|
|
 |
 |
 |
|
 |
|
  Yılmaz: Hoca seçiminde hata yaptılar
Trabzonspor Kulübü Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, bordo-mavili kulüpte seçilen bütün yönetimlerin yanında olduğunu ve seçileceklerin de yanında olacağını söyledi. Yönetimin hoca seçimi konusunda hata yaptığını belirten Yılmaz " Ziya Doğan, daha önce Trabzonspor'da çalışmış, denenmiş ve neden takımdan ayrıldığı iyice araştırılması gereken bir kişidir." dedi.
Yılmaz, Trabzonspor Dergisi'nin Aralık ayı sayısındaki röportajında, Trabzonspor'da geçmiş dönemlerde de yönetim kurulu oluşturulurken kendisine sorulduğunu belirterek, ''Seçilen bütün yönetimlerin yanında oldum, bundan sonra da olurum. Şimdiki yönetimin de yanındayım, zaten aralarında çok sevdiğim arkadaşlarım da var. Ancak seçilmeden önce yaptıkları yönetim kurulu hazırlıklarında bir eksiklik görüyorum'' diye konuştu.
''Yönetim
kurulunun teşkili sırasında insanların birbirleriyle olan münasebetlerinde bir denetleme yapmak gereklidir'' diyen Yılmaz, şöyle dedi:''Kişiler birlikte anlaşabileceklerinden ve kötü günlerinde bir arada olmayı sürdürebileceklerinden emin olmalı. Kendilerine bu konuda sorular sormalıdırlar. Şimdiki yönetim kurulunun da bunu tartması gerekiyordu. Hataları olmuş mudur? Fatih Tekke'yi satarsan, onun yerine gelenler ve mevcutlar Trabzonspor'un kalitesinde olmaz, işler iyi gitmezse zorlanırsın. Yönetimin içinde bulunduğu durum budur. Bu aşamada arkadaşlarımızın yapabilecekleri çok şey yok. Çünkü köşeye sıkışmış durumdalar. Belki de söyleyeceklerine bile itibar edilmeyecek bir durumdalar. Bunun değişmesi ancak kaybettikleri güveni geri kazanmaları koşuluyla mümkün olabilir.''
Devre arasında futbolcuların iyi bir çalışma ve kaynaşma dönemi geçirip ikinci yarının güzel geçeceğine dair açıklamalar yapıldığını dile getiren Yılmaz, ''Yıllardır bu işin içinde olan bir insan olarak bunun gerçekleşmesini zor buluyorum. Eğer kulübe getirmek istedikleri oyuncular varsa, bunu ocak ayının başında yapmaları lazım. Zira, sezon başında teknik direktör atamasının gecikmesi ve futbolcuların kadroya farklı zamanda katılması ahengi bozdu, takımı da olumsuz etkiledi'' dedi.
''HOCA KONUSUNDA HATA YAPTILAR''
Yılmaz, hoca seçiminde de yönetim kurulunun hata yaptığını savunarak, şöyle konuştu:''Ben hoca seçiminde hata ettiklerini bugünkü yönetime de söyledim. Lazaroni'nin kariyerine baktığınız zaman bir şeyi ispatlamaktan vazgeçtiğini, işi ticarete döktüğünü görüyorsunuz. Anlaşma yapıyor, takım kötü gidiyor, 'Verin tazminatımı kovun beni' diyor ve gidiyor. Çabuk para kazanmanın yoluna bakıyor. Ziya Doğan da daha önce Trabzonspor'da çalışmış, denenmiş ve neden takımdan ayrıldığı iyice araştırılması gereken bir kişidir. Samet Aybaba için de aynı şey geçerlidir. Onun da çalıştığı dönemi mercek altına alıp incelemek ve bir daha teklif götürmeden önce iyice düşünmek gerekir.''
Oyuncu seçiminde de hoca seçiminde de hassas düşünmek gerektiğini belirten Yılmaz, ''İkisinin de miyadı dolmuş olmamalı. Trabzonspor, oyuncu satarak bütçesindeki eksikleri tamamlama cihetine gittiği sürece, sıradan kalmak zorunda kalır'' dedi.
''Oyuncu satıp daha iyisini alabiliyorsan olur ama transfer gelirini başka yerde kullanırsan, hedeflerini değiştirmen gerekir'' diyen Yılmaz, şunları söyledi:
''Hedefin ligde kalmak ya da orta sıralarda bitirmek olur. Bunu göze alamıyorsanız, göreve gelirken söylediklerinizi yapacaksınız. Trabzonspor yönetim kurulu odasındaki başkan fotoğraflarının arasına bir yenisini eklemek için başkan olmayacaksınız. Fatih'ten elde edilen paradan, daha önceden tespit edilmiş 2-3 futbolcu alınabilirdi ama Marcelinho alınmazdı. Adam topa girmiyor, kenarlarda dolaşıyor. Fatih'ten elde edilen paraların harcandığı yerlere bakıldığı zaman da istenildiği gibi kullanılamadığı görülüyor.''
