|
|
|
|
|
|
Özel yaşantıları teşhir etmeye hakkımız yok
Türkbükü'nü konuşmak için bir bu eksikti! Ne mi? Dört bir köşesine yerleştirilen güvenlik kameraları tabii! Ne için mi? Dediler ki; "Belde silahlı abileri, turistleri taciz edenleri ve içki içen veletleri tespit etmek için..." Peki 24 saat gözetlenmek güzel mi tatilci için? İnsan rahatsız olmaz mı için için?
* AYŞE: Türkbükü'ne kameraların yerleştirilmesi sizce doğru bir hareket mi diye soralım ve sohbete başlayalım
* HINCAL: On sene kadar evvel Galatasaray'ın bir maçı dolayısıyla Monaco'dayız... atv kameramanı geldi. "Hıncal Abi akşamki maç için görüşlerinizi almak istiyoruz" dedi. "Sor" dedim. "Şöyle otelin önünde çekelim de Monaco'da olduğumuz belli olsun" dedi. Çıktık ben daha ikinci cümlemi etmeden, polis geldi. "Çekim için izniniz var mı?" dedi. "Ne izni?" dedik. "Monaco sokaklarında canınızın istediği gibi çekim yapamazsınız" dedi.
* Çünkü... Çünkü orası insanların tatil yapmak için geldikleri bir kent. İnsanlar tatilde özgür ve rahat olmak ister. Ola ki; arkanızdan geçen hanım ya da beyefendi kaçamak yapıyor. İnsanlar kaçamak yapmakta da özgürdür ama siz onu teşhir edemezsiniz.
'TAM BIG BROTHER GİBİ...'
* Televizyon izlerken aniden "Aaa bizim Ahmet mi o arkadaki, yanındaki de Selma değil mi Allah Allah" durumları doğabilir tabii... Onun için bizim sokaklarımızda kimse kimseyi izin alınmadan çekemez diyorlar. Monaco'nun diğer yerlerden farkı yok.
* Türkbükü'ndeki kameralara gelirsek... Güvenlik için bile insanların özel yaşamlarını teşhir etme hakkımız yok.
* Teşhir olacak mı ki? Kayıtları sadece polis izleyecek dendi! Orası belli değil. Bir kere kaydedildikten sonra kimin göreceğini kimse garanti edemez.
* Medyanın eline geçtiğini düşünemiyorum bile... Ülkemizin yasalarına göre; katilin evine 'özel yaşamın gizliliği' diye savcı izni olmadan girilmiyor. Sen plajlara kameraları koyuyorsun, bütün milletin özel yaşamını kaydediyorsun. Böyle bir şey olmaz. Bu tam George Orwell 1984 'Big Brother Watching You' işte.
* Kameraları güvenliği sağlamak için koyduklarını açıkladılar... Bir takım adamlar turistleri taciz ediyormuş! Turistin rahatı için insanların özel hayatına müdahale edilemez.
* Dünya genelinde her plajda kamera mı var? İtalya plajlarında, İspanya plajlarında böyle bir şey var mı? O plajlarda olay da yok.
'BEN HAYATTA GİTMEM'
* Ben Türkbükü'ne güneşlenmeye hayatta gitmem. İnsan izlendiğini bile bile gönül rahatlığıyla güneşlenemez ki. Tabii paparazzi görünce coşan ünlülerden değilseniz. Burnun kaşınsa kaşıyamazsın valla! Devamlı gözetlendiğini bilmek rahatsız edici bir durum. Şimdi burada bir kamera olsa bizi çekse, rahat rahat konuşabilir miyiz?
* Rahat yemek yiyemezsin, yüzemezsin, yürüyemezsin... Dünyada hep yapılan bir işin makul bir sebebi vardır. O zaman her türlü ters kararı da alabilirsin. Bikini, mayo giymeyi, denize girmeyi de yasaklayabilirsin. Bunun sonu yok!
* Hıncalım, Türkbükü'ne gitmişliğiniz var mı? Gitmedim.
* Peki dışardan bakınca Türkbükü'nü siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Fevkalade iyi değerlendiriyorum. Ben sıcak diye gitmiyorum. Sıcak olmasa giderim. Bugün artık insanlar tatilde dinlence değil eğlence arıyorlar. Türkbükü eğlencenin en iyi olduğu yerlerden bir tanesi. Gayet normal buluyorum. Hiç itirazım yok. Gençler de kurtlarını dökmeliler, gençlerden bu kadar korkmalarının da anlamı yok.
'HABER OLUYORLAR'
* Her yaz Türkbükü'nün sosyetik ve ünlü kadınları gazetelerden düşmez. Giyimleri, takıları, topuklu ayakkabıları, güneşlenmeleriyle yazılır çizilirler. Geçenlerde Günaydın'da 'Miss Plaj 2006 kim olacak?' diye haber vardı... Çağla Şikel, Verda Penso, Eda Taşpınar, Süreyya Yalçın gibi isimler yazmışlar. Sizce bu sene kim olur? Şimdi bu yaz geldiğinde gazeteler ve televizyonların ana haberleri bikinili kadınları haber yapmak için çırpınıyorlar ve bir yığın asparagas haber uyduruyorlar. Teşhirci ve narsist kadınlarımız da bunun farkında... Hergün değişik ve her gün daha küçülen bikinilerle. Sutyenlerinden frikikler vererek, bikinilerinin popo arasına sıkıştığının farkında olmayarak... Bütün yaz haber oluyorlar. Bunların hemen hepsi deyimimi mazur görsünler; aynı kaşarlar.
'MARSIK GİBİ VÜCUTLAR'
* Ooo bunu yazacak mıyız? Aynen yazabilirsin. Ben artık bu resimlere bakarken midem bulanıyor.
* Mesai verdikleri o kadar belli ki. İnsan her bikiniye ayrı küpe-kolyehalhal takıp, her bikiniye ayrı taşlı ve topuklu ayakkabı giyer mi? Baloya gider gibi. Resmi çekilsin diye her şeyi yapan narsist ve teşhirciler.
* Bu yılın Miss Plajı kim olur? Ben bunların arasında yılın kaşarını seçerim ancak! Marsık gibi vücutlar. Bunlar kışın da böyleler zaten. Hepsine Bridget Bardot'nun bugünkü resimlerini görmelerini tavsiye ediyorum. Yaşları kırka varınca yetmiş yaşında gibi kırış kırış olacaklar. Kanser olmazlarsa eğer! Bu narsistliklerinin bedelini çok ağır ödeyecekler.
AYŞE&HINCAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|