Rekabet artık artistik hareketlerde... Regal'e maşallah! Kısa...Kısa... Kısa...

Kısa...Kısa... Kısa...

* Bütün sektör indirim ve taksitle rekabet yaparken, Tansaş'ın iletişimini 'Tüketici Hakları' üzerine kurmayı sürdürmesi, duyduğumuz kadarıyla pek çok 'pazarlama toplantısına' ve üniversite çalıştaylarına (work- shop) konu oluyor. En son kampanyasında da Tansaş, mağazalarında kuyruk oluşmuşsa ve boş kasa varsa, o kasanın açılacağı sözünü veriyor. Açılmazsa da o kişiye 20 milyon liralık bir iyi niyet ödemesi yapacağının tahattünü veriyor. Diyeceksiniz ki "Bunu herkes diyebilir"... Desinler o zaman... İletişimde ilk söylemek çok önemlidir.

* Avea'nın Armağanlı reklamlarını eleştirdim durdum. Sadece Arma- ğan'ın 'kıl' olaması nedeniyle değil. Daha çok Avea'yı temsil eden satışçı tiplemelerinin de olumsuz olarak sergilenmesinden... Bunlarla mı özdeşleşecek Avea, diye düşünmüştüm. Amerikan pop kültüründe yaygın olan 'love to hate' (nefret etmeyi sevmek) duygusu bizde pek yürümez. 'Aptalsan bunu alma dersin' bizim millete. Almaz... Bana kızdılar. Gönüllerini almak için onları 'Hain Köfte'ye davet ettim. Yüzyüze de görüştük. Baktım bu kez biraz toparlamışlar. Armağan uzak doğu sporları ustası rolünde (Bkz. 'Kill Bill' ikinci bölüm)... Avea'yı çaktırmadan öğrenmeye çalışıyor. Bence hzorlama... Diyorlar ki, satışlar iyi... Kutlarım. Ama ne pahasına? Bardağı çekiçle kırmak varken vinçle kırmak başarı mıdır?

*Aksiyon Dergisinden Tuğba Özden hanım röportaj yapmaya geldi. Çok iyi eğitim almış, dini bütün olduğu her halinden belli, cin gibi bir gazeteci. Her hangi bir yayında yönetmen olsam gözüm kapalı iş teklif ederim. Ramazan ayında medya ve markalarının birden bire halkın manevi değerlerine daha büyük önem vermeye başlamaları, Ramazan bitince de eski hallerine geri dönmeleri üzerine konuştuk. Kendisine medya ya da bir markanın dini olamayacağını ve hedef kitlelerinin kültür ve değerlerini nasıl dikkate almaları gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Gelecek hafta yayınlanacakmış...