|
 |
 |
 |
 |
|
Birincilik sevimli gelmiyor
O, Akademi evinin sessiz, sakin ve en olgun yarışmacısıydı. Ve hayranlarından en güzel hediyeyi aldı. Çünkü o Akademi evinden, hedeflediği gibi; ikinci olarak çıktı. Tolga, "Hedefim baştan beri ikinci olmaktı, hayatım boyunca böyleydim" diye konuşuyor.
O ilkokul öğretmeni bir anne ile ekonomist bir babanın iki çocuğundan ilki. Kardeşi de müzisyen olan Tolga, 3 yaşından beri şarkıcı olmak istediğini anlatarak başlıyor sözlerine: "Henüz küçücük bir çocuktum ve benim bir albümüm olması gerek diyordum. Tabi o zamanlar çocuktum. O zaman CD yoktu"... Müziğe ortaokulda kanun çalarak başlar Tolga... Tıpkı diğer yarışmacılar gibi, onun da ailesi konservatuvar eğitimi yerine bir başka dalda eğitim almasını ister. Böylece Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne girer genç müzisyen. Tolga, "Belki de böylesi daha iyi oldu. İçimde hep müzik vardı. Ama beni müzik okuluna göndermediler. Ve galiba müzik okuyan insanlardan daha hırslı davrandım" diyor.
KANUN YABANİ GELDİ
Birçok genç, gitar, piyano gibi estürmanlara ilgi duyarken, Tolga neden kanuna ilgi duyduğunu şöyle ifade ediyor: "Sesi çok hoşuma gidiyordu. Ancak bir süre sonra kucağıma koyduğumda kanuna sarılamadığımı hissettim. Yabani gelmeye başladı. Benim bir müzik aletini çalarken ona sarılmam lazımdı. Bu nedenle ud çalmaya başladım" Başlarda kanunu bırakıp ud çalmak istemesine babası hiç olumlu bakmaz Tolga'nın. Ona göre oğlu "maymun iştahlılık yapıyordur". Ancak Akademi evinin sessiz çocuğu, bu isteğinden yılmaz. Ve evde ağzı ile ud taksimleri yapmaya başlar. Sonunda baba dayanamaz ve oğluna ud alır. "Ud geldiği gece babamın en sevdiği şarkıyı çaldım ona. Baktı ki ben hakikaten ilgi duyuyorum ve çalmaya başlıyorum. O da inandı o zaman bana" diye anlatıyor... Ardından birçok ünlü sanatçının arkasında hem vokalistlik yapan hem de ud çalan Tolga, böylece müzik hayatına atılmış olur. Müzikten kazandığı parayı devamlı müziğe yatırdığını anlatan evin sessiz delikanlısı, sesini çok dinleyerek ve çok taklit ederek geliştirdiğini söylüyor.
YARIŞMALARDAN NEFRET EDERDİM
Akademi'ye katılma macerasını ise "Yarışmalardan nefret ederdim ben" diyerek anlatmaya başlıyor: "Akademi'nin yurtdışı versiyonlarını izliyordum, neden bilmiyorum ama içimden bir denemek geldi. Formu doldurdum ve gidip kendi ellerimle postaneye yatırdım. İnternet'ten de yollayabilirdim ama enerjimi vermek istedim. Nitekim hissettiğim oldu çünkü eve gireceğimi biliyordum. Sonra aradılar ve içeri girdim" diye anlatıyor o günleri... Eve ilk girdiğinde ve sonrasında kimseden negatif bir elektrik almadığını söylüyor Tolga: "Ben oraya insanları analiz etmek ya da onlarla problem yaşamak için girmedim. Ben bu tarz şeylerde kafamı kilitleyebiliyorum. Benim amacım kendimi tanıtmak, finale kalmak ve ikinci olmaktı. Ben istediğimi aldım" diye konuşuyor. Hiçbir zaman birinci olmak istemediğini söylüyor Tolga. Ona göre birincilik lüzumsuz bir sorumluluk. Bu konu da şöyle konuşuyor: "Birincilik bana çok sevimli gelmiyor. 'Aa Tolga'nın hakkıydı. Birinci olmalıydı' denmesi çok daha gurur verici bence. Ben özgürlüğüme çok düşkünümdür. Belki çok uç bir örnek ama, hiçbir zaman Tarkan'ınki gibi bir hayat yaşamak istemem" yorumunu yapıyor. Hayatı boyunca kimseye benzemek istemediğini söylüyor genç yetenek. "Ben yaptığım işle saygı görmek istiyorum. Bir gün sahnede beni izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Telefonda arkadaşlarımla konutuğumda bana hep 'Şunu giy, şöyle yap' diyorlardı. Ben de benim işimin saç ya da kıyafetle olmadığını söylüyordum. Benim tüm iddiam, söylediğim şarkıda verdiğim elektrik" diyor evin sessiz delikanlısı...
EVDE İLİŞKİ YAŞAMAZDIM
3 senedir bir kız arkadaşı var Tolga'nın. "Biz birbirimizi gördüğümüz an birlikte olmaya başladık. O yüzden ilk görüşte aşka inanırım. Ama bir kadın benden ilk görüşte çok hoşlanmazsa, ikinci defa karşılaşmaya çalışırım" diye konuşuyor. Her zaman evdeki gibi huzurlu bir insan olduğunu belirtiyor Tolga. "Evde birinden hoşlansaydın, ilişki yaşar mıydın?" sorusuna ise şöyle cevap veriyor: "Yaşamazdım, çünkü ben tek eşli bir insanım. Hissetsem bile, şu anda birlikte -olduğum insan, geçici duygulara yenik düşmeyeceğim kadar özel biri" Evliliğe sıcak baksa da, bunun için zamanı olduğunu düşünüyor. Evlilik için düşünceleri ise şöyle şekilleniyor: "Evlenmek istiyorum ama daha ben çocukmuşum gibi geliyor. Bir de tabi ekonomik yönden kendimi yeterli seviyeye getirmeliyim. Ondan sonra bir kızım olsun çok isterim".
ÖYKÜ YAZICIOĞLU
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
