Çin hammadde ihtiyacı için Afrika ile olan ticaretini 35 milyar dolara çıkardı. Afrika ise tarihinde ilk defa dünya ekonomisine entegre olma şansını yakaladı.
Başta Kongo, Lagos, Kenya ve Tanzanya olmak üzere çok sayıda fakir Afrika ülkesi Çin'in artan hammadde ihtiyacı sayesinde fakirlikten kurtulma fırsatı yakaladı. Afrika kıtası altın, bakır, tantal, pırlanta, demir, petrol ve doğalgaz zengini. Özellikle Kongo, Şili'nin ardından dünyanın en büyük bakır madenlerine sahip. Bakır ve tantal madeni başta bilgisayar ve cep telefonu sektörü olmak üzere dijital dünyanın vazgeçemediği hammaddelerin başında geliyor. Çin ise dünya sanayisinin üretim merkezi haline geldiği için hammaddenin hemen her türüne ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle Çin Hükümeti, Afrika ülkeleri ile olan ticari ilişkilerini her geçen gün biraz daha genişletiyor. Daha 10 yıl önce 3 milyar dolar seviyesinde olan karşılıklı ticaret hacmi geçen yıl 35 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu yıl 40 milyar dolar sınırının aşılması bekleniyor. Afrika ise Çin ile olan ticari ilişkisi sayesinde kıta olarak ilk defa dünya ekonomisiyle entegre olma şansını yakaladı.
ÇİN MAHALLESİ KURULDU Çin Hükümeti Başbakan Hu Jintau ve Dışişleri Bakanı Wen Jibao olmak üzere üst düzeyde temsilciler son yedi ay içerisinde 15 Afrika ülkesini ziyaret ederek çok geniş çaplı bir Afrika operasyonu başlattı. Çin delegasyonu Afrika kıtasını gezerek ticaret anlaşmalarına imza atıyor. Amaç karşılıklı çıkarların korunacağı uzun süreli ticaret ilişkileri kurmak. Anlaşmalar kapsamında daha şimdiden binden fazla Çinli şirket Afrika'nın çeşitli ülkelerinde faaliyet göstermeye başladı bile. Başta Senegal'in başkenti Dakar olmak üzere Afrika'nın birçok ülkesinde Çinlilerin aileleri ve kültürleriyle yaşadığı küçük Çinli mahalleleri kuruldu. Afrika'nın tamamında ise 750 bin Çinlinin yaşadığı ifade
ediliyor.
30 MİLYAR $ YATIRIM Restorandan üretim merkezlerine kadar hemen her alanda iş yapan Çinliler Afrika'ya çok ucuz fiyata tshirt, televizyon motosiklet, klima getirip karşılığında devlet olarak hammadde götürüyor. Çinlilerle ticari ilişkiye giren çok sayıda Afrikalı şirket ise daha şimdiden para kazanma ve ülkelerinin refah seviyesini yükseltmenin heyecanı yaşıyor. Afrikalılar petrol ve doğalgaz konusunda Avrupa ve ABD'lilerle kıyasla Çinlilerle iş yapmayı tercih ediyor. Sudan petrolünün yüzde 25'ini, Angola ise yüzde 20'sini Çin'e satıyor. Nijerya ise petrol yataklarının bir bölümünü Çinlilerle birlikte işletme kararı aldı. Çin buna karşılık Nijerya'da 4 milyar dolarlık altyapı çalışması yapacak. Proje kapsamında yol, su ve enerji santrallerinin inşası bulunuyor. Pekin Hükümeti bunun yanı sıra Kongo'dan bakır ve kobalt alıyor. Tanzanya'da ise metal işleme tesisleri kuruyor. Zimbabwe'de Çin'e ait bulunan platin ve pırlanta işleme tesisleri aralıksız çalışıyor. Çin ile Afrika arasındaki ticaret hacmi son 10 yılda 3 milyar dolardan 35 milyar dolara çıktı. ABD ve Fransa'nın ardından en büyük üçüncü ticaret partneri oldu. Altyapı yatırımları şimdiden 30 milyar doları geçti. Rakamın bu yıl 40 milyar dolara çıkması bekleniyor. Ülke en geç 2010 yılında ABD ve Fransa'yı geride bırakacak. Çin'in hammadde iştahı, kıtaya akıttığı cazip kredi ve yatırımlar geçen sene Afrika kıtasında ekonominin yüzde 5 büyümesine neden oldu. Enflasyon ise son 25 yılın en düşük seviyesine geriledi. Geçen sene Afrika'ya gelen ticari yatırım miktarı kıta tarihinde ilk olarak insani yardım miktarının üzerine çıktı.