Batı kafasındaki Müslüman prototipi
Algılamamız başka insanlar hakkındaki yargı ve önyargılarımızı oluşturur. Algılarımızı da aile değerlerimiz, yetiştiğimiz çevre kadar medya da belirler. Medyanın biçimlediği değer yargılarına göre, bizden farklı insan gruplarından hoşlanır veya nefret ederiz. Soğuk Savaş döneminde Batı medyasının en önemli görevi bir komünist prototipi oluşturmaktı. Hatırlayın, Türkiye'deki yaygın inanışa göre, Rusya'da bir erkek dilediği eve girip şapkasını askıya asınca (Nedense komünistlerin şapka taktığı düşünülürdü) o evdeki kadınla canının istediği gibi birlikte olabilirdi. Ayrıca komünist; sert, iriyarı, kaba, insan hayatına hiç değer vermeyen bir varlık olarak çizilirdi. Dönem değişti, komünist ortadan yok oldu. Şimdi yeni düşman müslüman. İngiliz The Guardian'ın dünkü manşeti, polis teşkilatının tartışmalara yol açan bir raporuyla ilgiliydi. Rapor, müslüman polislerin, özellikle de Pakistanlılar'ın beyazlara göre daha fazla rüşvet aldığını ileri sürüyor ve bunu da bakmakla yükümlü oldukları geniş aile yapısına bağlıyordu. Müslüman gruplar, raporun ırkçı ve ayrımcı olduğunu vurgulayarak protestoda bulunmuşlardı. Hürriyet'in diğer Batılı kaynaklarda rastlayamadığım haberine göre ise, Zarkavi'yi müslüman Arap gibi kokmak için özel ter losyonu süren Dokunulmazlar grubu yakalamıştı.
Bugün Amerika'da Oklahoma bombacısını kimse hatırlamıyor. Oysa, o da köktendinci bir eylemdi ve 11 Eylül öncesi Amerika'da girişilmiş en büyük terör saldırısıydı. Ama artık o eylemi kimse anmıyor bile. Çünkü o eylem yaratılmak istenilen ortak düşman imajıyla bağlantılı değil. Bugün hedef "müslüman terörist" kavramını kafalara iyice yerleştirmek. Sonuçta da müslüman deyince sokaktaki insanın aklına belinde bombalar sarılı, ter kokan, rüşvet alan bir insan imajı geliveriyor. Oysa Nobel Ödüllü Amartya Sen'in "Kimlik ve Şiddet" isimli kitabında vurguladığı gibi, bir insanın birden çok kimliği vardır. Üstelik bu kimliklerden birinin öne çıkarılması diğer kimliklerini ortadan kaldırmaz. Hepimiz bu veya şu şekilde bir çok farklı gruba dahilizdir. Bu kollektif gruplardan her biri, kişiye farklı bir kimlik özelliği verir. Ama bu sizin kendi kimliğinizi seçme özgürlüğünüzle ilgilidir. Başkalarının gözünde kendi kimliğinizi seçme özgürlüğünüz son derece sınırlıdır. Onlar, sizi belirli bir şablon içinde görmeye alışmış veya şartlanmışsa, bu algılamayı değiştirme şansınız çok fazla değildir. Bu nedenle, bugün Batı medyası bir din bağlamında tek bir prototip insan çizme eyleminin önemli bir parçasıdır. Sanki müslüman olmak insanın diğer bütün kimlik bağlantılarını, değer yargılarını yok edermiş gibi ele alınmakta ve ortaya birbiriyle bir arada bulunamayacak uygarlık veya inanç gruplarının çıktığı ileri sürülmekte. Çünkü, dünya egemenliği "öteki" olmadan kurulamaz. Bugünün dünyasında öteki de ter kokan, rüşvet alan, beline bomba bağlayıp insanları öldüren müslüman. Çünkü 24 dizisiyle, şehir dedikodularıyla, haber ve yorumlarla kafalara kazınan müslüman bu.
|