kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Zuhal ve Hülya'nın "aldatması"...

Aslında ne ağır, ne zor bir itiraf...
Daha doğrusu bir hayal kırıklığı...
"Evliliğin en iyi tarafı aldatmayı iki taraf için de zorunlu kılması" demiş Zuhal Olcay, Mevlüt Tezel röportajında...
Gazete, Zuhal Olcay'ın bu sözlerini, "Aldattığının itirafı mı" sorusunu öne çıkararak vermiş...
Zuhal Olcay'ın, Haluk Bilginer gibi aldatmış olma olasılığı üzerinde durmuş...
Aşkın Nur Yengi'nin karşıtını aramış...
Oysa, Zuhal Olcay aynı röportajda aynen şöyle diyor:
"Hayatınızın belli dönemlerinde aşk yaşamak istiyorsunuz... Sonra başka bir dönem geliyor... Aşkın yıpratıcı doğasından kaçmak için kendinize küçük bir liman arıyorsunuz... İnsan sürekli değişen bir varlık... Ancak her şeyin daha çabuk tüketildiği de bir gerçek..."
Evlilikte aşk ve sevgi korunabilir mi?..
İşte orada Zuhal Olcay'ın hayatının şifreleri var...
"Bu özeni sağlamak mümkün mü?.. Ya da ne kadar mümkün... Bu sorunun yanıtı beni aşıyor..."
Evliliğini aldatmayla bitirmiş bir kadının, evlilikle ilgili çıkardığı sonuçlardır bunlar...
Sadece karşı tarafı suçlayarak kolaycılığa kaçmadan...
Evliliğe bir teleskopla bakarak; vardığı sonuçları bizzat kendine ve herkese anlatarak...


İşte o analizin sonunda o çok can acıtıcı söz geliyor:
Evliliğin en iyi tarafı aldatmayı iki taraf için de zorunlu kılması..."
Kocası aldattığı için mi aldattı Zuhal?..
Ya da aldatmadı ama aldatmayı düşündü?..
Kocasına olan aşkın o yıpratıcı halinden, o hep takıntıyla yaşamaktan bıktığı için mi, başka bir limana sığınmak istedi?..
Yoksa her şey artık çok çabuk tüketildiğinden, aslında aşkı da tükendiği için mi o limanda demirledi?..
İki çok ünlü kadın...
İki evlilik...
İki aldatma...
Ve iki ayrılma...
Zuhal Olcay ile Hülya Avşar'a dikkatli bakın...
Birbirinden siyahla beyaz kadar farklı olan iki kadının hayatlarındaki kesişme noktasına dikkat edin...
İki aldatılan çok güzel kadın, aslında aldatan kocalarından çok evliliği sorgulamaktadırlar.
İnsanları ayağa kaldırmamak için çok açık söylemiyorlar...
Ama yeterince açık etmektedirler ki, evlilik aldatmaları beraberinde getirmektedir...
Aslında evlilik yavaş yavaş bitmektedir...
İki çok güzel kadını, evlilikle ilgili bu kadar radikal ve cesur düşünmeye iten nedir?..
Neden, aldattıkları sağır sultan tarafından duyulan kocalarına kısa yoldan verip veriştirmek varken, onlar çok daha zoru seçmektedirler?..
Kadının da aldatabileceğini, belki kendilerinin de aldatmış olduklarını ima etmektedirler?..
Ellerinde kocalarını mağrur, kendilerini mağdur gösterecek her türlü imkan varken, neden kendilerini bile tartışma konusu yapacak bir noktaya sürüklenmektedirler?..
"Zalim adam, gül gibi karısını bıraktı gitti, görüyorsunuz güzelliğimi" demek varken, neden evliliği sorgulamaktadırlar?..
İnsanlar tarafından mağdur oldukları için omuza alınacakken, neden Galileo gibi mağrur bir ifadeyle kendilerini de ateşe atmaktadırlar?..
Çok cesur oldukları için mi?..
Çok güzel oldukları için mi?
Hem cesur hem güzel oldukları için mi?..
Yoksa bir sanatçı ruhu taşıdıkları için mi?..
Sanatçının kendisine karşı pek yalan söyleyemediğini bildikleri için mi?..
Kendine karşı yalan söyleyebilenlerin gerçekten sanatçı olmadıklarını bildikleri için mi?..
Her şeye rağmen, hayatla yüzleşebilecek güçleri olduğu için mi?..
Yoksa hepsi birlikte sadece insan oldukları için mi?..
Zuhal Olcay ve Hülya Avşar...
İki çok güzel ve aldatılan kadın...
Sözlerine dikkat edin...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fener'in rakibi Fenerbahçe!   / 03-03-2006
 Güzel kadın şanssızdır...   / 02-03-2006
 Beraberliğe tebrik kabul etmem   / 01-03-2006
 Güzel manken kadınlar...   / 28-02-2006
 Sergen kafaya takınca   / 27-02-2006
 Karar verdim unutmaya!   / 26-02-2006
 Karar verdim ayrılmaya...   / 25-02-2006
 İbra krizi yaşanmaz   / 24-02-2006
 Onlar beni sevdikçe...   / 23-02-2006
 Birer puan depremi önler   / 22-02-2006
REHA MUHTAR
Zuhal ve Hülya'nın "aldatması"...
Aslında ne...
MEHMET BARLAS
Hiçbir şey ilk defa olmaz
Yazı yazanların bile yazılı...
MAHMUT ÖVÜR
'Çiller parti kurduruyor!'
Merkez sağda bir şeyler...
SAVAŞ AY
Devlet hastanesi mi kozadan çıkan kelebek mi?..
Demişim...
HINCAL ULUÇ
Yeni Dünya çok zor bir film..
Bakın ben bayıldım.. Nasıl...
Güçler birleşmeli
Güçler birleşmeli
G.Saray camiasının önde gelenleri çok adaylı bir seçim istemiyor.
Hasan'a çiçek yağmuru
Hasan'a çiçek yağmuru
Taraftarlar, geçen hafta bir grubun küfürlerine maruz kalan Hasan...
Ne zamanaşımı, ne af, istediğim beraat
Başsavcı Ok, Mesut Yılmaz'ın suçunu 'görevi kötüye kullanma' diye...
Askerin değerlendirmesi net: Hamas bir terör örgütüdür
Hamas heyetinin, Türkiye'ye yaptığı ziyaret dünyayı ayağa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu