kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İTTİFAK!...   Mustafa Kemal Paşa ve Kürt ileri gelenlerinden Dersim (Tunceli) milletvekili Diyap Ağa...
Meclis kürsüsünde bir molla
Çıkan kısmın özeti
Mustafa Kemal'i çok kızdırdı
Yarın...

Mustafa Kemal'i çok kızdırdı

Said Nursi 1923'te siyasetçileri ve yöneticileri dine davet edince Paşa'yla arasındaki ilişkiler bozuldu.

Said Nursi'nin İngilizler'e ve onlarla işbirliği yapanlara karşı mücadele etmesi, Kurtuluş Savaşı'nı desteklemesi Ankara'nın dikkatini çekmişti. O dönemde Mustafa Kemal Paşa, mücadelesine destek bulmak için hocalarla ve Kürt ileri gelenleriyle arasını sıcak tutuyordu. Çünkü bu gruplar halkı etkileyerek kurtuluş mücadelesine katılmalarını, maddi ve manevi yardımlar yapmalarını sağlıyor, ayrıca Ankara yönetimine meşruiyet sağlıyordu. Mustafa Kemal Paşa, Said Nursi'- yi Ankara'ya davet etti. Aynı daveti daha sonra Mareşal Fevzi Çakmak ve eskiden tanıdığı Van Valisi Tahsin Bey de tekrarladı. Said Nursi önce iki talebesini Ankara'ya milli hükümeti desteklemek üzere gönderdi. Bediüzzaman ise İstanbul'daki mücadelesini sürdürmek istiyordu. Ancak çağrılar yoğunlaşınca 1922'de Ankara'ya gitti. Halk ve bazı milletvekilleri onu istasyonda karşıladı. Böyle etkili bir kişinin Ankara'ya gelmesi sevinç vericiydi.

MECLİS'TEKİ TÖREN
9 Kasım 1922 günü Bediüzzaman, Meclis'te 'hoşamedi' edildi. Yani resmi bir 'hoş geldin töreni' düzenlendi. Alkışlarla karşılandı. Dua etmesi için kürsüye davet edildi. Said Nursi kürsüye çıkarak Anadolu gazilerini kutladı, zafere ulaşmaları için dua etti. Dışarıdan bakıldığında bir sorun yoktu. Kurtuluş Savaşı başarıya koşuyordu. Millet Ankara hükümetinin çevresinde yeniden birlik oluyordu. Meclis 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdığını resmen açıklamıştı. Cumhuriyetin ilanına doğru kaçınılmaz bir süreç başlamıştı. Daha önce, 1908'de Meşrutiyet'i destekleyen, halkın yönetime katılımını arzulayan Said Nursi için saltanatın kaldırılması karşı çıkacağı bir durum değildi. Ancak bir nokta vardı... Bu kritik nokta Said Nursi'nin fikir ve inanç alemine uygun değildi. Bediüzzaman, Ankara'da dinden uzaklaşıldığını görmüştü. Mesela milletvekillerinin çoğu namaz kılmıyordu. Dine ve dini değerlere karşı bir ilgisizlik görülüyordu.

HEM İLİM HEM BİLİM
Durum gerçekten böyle miydi? Bence bunun pek önemi yok. En azından Said Nursi durumu öyle algılamıştı. Ve bu, onun gibi bir din aliminin kabul edeceği bir gelişme değildi. 47 yaşındaydı. O güne dek din, hayatının merkezinde yer almıştı. Aklı, bilinci, mantığı, ruhu hep onun çevresinde oluşmuş ve işlemişti. Üstelik pozitif bilimlerin önemini kavramış bir din adamıydı. Onun 'kurtuluş' formülü 'ilim+bilim'di. Yani: Aynı anda Kuran ve fen. Medresede bilim, üniversitede din okutulmasını arzuluyordu.

GAZİ'YLE TARTIŞMA
Gidişattan memnun olmayan Said Nursi 19 Ocak 1923'te 10 maddelik bir bildiri yayınladı. Tek cümleyle özetlersek bildiri yöneticileri dine davet ediyordu. Bildiri etkili olmuş, bazı milletvekilleri tekrar namaza başlamıştı. Hatta eski mescit artık yetmiyordu. Bu gelişme başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere başka planları olan önder kadroyu rahatsız etmişti. Çünkü onlar egemenliği dinle değil milliyetçilikle pekiştirmek istiyordu. Birlik ve bütünlük böyle sağlanacaktı. Mustafa Kemal Paşa, Said Nursi'ye çıkışmıştı. Özetle, "Biz senden neler bekliyoruz, sen neler yapıyorsun; yapıyorsun; aramızda ihtilaf yaratıyorsun" demişti. Said Nursi ise ona namazı savunan sert bir cevap vermişti. Onun 'Hubab Risalesi'ni matbaasında basan muhalif ikinci gruptan Ali Şükrü Bey'in öldürülmesi bardağı taşıran damla oldu. Said Nursi artık Ankara'da bir yerinin kalmadığını anlamıştı. İstanbul'- a gitmesinin de bir anlamı yoktu. Yeni düzende onun sözünü dinleyecek kimse olmayacaktı.

YENİ SAİD'E DOĞRU
Kararını verdi: Artık inzivaya çekilecekti. 'Eski Said' dediği dönemi geride bırakacak... Yani artık bir 'aksiyon' adamı olmayacak; kendini dine ve fikirlerini yaymaya adayacaktı. "Şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırım" diyerek 3 Mayıs 1923'te onu Van'a ve 'Yeni Said'e götürecek olan trene bindi.

EMRE AKÖZ- NEVZAT ATAL

DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Barroso: Türkiye'ye evet deme zamanı
 AP, Türkiye raporunu oylayacak
 Gül: Türkiye üzerine düşeni yaptı
 Anketlere göre Türkiye üyeliği hakediyor
 'AB Türkiye'yle güçlenecek'
 Zirvede Türkiye ağırlığı
 45 yıl aradan sonra
 AB-Türkiye ilişkilerinde önemli tarihler
 Kopenhag kriterleri 11 yaşında
 En büyük destek İspanyollardan
 Tam üyelik için net tarih bekleniyor
 Türkiye'nin AB'ye muhtemel etkileri
 AB yeniden yapılanıyor
 Savcılığın itirazı reddedildi
 FB'li Serkan'ın ehliyeti sahte çıktı
 AB'ye son mesaj
 ABD'den 3 sitem ve Kuzey Irak sözü
 Meclis AB bildirisi yayınlayamadı
 'Tabandan gelen tek lider benim'
 'Ticarette dini isim kullanmak yanlıştır'
ERDAL ŞAFAK
Yaslı gittik şen geldik
Çok uzaklardan...
UMUR TALU
Yanlış anlama!
Bazen, "yanlış anlama" olmasın...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Başbakan'ın ruh hali
Son günlerde Ankara'da en merak...
Kaptan Erdoğan AB defansına çalım atıyor
Guardian gazetesi Başbakan'ın futbolcu geçmişi ve siyasi kariyerini...
Komşu için en popüler Türk lider Erdoğan
17 Aralık günü için Türkiye'nin yanı sıra Yunanistan'da da...
İtalyan stili
İtalyan stili
Beşiktaş'ın İtalya tecrübeli iki yıldızı Okan ve Pancu, Parma'yı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu