| |
|
|
Sorun Batı basını ile
Papa'nın ziyareti, Avrupa basını için de bir "turnusol kağıdı" oldu. Biz Türk basınını kıyasıya eleştirirken, Avrupalı meslektaşlarımız, Türkiye'nin Avrupa'daki imajının bozuk olmasındaki etkisini de bir kez daha ortaya çıkardı. Papa gelmeden önce, Avrupa'daki gazeteler bol bol gerilim pompaladı. "İslamcılar karşı çıkıyor", "Suikast olabilir" gibi başlıklar ve Türkiye'den sadece ve sadece "İran'ı anımsatan" görüntüler yayınladılar. Onlar için yansıtılacak Türkiye demek, İstanbul'da Çarşamba, ya da Güneydoğu. Başka yer yok. Papa ziyareti öncesi İstanbul görüntüleri sadece Çarşamba'dan ve Saadet Partisi mitinginden alındı. Papa geldi. En küçük bir olay olmadı. Adam keyif içinde gezdi, gördü, halka yakınlaştı, Türk bayrağı salladı, demli çay içti, bir "Maraba Televole" demediği kaldı ve gitti. Batı basını, Papa'nın Türkiye'de verdiği güzel görüntüleri kullanmakta son derece "cimri" davrandı, sürekli negatif bir yaklaşım sergiledi. Papa Meryem Ana'ya gitti, "Hiç bu kadar küçük bir kalabalığa seslenmemişti" diye yazdı biri. Diğeri ise "hayali İzmirli levantenlerle" röportaj yapıp, "Papa'ya gitmek istedik ama komşularımızla sıkıntı yaşarız diye gitmedik" dedirtti. Sultanahmet'te ellerini ters bağlamış da olsa kıyama duruşunu büyük gazetelerin çoğu kullanmadı. Çok net ortaya çıktı ki, Türkiye eğer Avrupa ile, Batı ile sorunlarını çözmek istiyorsa Batı basını ile sorunlarını çözmeli. Çünkü bu basınla Türkiye'nin AB hayali imkansız. Çünkü kamuoyunu ve siyasetçileri onlar yönlendiriyor.
|