| |
|
|
Çamur içinde
Yollar sulu zırtlak halde. Çamurlara basınca lap lap ediyor ayakların. Minibüs duraklarını alt geçit gibi bir yere yapıp oraya çekmişler. Tünel ucundan tren nizamı ve sanki birbirlerine bağlıymış gibi sarı sarı çıkıp duruyorlar.
Etiketler hoş Yürüdükçe neler neler görmüyor ki insan. Aha da ucuzun ucuzu mobilyacılar. Gel buradan bütün evi kur, akıl almaz az paraya mal edersin. Kalitesine, son kullanma tarihine garanti verilir mi bilmem. Ama bakınca çok hoş duruyorlar. Etiketler daha hoş, dedim ya.
Durumu olmayanlar Ya beyaz eşyacılara ne demeli? "Spot Satış" tabelaları arasında buzdolabı, çamaşır, bulaşık, tost makinesi, her nevi mutfak robotu (akıllı-akılsız ), çatal kaşık, tabak, fincan takımı... Bardaklar, sürahiler, tepsiler, çaydanlık, tava, tencere sürüleri, duvar süsleri, leğen, batya, kazan filan falan. Hepsi de sudan ucuz . Çeyiz düzmeye birebir yer, durumu olmayanlara öneririm.
Kaymakama söylerim Sıkı bir yürüyüş daha. İşte Topkapı Surları altındayım. Duvarlara sprey boyayla geriye yatık yatık bir şeyler yazmışlar. Al, "Provokasyon nedir? Nasıl yapılır?" seminerinde timsalen göster yazılanları. Canım sıkılıyor. Horasan'dan, Osmaniye'den sonra burada da maraza çıksın isteyenler var galiba . Fatih Kaymakamı'na mı söylesem, belediye başkanına mı? Pazartesi olunca yoldan gelip geçen on binler görmeden silinse iyi olur.
Nöbetçi Gide gide amma uzaklaştım arabadan ha. Çapa'ya varmışım bile bak. Eczaneler kapalı, tek nöbetçi ara sokakta. Lakin medikallerin hepsi gümbür gümbür çalışıyor. Benden duymuş olamayın satış hakları olmayan ilaçları da satıyorlar.
Ondan sonracığıma İtiraf edeyim ki yoruldum acuk. Gerisin geri yine yürüyerek dönmem. Atladım bir taksiye, 5 dakikada kavuştum arabama. Sonra da Haliç taraflarına indim. Sütlüce'nin kenarlarında ne güzel de yerler açılmış.
Kime mi? Yine uykuluk satıyorlar ama mekanları iyice bir elden geçirmişler. Camı açtım ki mis gibi kokular dolsun içeri. Bir gün gelip mutlaka öğle yemeği yerim burada, sözü veriyorum. Kime mi? Kendime, kime olacak...
|