SİYASALLAŞMANIN ETKİSİ
Yılmaz, Trabzonspor'da yöneticilik yapmanın hiç de göründüğü kadar kolay olmadığını, kendilerinin kazandığı ilk şampiyonluğun ihtilal döneminde gerçekleştiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''O dönemler henüz insanlar siyasallaşmamıştı. Başka bir deyişle, düşüncesinden dolayı çıkar hesabı içinde değillerdi. Daha sonra Türkiye'de siyaset gelişip farklı boyutlar kazandıkça, herkes kendi partisinin daha iyi olduğunu iddia ederek, tuttuğu partinin kulübe girmesini savunmak gibi Trabzonspor'un büyüklüğüne yakışmayacak düşüncelere saplandı. 1987 yılında yapılan referandumdan sonra yasaklı liderlerin siyasete girişiyle partiler teşkilatlandı. Trabzon'da her partinin il, ilçe ve belde teşkilatları oluştu. Bunların hepsi kentte bir güç elde etmeye çalıştı. Trabzon'un lokomotifi nedir? Trabzonspor. En etkin şekilde orada çalışabileceklerini düşündüler. Yıllarca mücadele etsek de, içeriye sızmalar oldu. Bu da Trabzonspor'un bütünlüğüne zarar verdi. Örneğin şimdi AK Parti tandaslı (görüşüne sahip) olduğu söylenen bir başkan var. CHP'li olanlar onun yönetimden gitmesini istiyorlar.''
''BENDE HATA YAPTIM''
Mehmet Ali Yılmaz, kendisinin de başkanlık döneminde hatalar yaptığını belirterek, ''Hata yapmadan başkanlık yapılır mı? Yığınla yapmışımdır. Özellikle de baştan problem olmaz diye düşünüp sonradan çok sorun yaşadığım olmuştur. Birlikte çalışacağım yöneticileri seçerken ve isabetsiz oyuncu transferi anlamında hata yapmışımdır. İçlerinde güvendiğimiz arkadaşlarımızın bana yaptırdıkları da olmuştur. Mali güç anlamında imkanlarımız geniş olduğu için hatalı transferin yerine bir yenisini daha alabildim ve sorun yaşamadan popülaritemi kaybetmemeyi başardım'' dedi.
Kulübün içinde bulunduğu durum itibariyle herkesin kendisini sevdiğini sandığını ifade eden Yılmaz, şöyle dedi:''Bunu derken, halk tabanını kastetmiyorum. Çünkü o kesim zaten beni seviyordur. Benim kastettiğim birlikte çalıştığım kişiler. Onlara çeşitli vesilelerle ve sebeplerle faydamız dokunmasına rağmen sonradan sadece mevki ve itibar elde etmek adına benim yanımda olduklarını fark etmişimdir. Bu tür davranışlar zaten insanın doğasında hep vardır ve engellenemez. Ben de o dönemde Trabzon'da olmadığımdan, üstelik Türkiye çapında da iyi bir itibarım olduğundan bu tip küçük şeylere bakmıyordum. Bana ihtiyaç vardı, seviliyordum ve memleketime hizmet ediyordum. Hem de işimden, zamanımdan ve paramdan veriyordum. Hem de hiçbir çıkar beklemeden.
Sonuçta 1992 yılına kadar böyle geldik ve ben tesadüfen, hiç aklımda yokken siyasete girdim, seçildim. Ertesi gün de spor bakanı oldum. Hiç devlet tecrübem yoktu, memurluk da yapmamıştım. Bakan olunca iki görev aynı anda yürümez diye görevi Sadri Şener'e bıraktım ama sonradan öğrendim ki, ikisini de bir anda yürütebilirmişim. Sonra bakanlığı da bıraktım ve Trabzonspor'un Onursal Başkanı oldum. Cumhuriyet tarihinde Türk futboluna tesis kazandıran 1 numaralı kişi benim. Futbol ve gençlikle ilgili çıkan iki kanunu da ben çıkardım. Bunları ben Trabzonspor'un başkanlığından edindiğim tecrübeyle yapabildim. Yoksa normal bir siyasetçi olarak aklıma bile gelmezdi.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
