kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 
Ağıt yaktıran Çanakkale!..
Erkeklik ve salaklık üzerine!..
Akla üşüşen ziyanlıklar

Ağıt yaktıran Çanakkale!..

Ta ortaokul yıllarından başlayıp hani; "kazık kadar adamsın ne diye hop hoplarsın?" dedikleri çağlarıma kadar folklorculukla iştigal ettim. 50 defadan fazla milli olup dünyayı turladığım o yıllarda Halay, Horon, Zeybek, Bar bölgelerine ilişkin olarak yalnız halk oyunlarının değil, o yörelerin örfü, adeti, harsı, geleneği, türküsü, o türkülerinin öyküsü, fıkrası, inanışı, atasözü üzerine de çalışmalarımızı yapar, en kral hocalardan kafamıza sindire sindire öğrenirdik bunları.

Hepsi birer devdi

Sadi Yaver Ataman'dan Yücel Paşmakçı'ya, İhsan Hınçer'den Arif Sağ'a, Ömer Şan'a, Fikret Değerli'ye kadar nice üstad-ı azam nazariyat ve icra dersleri verirdi bize. Sıkılmaz, bunalmaz keyifle dinler "sepete" atardık bu yaşamgil bilgileri.

Türk Folklor Kurumu
Üyesi olduğumuz Türk Folklor Kurumu'nun o debdebeli zamanlarında, adlarını saygıyla andığım değerli ustalar derdi ki; "Tarih okumak geçmişi tanımanın gerek şartıdır arkadaşlar. Lakin yeter şartı değildir. Halk yaratmalarını anlayacak, bu değerlerden faydalanarak doğrulara varacak, geçmişi daha iyi muhakeme edeceksiniz böylelikle."
Sonra altını çize çize "ağıtlardan" bahsederlerdi bize bu hocalar. Hepsi için ortak önem kavşağı ağıtlardı. "Halkın duyduğu üzüntü, keder ve sıkıntıları en iyi şekilde yansıtan, en önemli halk yaratması ağıtlardır" der bi dolu örnek de verirlerdi bunlara ilişkin. Sonunda hepimiz anlamıştık ki; yazılı tarihin yanı sıra, ağıtların da "yazılı olmayan" tarihi belge değerleri var...

İbret vesikası

Yine bir başka araştırma devinin, Dr. Ömer Faruk Yaldızkaya hocamızın eserlerini okurken, ağıtlardan söz ettiği kısımlarda görülesi bir coşkuya eriştiğini hissederdik. O, mesela derdi ki; "Yüreğin titreyişi sonucu söylenen ve milli şiirlerimizin en dokunaklısı olarak ağıtlar sayın arkadaşlar; ölenin ardından dökülen gözyaşları ve çekilen gönül ıstırabının acı dolu terennümleri size, bize yani geride kalmış hepimize en büyük ibret ve kavrama kaynağı olsun.

Tek yürek

Hele de savaşlar söz konusu olduğunda yakılmış ağıtlara dikkat kesilin. Orada ulusların alın yazısının satır satır tercümesini görürsünüz halkın ağzından."
Malum bugün 18 Mart. Bizim, bizim insanlarımızın, koskoca bir milletin yani her neviden zorluk, kıtlık, yoksunluk ve yoksulluk içinde tek bir yürek olup emperyalist güçlere tokat attığı Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü.

Mürekkep yalamışlar
İşte o savaşta şehit olan on binlerce vatan evladı içinde mürekkep yalamış, eli sadece silah değil, kalem de tutan okur-yazar gencimiz de o yüce mertebeye erişti. Yukarıdaki onca lafı niye ettiğimi ağıtlara neden böylesi güzelleme yazdığımı, abisi Çanakkale Savaşı'nda şehit olan bir genç kız tarafından yakılmış şu ağıtla daha net açıklamak istiyorum size. Bakın bakalım aşağıdaki satırlar tarihin yazılı belgelerindeki lacivert ruhtan ne kadar da ayrı ve damar anlatımlar.

Çanakkale ağıdı

Çanakkale derler yeşil gavaklı,
Mollaların mürekkebi boyaklı,
Neçe gulların var ağaç ayaklı,
Ağaç ayağınan gelsen n'olurdu.
Çanakkale derler yeşil söğütlü,
Neçe molla getti eli divitli,
Bi mektup atayım üstü tahütlü,
Mektubum ordunu bulur m'ola.
Ağılıdır Çanakkale goyağı,
Babamoğlu dizlerimin dayağı,
İrengide bana benzer bayağı,
Gurbanlar olurum babamoğluna.
Edem gözelidi gıyıdan getmiş,
Sürek öküz gibi boynunu bükmüş,
Şu gevur dinsizi denklemiş atmış,
Acep babamoğlun yudular m'ola.
Yumadan gabire godular m'ola.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Büyülü sevdalar nerelere gizlenir?..   / 19-03-2004
 Ağıt yaktıran Çanakkale!..   / 18-03-2004
 Hayvanlara 'insanca' işkence!   / 17-03-2004
 Başımıza inek geçti öğretmenim!   / 16-03-2004
 Büyükburç'un yanında Tarkan!   / 15-03-2004
 Bir pazar hikâyesi...   / 14-03-2004
 İşte bir yudum umut!..   / 13-03-2004
 Papatya gibisin beyaz ve ince!..   / 12-03-2004
 Öbür dünyaya gidip gelmek mümkün mü?..   / 11-03-2004
 Üniversitede eroin koması!   / 10-03-2004
ERDAL ŞAFAK
Kale düşer mi?
Antalya'da yerel seçimle ilgili dördüncü...
MANSUR FORUTAN
Futbol üzerine arıza yaklaşımlar
Kanaryam'ın Gençler'e...
MEHMET BARLAS
Yerel seçim, siyasetin sonu değil başlangıcıdır!
Tarhan...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Fatih Terim ve vefa.!
Özel bir kimliği, özel bir...
SAVAŞ AY
Piyasalarda durum ne merkezde?.
Dün sabahtan akşama...
HINCAL ULUÇ
Moskova Moskova olmaktan çıkıyor..
O güzelim Arbad...
Ofsayt da yoktu Beşiktaş da
Ofsayt da yoktu Beşiktaş da
Lucescu'nun Türkiye kariyerinde galibiyet görmediği D.Bakır, yine...
Cesaretimiz kalmadı
Cesaretimiz kalmadı
Lucescu, "Son haftalardaki hakem kararları yüzünden futbolcularımın...
İzmir meydan savaşı
İzmir meydan savaşı
AK Parti lideri Erdoğan üç büyük ili kazanmak, CHP tek kalesini...
Erdoğan: Türkiye ortalaması diyemem
Erdoğan: Türkiye ortalaması diyemem
Başbakan, "Türkiye ortalaması diyemem" derken, muhalefet de...
'Seni evlendirmem' dedi kızını öldürdü
'Seni evlendirmem' dedi kızını öldürdü
Ebru, çiçeği burnunda bir polis memuruydu. Bir polise aşık oldu.
'Gazeteler bana çok kinlendi'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bir krem reklamında...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.