kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Elvan Demirkan @ SABAH
 

Sınıf farkı hayatın her alanını esir almış

Bir sınıflandırmadır kaptırmışız kendimizi, karşılaştığımız herkesi bir sınıfa oturtmaya çalışıyoruz gözümüzde. İnsanların görüntüleri, makyajları, hangi kuaföre gittikleri ile sınıflarına karar veriyoruz. Marka saat, gözlük ve çanta kullananlar, otomatik olarak üst sınıfa girmeyi hak ediyorlar pek çoğumuzun gözünde. Maalesef çöpçü isen alt sınıftansın. Son model araba kullanmak, 'High class!' yani üst sınıf... Dişlerinizi yaptıracak paranız yoksa, tırnaklarınız bakımsızsa maalesef yine alt sınıfsınız. Biraz aklımız karışıyor gibi geliyor. Materyal değer ile insan değerini karıştırıyoruz. Parası olmayanların insan değeri olmadığını düşünen çok kişi var çevremizde ya da sadece zengin olduğun için şahane, akıllı, mükemmel bir insansın yanılgısı... Ama durum böyle değil. Johnson&Johnson servetinin varisi Jamie Johnson, zengin doğmanın anlamının ne olduğunu öğrenmek için bir projeye girişmiş.

PARA SAADET GETİRMİYOR
Johnson&Johnson'ın varisi olarak Jamie'nin, dünyanın yüzde 99'unun göremediği bir dünyaya ulaşabilme imkanı var. 'The One Percent' (Yüzde Bir) adlı dokümanterinde, Amerika'nın yüzde birini oluşturan mega zenginlerin, hayatlarını nasıl yaşadıklarını, nasıl düşündüklerini, nasıl davrandıklarını ve harcadıklarını sergiliyor. 'The One Percent'e göre; ülkenin yüzde 40'lık zenginliği bu yüzde birlik gruba ait. Bu filmi yapmak, Jamie'ye, kendi zenginliği ile nasıl yaşaması gerektiğini keşfetmesini de sağlamış. En zenginlerin yanında en fakirlerin de (yani hiçbir şeyi olmayanların da) hayatlarını bu eşitsizlik yüzünden ne kadar umutsuz yaşadıklarını ortaya koymuş. İnsanlar eşit şartlara sahip olmadıklarını düşünüyorlarsa, dışlandıklarını hissediyorlar ve büyüyen zenginlik farkı ile bütünleşme yerine bölünme başlıyor. Jamie Johnson, "Arkadaş çevremden tanıdığım pek çok kişi daha 21 yaşında sayamayacak kadar çok paralara sahiplerken, verimsiz hatta çok zaman trajik ve zavallı yaşıyorlar" diyor. Ne garip paradoks!.. Bu dünyada herkesin ulaşmak istediği şey, elinin altında ama sen hayatını aynı imkan ile berbat ediyorsun. Aslında zengin doğmak daha zor gibi geliyor; çünkü daha en baştan kendi tecrüben ile oturtmadığın, sindiremediğin bir kimliğe sahipsin ve bu kimliği korumak için çok büyük baskı altındasın. Kendi kimliğini yaratabileceğin tecrübelerini yaşamak çok önemli ve bugün pek çok aile çocuklarının her istediğini alıp, yaparak onlardan bu tecrübeyi çalıyorlar. Üzücü olanı da bunu iyi niyetle yapıyorlar. Çocuklarımızı sevmek yetmiyor, onları gerçek dünyaya hazırlamak için biraz da akıllı davranmamız gerek. İstedikleri her şeye sahip olan çocuklar kafalarında öyle bir standart oluşturuyorlar ki, gerçek dünyada böyle bir standardı bulmaya imkan yok. Çünkü bugün pek çok genç yaşam, standartlarının ailelerinin bıraktıkları yerden başlamasını bekliyorlar. Ailesinin zengin olduğunu bilen pek çok çocuk, her şeyi onların halledeceğine inanıyor ve kazanmanın değerini bilmiyor; kendi tecrübeleri, öğrenme kapasiteleri ellerinden alınıyor. Marka gözlük, çanta, saat kullanıp, son model bir araba kullanmak, sizi gerçekten toplumun genel gözünde 'high class' yapıyor. Bu baskı artık çocuklarımızda bile ne kadar yüksek; çünkü okulda bile belirli markaları giymiyorlarsa ya dışlanıyorlar ya da kendileri dışlandıklarını hissediyorlar. Ailenin zenginliğini kimliği yaparak yaşamak her ne kadar kolay yol gibi görünse de, kendi kimliğini kendi tecrübelerinde yoğrularak yaratabilmek bir insanı tatmin ediyor ve geliştiriyor.

MÜHİM OLAN EĞİTİM
Her ne kadar gelir seviyeniz, içinde bulunduğunuz sınıfı belirliyor gibi görünse de, asıl sınıfınızı belirleyen şey eğitim, eğitim, eğitim... Uzmanlara göre; uzun vadede çocuğunuza sağlayabildiğiniz eğitim, hayattan beklentileri ile ilgili bir bakış açısı verebilmek, rol model olabilmek ve ahlaki değerlerinize sahip çıkarak yaşamanız, sizi üst sınıfa koyuyor. (Bir başka deyişle zenginliğini nasıl kullandığın, gerçek sınıfını ortaya çıkarıyor.) İnsanları sınıfları ile gruplandırmaktansa, ahlaki değerleri ile gruplandırmak daha önemli gibi geliyor. En azından ben bunun üzerinde kendimi eğitmeye çalışıyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Öfke ve Nefret   / 02-09-2006
ELVAN DEMİRKAN
Sınıf farkı hayatın her alanını esir almış
Bir...
İmzayı attıktan sonra başka alternatifin kalmıyor
İmzayı attıktan sonra başka alternatifin kalmıyor
İki yıldır birlikte olduğu Mert İncekara ile çok mutlu olduğunu...
Kariyerine göre diyet yap
Kariyerine göre diyet yap
Ünlü işadamı Rahmi Koç'a ve yöneticilerine 85 kilo verdirerek ünlenen...
atv ile eğlence de zirvede
atv ile eğlence de zirvede
'En çok izlenen' dizi ve programların kanalı atv; yeni yayın dönemini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.