'Krizden büyük ders aldık yoğurdu üfleyerek yiyoruz'
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, otomobil satışlarındaki hızlı büyümeye rağmen tedbiri elden bırakmadı: Krizden dersler aldık. Pazarın sağlıklı büyümesi şart.
Otomotivpazarında yaşanan hızlı büyüme karşısında, satış tahminlerini revize eden ve geleceğe daha umutla bakan sektör, yine de temkini elden bırakmıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, 2000 yılında Türkiye'nin otomobil satışı açısından rekor bir sayıya ulaştığını hatırlattı ve ekledi: "O rakamı zorlayan, belki de geçebilecek bir yıl yaşıyoruz." "Gidiş olumlu ama otomotiv sektörü olarak yoğurdu üfleyerek yemeyi, temkinli olmayı tercih ediyoruz'' diyen Aybar, şöyle devam etti:
GİDİŞAT ÇOK OLUMLU "Çünkü, 2001 yılında çok hızlı şekilde krize girildi, sayılar düştü. Şimdi, çok hızlı bir şekilde yukarı gidiş var. Bunun sağlıklı olması, bizim için önemli. Sağlıklı olması için de, yapılması gerekenler ve yapılmakta olanlar var. Dolayısıyla, gerçek tahminleri daha iyi yapabilmek için, bizim birkaç aya daha ihtiyacımız sözkonusu. Mart ayı iyi çıktı. Aşağı yukarı 45 bine yakın bir otomobil, 20 bine yakın ticari araç satışı olduğu anlaşılıyor. Toplam 65 binlik rakam, mart ayı için Türkiye'nin ulaşabildiği en yüksek rakamdır. Gidiş olumlu ama, biz otomotiv sektörü olarak yoğurdu üfleyerek yemeyi, temkinli olmayı tercih ediyoruz. Çünkü, sütten çok ağzımız yandı. Onun için, gidişin tüm sektörlere yansıyan ekonomik iyileşmeyle birlikte daha sağlıklı temellere oturmasını istiyoruz.''
600 binin üzerinde toplam satışın olacağı öngörüsünde bulunan Aybar, "Bu rakamın 410 bini binek otomobil, 200 bini ticari araç olacaktır. Ancak daha sağlıklı tahminde bulunmak için iki ayın daha geçmesinde fayda var" diye konuştu.
GÜVEN GERİ DÖNDÜ Otomotiv sektöründe yaşanan canlılığın iki temel nedeni olduğunu vurgulayan Aybar, şunları söyledi: "Bir tanesi, Hurda Yasası çerçevesinde her araç başına 5 milyar 300 milyon liraya varan vergi indirimi. Burada, çok önemli bir tezimiz yine doğrulandı. Türkiye'deki vergi yükü, otomobiller üzerinde çok yüksek. Bu yükü aşağı çekersek, daha fazla satış geliyor. Dolayısıyla, toplamda devletimiz de çok kazanıyor, ucuza otomobil aldığı için de vatandaşımız çok kazanıyor. Daha çok üretim yaptığımız için, biz üreticiler ve satıcılar da kazanıyoruz. O halde, sonuç şu ki, Türkiye'de otomobil üzerindeki vergi yükünü indirmemiz lazım. Diğer bir sebep, ani faiz düşüşleri. Enflasyon artık tek haneli rakamlarda, buna alıştık. Faizler aylık 1.80'lerde. Bunun daha da aşağı inmesini bekliyoruz. Bunun yanı sıra, artık vatandaşımız piyasaya güven duyuyor. Biryerlerdeki birikimini, ertelemiş olduğu talebi realize etmek üzere ortaya çıkardı. İşte bu güvenin, piyasalara olan bu itimadın devam etmesi için siyasi istikrar diyoruz. Başlangıç burada. Bunu koruduğumuz sürece, Türkiye'nin iç dinamiği, özel sektörün müteşebbis gücü, vatandaşlarımızın sisteme olan katkısı, Türkiye'de çok hızlı ekonomik büyümeleri getirmeye devam edecektir.''