösterirdi. Onları maçlara, Dünya Kupaları'na, Avrupa Şampiyonaları'na, eleme maçlarına götürürdü.
Zor durumdaki eski futbol adamlarının geçim sorunları ile bile ilgilenirdi (Ulusoy'a seçimi kazandıran oylar bu kişilerin oy kullandığı sandıktan çıktı).
Hasan Doğan bunları dinledi. "Bunlar dünyadaki başka futbol federasyonlarının yaptığı şeyler değil. Çağdaş futbol yönetimi bu değil" dedi.
"Hasan Bey burası da Türkiye. Bahsettiğiniz ülkelerde Federasyon Başkanlığı'na tek aday Şenes Erzik olurdu" dedim.
Burası Türkiye. Haluk Ulusoy da Türkiye'nin şartlarını en iyi bilen adam.
|
