Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda "usulsüz dinlemelere" yönelik yürütülen soruşturmanın iddianamesini tamamlandı. Ankara Anayasal Suçlar Bürosu Savcısı Tekin Küçük'ün hazırladığı iddianamede "Devletin hiyerarşisi dışına çıkılarak, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'ndeki bir suç örgütün amaçları doğrultusunda ve devletin imkanlarını kullanarak faaliyet gösterdi. Oluşturdukları bu suç örgütünün kurucusu dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak" denildi. Savcı, Altıparmak için 290 yıla kadar hapis cezası istedi.
Altıparmak ve üst düzey müdürlerin de aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, dinlemelerin sahte belgelerle organize suç üretilerek yapıldığına dikkat çekildi. Altıparmak'ın hiçbir belgede imzası olmadığını belirten Savcı, Altıparmak'tan habersiz bu tür işlemlerin mümkün olmayacağını ifade etti. Altıparmak'ın bütün eylemlerden bizzat sorumlu olduğu ve diğer kişilerinde üyeleri olduğu, "örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçu işlemeye elverişli bir niteliktedir" değerlendirmesini yaptı.
İddianamede yapılan usulsüz dinlemelerin "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini askeri casusluk amacıyla temin etme" suçu kapsamında da bulunduğu değerlendirmesini yapan savcı Küçük "müşteki ve mağdurların konumlarını dikkate alan şüphelilerin örgütlü bir şekilde hareket ederek hedef aldıkları kişilerin dinlenmesine kendi aralarında karar verdikleri, daha sonra da bu kişilerin terör örgütleriyle veya organize suç örgütleriyle irtibatlı oldukları yönünde içerikleri itibarıyla sahte resmi belgeler düzenleyerek mahkemelere başvurdukları, böylece siyasi partilerin üst düzey yöneticilerinin, öğretim üyelerinin, kamu görevlilerinin, devletinin önemli savunma projelerinde görev alan bilim adamlarının ve asker şahısların, kamuoyuna malum olan önemli davaların tarafı olmaları nedeniyle paralel devlet yapılanmasının hedefi haline gelen kişilerin yakınlarının ve avukatlarının iletişimlerini tespit ederek, hukuka aykırı olarak kişisel verilerini kaydettikleri, haberleşmelerinin gizliliğini ihlal ettikleri ve özel hayatlarının gizliliğini ihlal etmişlerdir" dedi. Savcı aynı zamanda yapılan dinlemelerin "Casusluk" kapsamında yapıldığına da dikkat çekti. Savcı iddianameyi 12. Ağır Ceza Mahkemesine teslim ederken iddianameyle ilgili inceleme halen devam ediyor.
Şüpheli polisler, TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kritoptoloji ve Araştırma Enstitüsü ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının yürüttüğü 'Güdümlü Mermilere Karşı Savunma Projesi'nde yer alan ekibi "TÜBİTAK ve benzeri kamu kurumları ve bağlı kuruluşların düzenlediği savunma ve güvenliğe ilişkin ihalelere fesat karıştırmak, devlet kurumlarını zarara uğratmak, haksız kazanç elde etmek" iddiasıyla "içeriği sahte resmi belgeler" üretilerek 3 ay süreyle dinledi. TÜBİTAK uzmanlarının suç örgütü şeklinde gösterildiği dinleme kararlarında TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kritoptoloji ve Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı S.G.T. de örgüt lideri olarak gösterilerek devlet gizliliği niteliğindeki tüm bilgiler kayıt altına alındı.
İddianameye göre paralel çete MHP'lileri de dinledi. Kaset komplosuyla milletvekilliği adaylığından çekilmek zorunda kalan MHP'li Mehmet Taytak ile CHP'li Mehmet Haberal'ın oğlu eski MHP MYK üyesi Erkan Bülent Haberal da "Ülkenin iç ve dış güvenliğine tehdit oluşturacak faaliyetlerde bulunmak, örgütlü bir şekilde toplumsal kaos yaratacak faaliyetler yürütmek, Türk- Kürt çatışması çıkarmaya çalışmak" iddiasıyla 6 ay boyunca kayıt altına alındı. Ancak paralel polisler, mahkemeye Taytak ve Erkan Haberal'ın isimlerini vermedi, sadece telefon numaraları verildi. Başbakanlıktaki bir koruma polisi "Gizli bilgilere ulaşma imkanın olduğu, kontrol altında tutulmasının faydalı olduğu" gerekçesiyle usulsüz şekilde 3 ay, gazeteci Ahmet Şık'ın eşi Yonca Verdioğlu Şık'ın da, PKK bağlantısı iddiasıyla sahte belgelerle 1 yıl dokuz ay dinlendi.
Paralel çete, CHP İstanbul eski İl Başkanı Bahri Şahin, "İhalelere fesat karıştırmak, devleti zarara uğratmak ve haksız kazanç ddiasıyla kurulan bir suç örgütüne üye olmak" iddiasıyla, CHP Genel Başkan Danışmanları Ali Kılıç ve Recep Cengiz ise "DHKP/C üyeliği" iddiasıyla 3'er ay süreyle dinlendi.
