Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat
Emre Güner 16 yaşında. Kendisi tam 10 yıl boyunca diyaliz hastası olarak yaşadı. Yaşıtları gibi koşamıyor, istediği şeyleri yiyip içemiyor, okula devam edemiyordu. Hayatını, diyalize bağlı sürdürüyordu. Yapamadığı şeylerin eksikliği yaşı küçükken onu çok fazla rahatsız etmiyordu. Ancak yaşı ilerledikçe özellikle eğitimine açık öğretim lisesinde devam etmek ve yaşıtları gibi okula gidememek onu üzmeye başladı. En büyük hayali ise; arkadaşlarıyla futbol maçı yapabilmekti. Emre, 10 yıl diyalize bağlı yaşadıktan sonra geçtiğimiz günlerde babasının kendisine verdiği böbrekle ikinci hayatına 'merhaba' dedi. Geçirdiği operasyon sayesinde babasıyla organ kardeşi olan Emre, artık futbol oynayabilecek ve canının istediği kadar su içebilecek.

ORGAN NAKLİ DİYALİZDEN ÜÇ KAT UCUZ BİR YÖNTEM
* Türkiye'de diyaliz merkezlerinin sayısı gereğinden fazla mı?
Türkiye'deki diyaliz merkezlerinin sayısı, artık sınıra dayanmış durumda. Örneğin hasta sayısını inceleyen Sağlık Bakanlığı, şu anda Antalya'da yeni bir diyaliz merkezi açılmasını yasakladı. Bu; çok güzel bir uygulama çünkü yılda iki milyar doları aşan diyaliz harcamalarını ve 11 bin yeni diyaliz hastasını hiçbir ülkenin bütçesinin uzun dönemde kaldırması kesinlikle mümkün değildir. Organ nakli diyalizden üç kat daha ucuz bir yöntem olarak hem ülke bütçesine hatırı sayılır bir katkıda bulunacak, hem de diyaliz merkezlerindeki hasta sayısının makul ve ideal sayılara çekilmesine olanak sağlayacak. Öte yandan, diyalizin kalitesini de artıracak. Bu nedenle ben, organ naklinin diyalizin kalitesini de artıran en önemli çözüm yöntemi olduğunu düşünüyorum.

ORGAN NAKLİNDEN ÜCRET ALMAK ARTIK YASAK!
Doç. Dr. Murat Tuncer, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de diyalize başlayan hastaların yüzde 30'unun ilk üç ay içinde hayatlarını kaybettiklerini söylüyor ve ekliyor: HASTA HAKKINI ARAMALI "Temel hedefimiz; bu hastalara diyalize girmeden organ nakli yapmak olmalıdır. Ancak organ nakline uygun olmayan veya o an için canlı vericisi olmayan hastalar diyalize geçmelidir. Bunu sağlayabilirsek, kronik böbrek hastalarının 70'ine hiç diyalize girmeden nakil yapabiliriz. Böylece, birçok vatandaşımızın hayatını kurtarabiliriz." Sağlık Bakanlığı'nın kurallarına göre diyaliz merkezine başvuran herhangi bir hastanın öncelikle organ nakli merkezi tarafından değerlendirilmiş olması gerekiyor. Hastalarımızın da diyalize girmeden önce mutlaka en yakın organ nakli merkezine görünmeleri gerekiyor. Eğer hastanın canlı vericisi varsa nakil olması, canlı vericisi yoksa da kadavra listesine girmesi sorunu temelinden çözecektir. Bu konuda Sağlık Bakanlığı hem çıkardığı önemli yönetmeliklerle, hem de bizim hastanemizde olduğu gibi organ naklinden ücret alınmasını yasaklayarak bence devrim niteliğinde olan birtakım kararlar almıştır. Hastaların da haklarını aramaları gerekiyor çünkü bir insanın en temel hakkı yaşama hakkıdır. Diyaliz merkezlerindeki hastalar yetkililere, "Neden beni bir organ nakli merkezine yönlendirmiyorsunuz?" diye sorabilmeli.