kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Darbeciye ibret olsun!

Neye inanmakta ısrarlıysanız, orası sözün bittiği yerdir.
Safınıza göre bir hakikat inşa etmişseniz; ona yapışmakta serbestsiniz.
Ama, "insaf, izan" denen şeyler de mevcut olabilir. İhtimaldir.


Türkiye Cumhuriyeti Devleti...
Cumhurbaşkanı... Başbakanı... Hükümeti... Silahlı Kuvvetler'i...
Bir savcının başının kopartılması, kocaman ayakların altında küçültülüp ezilmesi ve karine ile "komplocu" olduğu iddia edilip "büyük komplo"nun bertaraf edilmesiyle gurur duyamaz.
Hukuk devletini, yargı bağımsızlığını, adaletin tecellisini, gerçeklerin ne olduğunu filan bir kenara bıraktık... Tamam.
Yani aynen istendiği gibi, öyle yaptık. İşimiz yok onlarla!
Lakin, bir de "mertlik" var!
Mertlik; 15 yıllık bir savcının ibreti alem için mesleğinden atılması ve en acısı, bunun "büyük zafer" sanılmasına dair bir şeydir. Nedir, nerededir?


Diyeceksiniz ki...
Ya adam hakikaten komplocu ise. O zaman, "çetesi" kimlerdir ve "Genelkurmay'ı rencide eden" yorumlar, talepler, üsluplar, teknik hatalar dışında, "komplo" nedir?
Ne tür bir komplo aydınlatıldı şimdi?
Bir Van Savcısı, devleti mi yıkacak, rejimimi mi değiştirecek, orduyu mu rehin alacak, komutanları mı tayin edecekti?
Ne önlenmiş oldu şimdi?
Hakikaten, Baykal'ın garip bir ısrarla söylediği gibi, Savcı "darbe" yapıyor idiyse...
Yahu bu darbe lafı ciddiyse...
Ucuz atlatmışız!
Aydemir ve arkadaşlarının darbesi önlenmişti bir; bu da önlenen ikincisi oluyor ve maalesef "idam" olmadığı için, "Darbeci Savcı" ancak meslekten atılabiliyor. Adliye'deki sandalyesine bir tekme, tüm meslektaşlarıyla birlikte sallanıyor!
Bakın ne hale gelmişiz; Van'da bir savcı dahi darbe girişiminde bulunabiliyor ve açıkçası, aralarındaki tüm çelişkileri unutup, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve partisi, Ana muhalefet ile Silahlı Kuvvetler ve bir kısım medya neyse ki elele veriyor da, bu korkunç darbe engelleniyor. Savcı TRT'yi ele geçiremeden, bildirisini okuyamadan, tanklarını sokaklarda yürütmeden, konseyini ilan edemeden, sokağa çıkma yasağı koyamadan bertaraf ediliyor.
Bu hakikaten, bizimki gibi köklü bir demokrasinin, böyle darbe girişimlerine karşı ne kadar güçlü, dirençli hale geldiğinin kanıtı olmalı.
Rüya olmalı!
Çünkü eskiden her darbe böyle önlenmiyordu. Yapılacaksa, yapılıyordu.
Cumhurbaşkanları, başbakanlar, iktidar ve muhalefet partileri, medya filan bir şey demiyordu. Silahlı Kuvvetler de önlemiyordu.
En azından bu değişti!


Yapmayın, olur mu?
İnsaf edin.
İddianameyi yazdığı için, öyle yazdığı için, şunu yaptığı, bunu istediği için Savcı yanlış olsun, yamuk olsun, hatalı, suçlu olsun... Olsun; tamam.
Peki, hükümetin ve Genelkurmay'ın, hatta Yüksek Kurul toplanmadan önce "yargı" açıklayan (şahsen bir hukuk insanı olarak çok şaşırtan) Cumhurbaşkanı'nın yaptığı nedir? Onlar hiç mi darbe vurmadı, hiç mi yaralamadı bir şeyleri? Hiç mi yanlış, hiç mi hata ya da suç değildi, yaptıkları?
Tamam, olmasın ama ya mertlik?
Böcek yerine koy, karıncadan say, bas üstüne, ez, tüm kudret, kuvvet ve imkanlarınla yok et, esasta güçsüz olanı. Bunu marifet say. Bununla övün, bununla darbe önlediğini, rejimi kurtardığını düşün ve öyle düşünülsün iste.
Hiçbir gerçeği açık açık ortaya koyma ve bir takım gerçeklerin ortaya çıkabilme ihtimalini de "ihraç et".
Şu basit soruyu sorar mısınız kendinize?
Hakikat hakikaten neydi? Ne anladık şimdi?
Ama dedim ya; ihtiyacınız yoksa hakikate, binersiniz bir alamete...
Güle güle!
Yoksa, ya birileri komplonun ne olduğunu açıklayıp kanıtlayacak; ya da birileri Şemdinli'de ne olduğunu, gerçeği anlatacak!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çok gittin, geri gel!   / 21-04-2006
 Parmak kaldırsın!   / 20-04-2006
 Son kullanma...   / 19-04-2006
 Son kullanma...   / 19-04-2006
 Zayidir, ziyandır   / 18-04-2006
 Memleket nere!   / 17-04-2006
 Nasıl başlasam   / 16-04-2006
 Acının satır arası   / 14-04-2006
 Bunu da okuduk   / 13-04-2006
 Şehit çocuğu   / 12-04-2006
YILMAZ ÖZDİL
23 Nisan
"Benim oğlum vali...
ERGUN BABAHAN
Ulusal Egemenlik Bayramı kutlu olsun!
Bugün 23 Nisan.
MEHMET BARLAS
Kapı önündeki ayakkabılar krizi yaşanıyor
Türkiye'nin...
UMUR TALU
Darbeciye ibret olsun!
Neye inanmakta ısrarlıysanız,...
FATİH ALTAYLI
Aile içi tartışalım mı?
Çok değer verdiğimiz iki...
ERDAL ŞAFAK
Şeref ve Vatan
Fransız donanmasından "Jean...
Nein zu Nazis (Nazilere hayır)
Yabancıların Neo-Nazilerce saldırıya uğraması Almanları isyan...
Üç puan için kurşun döktürdü
İki yıl öncenin kupa şampiyonu Arap takımı, ligde dibe vurunca...
Herkes haddini bilecek
Herkes haddini bilecek
Süper finalin tek süperi F.Bahçe idi. Direkten dönen 3 top tarihi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu