|
|
'Podyum'daki bir karakter gerçek!
Bu kitapta eşcinseli de, biseksüeli de, seksüeli de, orospusu da, kadın ticareti yapanı da, uyuşturucu kullanıp satanı da var... Yani bu kitapta; bizim moda dünyasında pırıltılı yaşamlara sahip olan modacılar, ajanslar, fotoğrafçılar ve podyumun kağıt bebekleri var... Mesela Deniz Akkaya, Güzide Duran ve Tuğba Özay gibi ünlü mankenler ya da Cemil İpekçi ve Cengiz Abazoğlu gibi modacılar ya da Erkan Özerman ve Uğurkan Erez gibi ajanslardan söz etmiyoruz, hemen yanlış anlaşılmasın! Kitabın yazarı Mehmet Murat Somer'in de dediği gibi "Bu bir roman, bir kurmaca!" Yani kitaptaki karakterlerin karşılığı yok! Ondan bir şey, bundan bir şey karıştırılarak ortaya çıkarılmış karakterler hepsi. Ama biri hariç! Somer ısrar etsem de, kimliğini açıklamadığı birini kenara ayırıyor ve "Kitaptaki karakterlerden sadece biri gerçek!" deyiveriyor. İyi de hangisi? Karakterlerin hepsi de öyle karaktersiz ki! (Dikkat; cinsel tercihlerinden söz etmiyorum, aman ha, gereksiz yere polemik çıkmasın!)
***
Acaba moda dünyasının ışıltılı üyeleri, bu kitabı okuduklarında rahatlıkla "Alt tarafı bir roman" diyebilecekler mi? Yoksa tepki verecekler mi? İşte Somer'in yanıtı: "Yok canım! Daha önce de 'Holding' kitabımda iş dünyasını anlatmıştım, kimse oralı olmadı. Buna da kimse bir şey demez. Hem baksanıza hiçbir şey olamayan insanlar... Manken olmak hiçbir vasıf gerektirmiyor. Fiziksel özelliklerini, güzelliklerini bir araç haline getiriyorlar. 'Yırtmanın' aracı... Çevre değiştiriyorlar, sosyeteye giriyorlar... Çevremizde pek çok örneği var." Bir top modelin öldürülmesiyle başlayan ve tüm moda camiasının iç yüzünü ortaya çıkaran 'Podyum', Merkez Kitaplar'dan çıktı. Bugün de raflardaki yerini aldı. Kurmaca da olsa, bu camiaya girmek isteyenlere duyurulur! Not-1: Kitaptaki o 'gerçek' karakter, acaba kim? Not-2: Şampanya Üçlemesi'nin üçüncüsü 'Kulis'te de oyuncuların dünyası kurmaca olarak karşımıza çıkacak. (Üçlemenin ilk iki kitabı; 'Holding' ile 'Podyum'...)
***
Kitaptan Ajans sahibi İpek Torun ile mankenlik için başvuran 'körpe' genç kızımız Nazan arasında iş başvurusu sırasında geçen kitaptaki ilginç diyalog şöyle: "Bakirelik işini hallederiz, kafanı takma. Önemli olan tehlikesiz bir biçimde, düzgün sevişmeyi öğrenmen. "Neden?" diye sordu Nazan tekrar: "Bakire olmak daha değerli değil mi?" "Bir seferliğine evet... Sonra değil. Başına bela. Bakire olduğun duyulursa başına üşüşen çok olur. Ayrıca sen modellikten para kazanacağını, zengin olacağını mı sanıyorsun?" Nazan cevap vermek yerine sorarcasına baktı. "Bir dergiye kapak olmak için para vermeye hazır mankenlerle dolu piyasa. Reklamları olsun, yüzleri, adları yayılsın, bir aylığına stantlarda dursunlar, kuaför, dişçi muayenehanesinde resimleri ortalıkta olsun diye yapmayacakları yoktur. İyi bir derginin çekimlerinde sadece bazı yabancı mankenlere para ödenir. Katalog çekimi falan olursa para alırsın ama onlar da her hafta bir tane gelmez. Gelse de bir haftalık cep harçlığını kazandırır. Açık mı?" Nazan babasının korktuğu gibi orospu olacağını öğrenince, annesinin yüreğine ineceğini düşündü...
|