| |
|
|
Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Abuzittincim, Bizim şef (Hıncal Uluç) farkındaysan, son zamanlarda sık sık yalnızlıktan şikayet etmeye başladı. Yılbaşını da yalnız geçirmiş. "..sevmez oldum yılbaşıları. Yalnızlığımı vurguladıkları için.." diye yazmış. Yav Abuzittincim, biz şefin gençliğini de bilmez miyiz? O zamanlar da "yalnız delikanlı" numaralarına yatıp, çay partilerinde, Ankara Koleji'nin en güzel kızlarıyla olmaz mıydı? Hatta sosyal sınıf farkı gözetmediğinden, bi defasında da Kızılay'daki fırıncının büyük kızıyla yanak yanağa Kavaklıdere'deki Gül Bahçesi'nde yakalanmadı mı? Ertesi gün Hıncal önde, fırıncı, elinde fırın küreği arkada, tüm Kızılay'ı dolanmadılar mı? Bana öyle geliyor ki bizim şef "yalnız adam" ayaklarına yatıp gene bi numaralar çeviriyor.. Hani yutanlar olabilir de bizlere de mi lololo şef yani? Ben bu yılbaşını gazeteci arkadaşlarımla birlikte geçirdim. Gazeteciler Cemiyeti bi gezi düzenlemişti. Güneye, Adrasan'a gittik. Antalya ile Finike arasında bi koy. Hayrettir, henüz bakirliğini koruyor. Elimizi çabuk tutup buraları da benzetmeliyiz! TRT'nin eski daire başkanları Savaş Kıratlı, Okay Göçer, Ercan San abimiz, sonra Doğan Sümer, Ayçetin Tulgar, Mehmet Muhsinoğlu.. Dostların hepsini saymaya kalksam sayfa yetmeyecek. (Bu arada Tuncer Özbaykal da Halam Amcam Olsa adlı kitabını imzalayıp verdi. Kolay okunan güzel bi kitap.) Uzatmim, 50 kişi varız. Otelin sahiplerinin Cengiz Kaan ve de Kenan'ın o kadar gazeteci ve eşinin kaprislerini çekebilme kabiliyetlerine hayran kaldığımı söylemeliyim.. Adamların, kurban kesimini, kafilenin ayrılışına denk getirmesini biraz manidar bulmakla birlikte, "hoş bi tesadüf" olarak karşıladık. Bu gezide esas dikkatimi çeken Demre'deki turist kalabalığıydı. Otobüsler dolusu insan, başta Ortodoks Ruslar, Noel Babanın (St.Nicolaus) olsa olsa ruhunun bulunduğu kiliseyi ziyaret ediyorlardı. Olsa olsa ruhu diyorum çünkü 1000 yıl kadar önce İtalyan tüccarları kilisedeki lahiti parçalayıp St. Nicolaus'un kemiklerini götürmüşlerdi. Geride kalan bi kaç parça kemikse nedense burada değil Antalya'da ki müzede sergileniyordu. Oysa, Noel Baba'nın kemikleri de Demre'ye getirilse, muhtemelen, kilisenin manevi anlamı (özellikle Ortodoks Ruslar için) daha da artacak. Ama mezarın Demre'de, kemiklerin Antalya'da bulunması, belki de bi devlet politikasıdır. Mesela biz Ruslara şu mesajı veriyor olabiliriz; "Eğer, İran'ın yaptığı gibi doğalgazımızı kesmeye kalkarsanız, biz de St. Nicolaus'un heykelleriyle lahitini Nusaybin'e taşırız. Kemikleri de zaten Antalya'da.. Size de Demre'deki kilisenin dört duvarını ziyaret kalır!" Eminim Putin ne demek istediğimizi anlıyordur. Münasip yerlerinden öperim kardeşim. Güneş.
|