|
|
İngiliz yorumu...
Sahada sakatlığı nedeniyle yerde kalan bir oyuncu varsa ve rakip takımdan veya kendi takımından bir oyuncu tedavisi için topu dışarı atarsa, sarı kart görür. İngilizler, meşhur fairplay hareketinde oyunu kuralına göre oynamayanların daha yoğun olduğunu görünce, olaya el koymuşlar. Sakatlanan oyuncunun tedavi görmesi kararını oyuncuya değil, hakeme bırakmışlar. Üstüne de şunu eklemişler; "Bu işe karışırsan sarı kartı görürsün." Özellikle öne geçen takımların veya tempoyu yavaşlatmak isteyenlerin başvurduğu ilk nokta oldu; duygu sömürüsü. Futbolcu en ufak bir olayda kendini yere atıp, orada kalıyor. Rakip takım ataktaymış, kendi kalesi sıkıntıdaymış umurunda değil elbette. Onun amacı oyunu soğutmak, biraz nefes almaya çalışmak. Üstelik kendi sahasındaysa, rakip oyuncunun topu dışarı atmaktan, futbol oynamaktan vazgeçmekten başka çaresi kalmıyor. Sonra hakem başına geliyor, sağlık ekibi çağrılıyor, oyuncu sekerek kenara gidip, koşarak oyuna girmek için gereken yere gidiveriyor. Topu taça atan iyi niyetiyle veya istemeyerek bu kötü oyunun bir parçası oluyor. İngilizler buna "Dur" demenin gereğini görüp, bu inisiyatifi hakeme aktarmışlar. Böylece futbolculara sadece takımlarını ve kendi oyunlarını düşünme fırsatı tanımışlar. Bu uygulamayı ilk onlar yapıyor. Üç puanı da ilk onlar uygulamıştı, ikinci olarak da biz. Bu kuralı da düşünmeliyiz. Çünkü bizde futbol takımları 'yan gelip yatma' yeri olmaya başladı.
|