Bir meyveyi kabuğundan ayırmak ya da rengarenk paketlenmiş bir hediye paketini açmak gibi değil midir baharın gelişi?
Kış soğuklarında, sığındığınız bütün fazlalıklardan kurtuluverirsiniz bir anda. Toprak, kokusuyla yüzünüze gülümser adeta. Yeni açmaya başlamış birbirinden farklı çiçek dalları yol boyu size arkadaşlık eder. Başınızı çevirdiğinizde bir şenlik manzarası ilişiverir gözünüze.Baharın gelişini coşkuyla kutlayan heyecan ve mutluluğu bir arada yaşayan insanlar.

Aslına bakarsanız baharın gelişini coşkuyla karşılamak çok eski bir gelenek. Anadoluda ve Türk kültürünün yayıldığı bütün bölgelerde de baharın gelişinin kutlanmasının son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır. Orta Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne "Nevruz" adı verilir ki, "yeni gün" anlamına gelir. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart'ta yapılan şenliklerde ise yörelere göre farklılık gösterse de "Yumurta Dövüştürme" , "Ateş Yakma" ve "Suya Yüzük Atma" gibi adetler devamn ettirilir. Sonrasında şenlik olur da yemek olmaz mı diyerek kazanlar kaynamaya başlar. Tabii ki her kazandan gelen dumanı üstünde lezzet kokuları da tıpkı gelenekler gibi farklılık gösterir. Kırgızistan'da "Nooruz Köcü", Kazakistan'da ise "Nevruz Köcü" denilen özel bir yemekle baharın gelişi kutlanır.

Kazaklar, Nevruz-Köcü ile "Bahar çorbası" veya "lapa" adı verilen yemekler hazırlayarak, bu yemekleri komşularına dağıtır. Türkmenler yılın bereketli geçmesi için değişik yemekler hazırlar. Türkmenistan'da hazırlıklarına bir hafta önceden başlanır. Baharda "Türkmen çöreği" , "Türkmen petiri" , "Külce" , "Yağlı börek" , "Şekşeke", "Koko" , "Bovursak" , "Türkmen palavı" ve bugünün özel yemeği "Semeni" hazırlanır. Özbekistan'da ise bahar sabahı yeni elbiselerini giyen halk, hazırladıkları halim, sümelek, samsa, çorba, pilav gibi yiyeceklerle
kırlara çıkar.