Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Temmuz 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Türkiye’yi bekleyen büyük tehlikeler!

TBMM Küresel Isınma Komisyonu'na sunulan rapora göre Türkiye'yi büyük tehlikeler bekliyor
Türkiye'de 2030'a kadar denizlerin 12 ile 18 cm yükseleceği iddia edildi. Samsun-Adana hattının batısı 3-4 derece, doğusu 4-4 derece artacak. İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde şehirleşme ve iklim değişikliği nedeniyle gece sıcaklıkları yükselecek. Taşkın, sel ve erozyon artacak.

TÜRKİYE ISINIYOR

TBMM Küresel Isınma Komisyonu'nu toplandı. Komisyon, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı "Türkiye'yi ne bekliyor" raporu damgasını vurdu. Raporda, 1901 ile 2000 yılları arasında sıcaklığın 2 derece arttığı, yağışların ortalama yüzde 10 düşüş gösterdiği vurgulanırken, 2071 ile 2100 yılları arasında Samsun-Adana hattının batısının 3-4 derece, doğusunun ise 4-5 derece ısınacağı belirtildi.

İklim bilim uzmanlarının görüşlerinin yer aldığı raporda 2030'da Türkiye'nin kurak ve sıcak bir iklimin etkisine gireceği, sıcaklıkların ise kışın 2, yazın da 2-3 derece artacağı ifade edildi.Özellikle büyük kentlerde yazın gece sıcaklıklarının yükseleceği belirtilen raporda, yağışların azalacağı, yağışların düzensizleşeceği, sel ve taşkınların ortaya çıkacağı, erozyonun artacağı vurgulandı. Türk karasularında 12 ile 18 cm yükseleceği, bu yükselmenin Türkiye haritasını değiştireceğini, sahil kentlerinde taşkınların ortaya çıkacağı ifade edildi.

YENİ TEDBİRLER ALINMALI

Raporda Türkiye'nin enerji kaynaklarını verimli kullanması gerektiğine değinilerek, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan yararlanılması, enerjinin israf edilmemesi, fosil kaynak kullanımındaki emisyonları azaltıcı yönde tedbir alınması istendi.

OECD'DE 13.SIRADAYIZ


Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürü Kemal Büyükmıhçı, karbondioksitten kaynaklanan emisyon hacminde 1900-2000 yılları arasında yüzde 30'luk bir artış olduğunu belirterek, bu artışın sonucu sıcaklığın 0.6 derece arttığını, buzulların erimeye başladığını, yağış rejimlerinin değiştiğini, fırtına ve sel olaylarının arttığını vurguladı. Türkiye'nin 2002 yılındaki 193 milyon tonluk karbondioksit emisyonuyla OECD ülkeleri arasında 13. sırada olduğunu dile getiren Büyükmıhçı, 1901-2000 yılları arasında sıcaklığın Türkiye'de 2 derece arttığını, yağışta da yüzde 10'luk bir azalma olduğunu söyledi. Büyükmıhçı, 2071-2100 yılları projeksiyonuna göre Samsun-Adana hattının batısında kalan bölgede sıcaklıklarının 3-4, doğusunda kalan yerlerinde ise 4-5 derece artacağının öngörüldüğünü ifade ederek, küresel ısınmanın sonucu olarak Türkiye'deki denizlerin de 10-12 santimetre yükseleceğini bildirdi.
Elektrik üretiminin karbondioksit emisyonlarına etkisini de anlatan Büyükmıhçı, ''Elektrik üretiminin toplamdaki payı 2000'de yüzde 34, 2001'de yüzde 37, 2002'de yüzde 33 ve 2003'te de yüzde 31.5 olmuştur. Ağırlıklı emisyon sanayi üretiminden kaynaklanmaktadır. Toplam emisyon 2004 yılında ise yüzde 4.5 yükseldi'' diye konuştu. Büyükmıhçı, 2015 yılında devreye girmek üzere yaklaşık 5 bin MW'lık nükleer santral kurulmasını hedeflendiğini belirterek, bu santraller dolayısıyla yılda en az 40 milyon ton karbondioksit emisyonunun engelleneceğini söyledi.

TÜRKİYE ACELE DAVRANIYOR

CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, nükleer enerji taraftarı olmadığını dile getirerek, Türkiye'nin bu konuda acele davrandığını savundu. Kepenek, nükleer enerjinin getirisinden bahsedilirken bunun yaratacağı atığın dikkate alınmadığını söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, yeni teknolojiler nedeniyle nükleer enerjinin artık güvenilirliğinin arttığını vurgulayarak, ''Türkiye'nin doğalgaz bağımlılığını azaltmak için nükleer enerjiyi bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz'' diye konuştu. Çimen, Türkiye'nin ulaştırma ve enerji alanında yaptığı dönüşümlerin gelişmekte olan ülkeler tarafından takdir edildiğini de ifade ederek, emisyon hacimlerini azaltmaya yönelik ulaşım sektöründe getirilen standartlar ile doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılmasının etkili olacağını söyledi.

KUZEY KUTBU'NDA BUZUL KALMAYACAK

Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen fotoğraflarını inceleyen bilimadamları erimenin hızlandığını ve 100 yıl içinde buzulların eriyeceğini açıkladı

Yüzde 9'u kayboldu

Küresel ısınma dünyamız üzerindeki etkisini en çok Kuzey Kutbu'nda hissettiriyor. Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen fotoğraflarını inceleyen bilimadamları, buzullardaki erimenin hızlandığını ve 100 yıl içinde buzulların tamamının eriyeceğini açıkladı. NASA'nın uydu aracılığıyla çektiği son fotoğraflarda, Kuzey Kutbu'ndaki buzulların 1979'dan bu yana yüzde 9'unun eridiği tespit edildi.

Deniz seviyesi yükselecek
Norveç'te açıklanan araştırma sonuçlarına göre 100 yıl içinde kuzeyde hiç buzul kalmayacak. Hazırlanan 1800 sayfalık raporda küresel iklim değişikliği ile birlikte felaket getiren seller yaşanacağı açıklandı. Bilimadamları, küresel ısınmanın neden olduğu buzul erimeleri ile okyanuslardaki su miktarının artacağını, bunun sonucunda da deniz seviyesine yakın bölgelerin sular altında kalacağını belirtti.

Isınma Buzulları Neden Etkiliyor?
Küresel ısınmanın buzullar üzerinde etki göstermesinin nedeni buzların beyaz olması. Beyaz renk güneş ışınlarını yansıtıyor. Yansıyan ışınlar daha koyu renkte olan okyanus ve karalar tarafından emiliyor. Bu da okyanus sularının daha çok ısınmasına sebep oluyor. Isınan okyanus suları buzulları eritiyor. Kısacası buzullar direkt güneş enerjisi ile değil suların ısınmasıyla eriyor.

Dünyaya neler oluyor?
Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilimadamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor

Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor
Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,
kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?

Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilimadamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek.

Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek."

Haberin fotoğrafları