kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
SİNAN AKYÜZ
Kadınlar&erkekler&ilişkiler

Evlilikten en çok kim korkar?

Bazen evlilik hakkında biriki söz kelam edince, bazı kadın okuyucularım bana diyor ki; "Ey be adam/ Evlilikten bizi soğutma/Bizi erkeksiz koyma/Koynumuza alacağımız öküz adamları kaçırtıp/ Bizi bir başımıza yaya koyma." İşin doğrusunu söylemek gerekiyorsa, bana 'mani!'dar bir şekilde serzenişte bulunan bu kadınlara oldum olası anlam veremedim. Çünkü bana göre evlilikten korkması gereken biri varsa, o birinin adı kadın değil erkektir. Şimdi bu yazıyı okuyan bazı kadın okuyucularım yine bana diyebilirler ki; "Hadi oradan sende! Evlilikten kadın hiç korkmaz olur mu? Ben de bana bu soruyu soran kadınlara o zaman diyorum ki, şimdi yazacaklarımı okumaya devam edin. Günümüz erkeklerinin evlenmekten neden korktuklarını öğrenin.

ELİMİ SALLASAM...
Bana göre bir kadınla bir erkeğin evlilik korkuları taban tabana hatta tavan tavana bile zıttır! Çünkü kadınlar evlilikle ilgili korkularını evlenmeden önce yaşar. Bekar kızcağızların evlilik öncesi korkuları aynen şöyledir: "Evlenecek bir er(kek) bulabilecek miyim?" Halbuki erkeklerin evlilik öncesi böyle bir korkuları yoktur. Bekar erkekçiklerin evlilik öncesi düşünceleri aynen şöyledir: "Elimi sallasam elli kız/Ellisini torbaya koy salla kız/Daha sonra ellisinden birini kapıp/Kırk dokuzunu kapının önüne şutla kız..." Gördüğünüz gibi erkeklerin evlilikle ilgili korkuları evlenmeden önce değil, evlendikten sonra başlıyor. Bunun nedenini de bendeniz şöyle açıklıyor:

AHESTE AHESTE
Kadınların evlilik öncesi bekar hayatları 'açık deniz!' gibidir. Her an fırtınaya yakalanmaları ise an meselesidir. Erkeklerin evlilik öncesi bekar hayatları ise 'durgun bir göl!' gibidir. O dönemler de ciddi bir ilişki yok. Fırtına da yok. Derken zaman değişir. Bekar kadın evlenip gelişir. Bekar erkek de evlenip değişir. Evli kadın durgun bir gölde aheste aheste kürek çekerken, evli erkek de açık denizde fırtınayla boğuşur! Böylece açık denizden durgun sulara atlayan kadın bir anda sakinleşirken, durgun sulardan açık denize savrulan erkek de o andan sonra hırçınlaşır. Evlenip hırçınlaşan erkek bir süre sonra boş yere akıntıya karşı kürek çekmez. Kendisini akıntının eline bırakır. Böylelikle bir kadının elinde evcilleşir! Delikanlılığa çizik attırır. Sonra da 'mani!'dar bir şekilde hayata karşı korku dolu şu sözlerle sitem eder: "Evlenip başımın göğe ereceğini sandım/ Ama gelin görün ki fena aldandım/Ondan sonra bir kadının elinde/Evcilleşip süs köpeği oldum!"