Ersoy Dede

Ersoy Dede

27 Kasım 2017, Pazartesi

Bahçeli’ye ‘Hükümeti Yık’ mı Dediler?

Bazı devlet ya da uluslararası kurumların, kimi iktidarlarla uyumlu çalış-a-madığını söylerseniz bu anlaşılabilir.. Misal dersiniz ki ABD'de demokratlar koalisyon hükümetleriyle uyumlu çalıştığı kadar AK Parti'nin tek parti hükümetiyle çalışamadı.. Bu anlaşılabilir.. AB kurumları, şu yahut bu hükümet döneminde Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmiş olmasına rağmen 'şu yahut bu hükümet döneminde ilişkiler berbat seviyeye geldi' denebilir pekâlâ.. Fakat bu öyle bir şey değil.. Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuşan emekli Oramiral Nusret Güner, üçlü koalisyon hükümetinin dış güçler tarafından düşürüldüğünü söylemiş.. Yeni hükümetin de dış güçlerce kurdurulduğunu ima etmiş..

"… Bülent Ecevit Başbakanlığı'ndaki DSP-ANAP-MHP hükümetinin düşürülmesinde; Irak'a müdahaleyi kabul etmeyerek ABD ile ters düşmesinin yanında, bürokratlarının değerlendirme ve öngörülerine güvenerek; gerek Yunanistan ile ilgili sorunlarda gerekse AB'nin NATO'yu etkisizleştirecek, onun yerine Türkiye'nin üye olmadığı, ancak NATO imkanlarını kullanan bir 'AB Güvenlik Şemsiyesi' oluşturması konusunda taviz vermemesinin de büyük etkisi olduğudur…."..
Bir kez daha.. Ecevit böyle düşünmüş ve muhatapları bundan rahatsızlık duymuş olabilir.. Yerine gelen Erdoğan farklı düşünmüş ve muhatapları bundan memnuniyet duymuş da olabilir.. Fakat, 'hükümetin yıkılmasına bu sebep olmuştur' derseniz, tarihi bir yanılgıya düşersiniz. Bu tip laflar en fazla kahvehanelerde, her tür hadiseye 'dış güç' vehmeden komplo teoricilerinin tezleri olabilir.. Bir general, böyle söyler mi ya hu?.. Asıl bu sözlere karşılık generalin, 'hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım' demesi lazım..
Gelin 2002 koşullarını bir kez daha hatırlayalım, kim devirmiş hükümeti koyalım ortaya..
**
Tarih 7 Temmuz 2002..

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümet ortağı..
Ekonomi berbat, dış politika felç.. Kurumlar kilitlenmiş. Millet mutsuz.. Öyle bir gün yani..

MHP'nin gelenekselleştirdiği Türkmen Kurultayı toplanmış… 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı.. Burada Bahçeli, hem erken seçim istedi hem de "3 Kasım 2002" tarihini ilan etti..
Bir hafta sonra bu açıklamasını ete kemiğe büründüren bir de basın açıklaması yaptı..

"…. Siyasi hayatımızda çok hızlı gelişmelerin yaşandığı çalkantılı bir dönemden geçilmektedir. Türkiye artık dönüşü olmayan bir erken seçim sürecine girmiştir….. İçinde bulunduğumuz şartlar ve erken seçim sürecine girilmesini gerekli kılan gelişmeler kamuoyumuzca bilinmektedir…. Milliyetçi Hareket Partisi bu oyunu bozmuş ve seçimlerin 3 Kasım 2002 tarihinde yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisini 1 Eylül'de olağanüstü toplantıya çağırmıştır.

Emanetin asli sahibine başvurulmasından ve ortaya çıkacak gerçek millet iradesinden kimsenin endişe etmemesi gerekir…." dedi.

Bir kaç gün sonra bir de basın toplantısı düzenledi ve partisinin, hükümette kalma konusunda yeni bir karar alma sürecine girdiğini söyledi.. Erken seçimin 3 Kasım 2002 tarihinden sonraya ertelenmesi durumunda Hükümet'te olmayacaklarını açıkladı…

**
Şimdi soru şu; Bahçeli hâlâ şükür ki hayatta.. Ve de hâlâ siyaseti domine eder konumda..
Emekli general açık açık sayın Bahçeli'ye sorabilir mi dersiniz, ".. sizin hükümetten ayrılmayı da masaya sürerek çektiğiniz restin altında ne var?.." diye.. Biz de öğrenmiş oluruz bu vesileyle..

**
Son not.. Hadi diyelim, öyle ya da böyle dış güçler hükümet yıktırdı.. Tamam da AK Parti'ye seçimi de dış güçler mi kazandırdı arkadaş?.. Bu nasıl bir mantıktır.. Her seçmenin başına bir görevli dikip oyları mı kontrol ettiler?.. Ecevit'in marjinal seviyede oy alarak yok olmasını seçmen iradesinden başka bir yere bağlamak, hakikaten rasyonel okumadan yoksun olmak demektir.. Bir kez daha.. Netice kimilerini memnun edebilir.. Mevcut durum kimilerini mutsuz edebilir.. Ama bu, mutsuz olanların, memnun olacak şekilde müdahale ettiği anlamına gelmez.. Abartmayın..

SON DAKİKA