Olumsuzluğu paketleme
MHP lideri Devlet Bahçeli uzun sürenin ardından dün basının karşısına çıktı. Ameliyat sonrası oldukça zayıflamış, konuşmasındaki sert vurgular da yok olmuştu. Yüze yakın gazetecinin izlediği Hilton Oteli'ndeki sohbet toplantısı, "007 James Bond-Görevimiz Tehlike" müziği eşliğindeki kahvaltı ile başladı. Bu sırada MHP Araştırma Geliştirme Merkezi tarafından AB raporlarının olumsuzluklarının anlatıldığı dosya gazetecilere dağıtıldı. Tabaklar masadan alındıktan sonra da Bahçeli söze girdi, AB'nin 17 Aralık zirvesi ve sonrasına ilişkin sorulara yanıt verdi. Bahçeli, konuşması süresince kategorik olarak, "17 Aralık'ta müzakerelere başlamayı reddedelim" demedi. Bu sözün etrafında dolaşmayı tercih etti. AB'nin dayatmalarının, "kabulü mümkün olmadığına" vurgu yaptı, bunların AB devlet ve hükümet başkanlarına iyi anlatılması gerektiğini söyledi. AB'nin Türkiye'yi bölme amacında olduğu inancını dile getirirken, 12 Aralık'ta İstanbul Çağlayan Meydanı'nda düzenleyecekleri mitingle tavırlarını net şekilde ortaya koyacaklarını açıkladı.
Kızılelma'ya kurt girdi Bahçeli, "ulusalcılar" ile AB konusunda ittifak halinde gösterilmekten duyduğu rahatsızlığı da ortaya koydu. Bunu, Gazi Üniversitesi'nde düzenlenen Avrasya Sempozyumu'nda çıkan olaylarla ilgili soruya yanıt verirken dile getirdi. "Avrasya ülküsünde" olduklarını ifade ederken, "Avrasya'nın, Aleksandr Dugin'in Avrusya'sına dönüşmemesi gerekir" diyerek, İP Lideri Doğu Perinçek'le arasına derin bir çizgi çekti. Özetle, Bahçeli dün "Kızılelma koalisyonuna" kurt soktu... Bahçeli, basın toplantısı sonrasındaki sohbetimizde de benzer bir yaklaşım sergiledi. Muhalefetlerini sokağa taşımayacaklarını, "kardeşi kardeşe kırdıran" bir anlayışa karşı çıkacaklarını söyledi. MHP lideri bunları söylerken, dağıtılan dosyadaki ifadeler sözlerinin çok daha ilerisindeydi. Açıkça AB'ye karşı çıkılması gerektiği vurgulanıyor ve şöyle deniliyordu: "Türkiye'ye önemli maliyetler getirecek bu zeminin kabul edilmemesi, atılması gereken en önemli adımdır..." MHP, bu söylemi ile AB içinde Fransa'nın öncülüğünü yaptığı "Türkiye'nin AB ilişkilerinin özel bir statüye oturtulmasını mı istiyordu?" Bahçeli, bu konudaki sorulara da tam bir açıklık getirmedi.
Paketleme çabası Basın toplantısının bütününe bakıldığında şu söylenebilir ki MHP, AB'den çıkabilecek olumsuzluklar üzerine kurulu bir muhalefet için kolları sıvamış bulunuyor. Bu sadece MHP için değil diğer partiler için de geçerli... Hatta, iktidar partisi AKP bile olumsuzluğu nasıl paket edip halka sunacağının hesabını yapıyor. Brüksel'deki müzakereler sonrasında dün üçüncü taslak metin de ortaya çıkarken, AKP tam kadro baskı ile olumsuzlukları en aza indirmek için çaba harcıyor. Yine de 10 yıl kadar sürecek müzakerelerde, Türkiye'nin tam üyeliğine ilişkin "açkapa anahtarlarının" bulunacağı olumsuzluk ibarelerinin raporda yer almasının kaçınılmaz olacağını görüyor. İşte, bu olumsuzlukları iyi bir jelatinle paket edip, halka olumluyu sunabilmenin yöntemini arıyor. Örneğin, serbest dolaşıma ilişkin kalıcı kısıtlamanın çıkması halinde bunun Avrupa Adalet Divanı'ndan döneceğine ilişkin geniş kapsamlı bir hazırlığı elinde tutuyor. Önemli olanın, Türkiye'ye gelecek olan yabancı sermaye yatırımı olacağının bugünden görülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Öyle görülüyor ki, 17 Aralık AB Zirvesi sonrasında iktidarı ve muhalefeti ile Türkiye, AB'den çıkan kararın "olumsuzlukları" eksenine kilitlenmiş tartışmanın odağında olacak. İktidar partisinin bu tartışmadan kurtulması ise bir zamanlar Özal'ın başardığı gibi gündemi değiştirme konusunda göstereceği yetiyle orantılı olacak.
|