Ama... ve amanin!
Bir zaman Ertuğrul Özkök çok yapardı... Hıncal Uluç da lanetledi, "Ama"yı. İlk bakışta doğru, haklı bir açı gibi gelir insana. Ortada, gözü dönmüş birtakım adamların bir okul basıp yüzlerce çocuğu, sivili rehin alması, bombalara zincirlemesi ve sözde "kurtarma operasyonu" marifetiyle de katletmesi varsa... "Lanetle ve orada kal!" Tabii ki, tek başına lanetlemeyi fazlasıyla hak eden iğrenç, insanlık dışı bir musibettir. "Ama"yı, "eylem haklı" dercesine kullanırsanız, kabul, o da tiksindirir. Ama... Bir başka "ama" mevcuttur.
*** Terörizmin koşullarını; kimi dinden, kimi coğrafyadan, kimi halklardan, kimi dönemlerden, kimi durumlardan, hatta kimi insanlardan durmadan "terörist" çıkmasının nedenlerini anlamak için "ama"ya ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, sadece bireysel "manyaklık", tarihsel, kültürel, ekonomik, siyasi, küresel, dini, etnik hiç manası bulunmayan "seri katil" vakası olarak kabul edersiniz. Oysa, yaşadığımız dünya... Birçok insanlık sorununun, bu arada terörizmin bile anlaşılabilmesi, mücadele edilebilmesi için, daha derin, çok yönlü, adil bakış açıları hak eder. Ruhumuz, gözü dönmüşlük faciasında, sadece onu lanetlemekle kurtarılamayacak kadar kirli. Vicdanımız, sadece onu lanetlemekle rahatlatılamayacak denli paslı. Tek vahşet, tek adaletsizlik, tek insanlık suçu olarak bir dehşet sahnesini lanetlemekle pür-i pak kılınamayacak bir dünyayı paylaşıyoruz. Ve durmadan gözümüzü kapatıp fasa fiso eğlenir, yuvarlanıp giderken, bir "dehşet sekansı"nda hep bir ağızdan lanet okuyup rahatlıyorsak, acıdır!
*** Kendimizle yüzleşelim. Bu açı, muhtemelen rahatsız eder, ama yüzleşelim. Bu ülkede, onca yıllık sürede, "30 bin kişinin katledilmesi" denilen bir "terör" ve "terörle mücadele" süreci yaşandı. Ve bugün, kimileri bunu hortlatmak peşinde. "30 bin kişi" derken yuvarladığımız rakamın "20 bin"i aslında "terörist"tir. "30 bin"in bir bakıma doğru şekilde kapsadığı gibi, bu ülkenin, bu toprakların çocuklarıdır. Kimimize göre, "terör"ün boyutunu ifade etmekle kalır ve biter. Kimimiz ise, "ama" deriz; Bir ülke, sadece "ölü olarak ele geçirilenleri 20 bini bulan terörist" çıkarmışsa, başka bir mesele de yok mudur? Mesele sadece "lanetlemek"le mi bitmeli, o kadar mı algılanmalıdır? En muhafazakar, en devletçi tasavvurlarda bile bunun öyle kalamadığı... MHP'li koalisyondan başlayan, MGK'lardan geçen, bu hükümetle hızlanan "reform" çabalarından, devlet zirvelerinde "Kürt realitesi" telaffuzlarından belli. O "30 bin insanlık" felaketi lanetlemekle kalmış olsanız, "ama" deyip tarihi, insanları, halkları, toplumsal-ekonomik-kültürel sorunları anlamaya, çözüm düşünmeye çalışmasanız, tarih de ilerlemez. "Çeçen terörü... İslami terör" derken; katliamları, kesmeleri, kafaya kurşun sıkmaları lanetlerken de "ama"ya muhtaçsınız. Onca yıllık Çeçen aşağılanmasını, küresel dünyanın gündelik insan ve haysiyet katliamlarını, milliyet yahut dinin, sıkışmışlıkta buna tek cevap olarak güç ve şiddet yüklenişini, tabii ki kimi başka hesaplarla istismar edilişini de düşünmek, anlamak zorundasınız. Hiç "ama" demeden, sadece, kendi hayat tarzınızın korkularıyla da "amanin" demekle kalırsanız, çok şey düşünüp yazmış, konuşmuş gibi yapar... "Ama" bu dünyayı içten bir vicdan, hatta akıl zaviyesinden paylaşmamış olursunuz.
|