|
|
|
|
|
|
'Gay'i oynamak çok eğlenceli keşke her aktöre nasip olsa!
Hep Cemil İpekçi'yi oynadığı öne sürüldü ama o "Aklıma bile gelmedi" diyor. Oynadığı rol için yorumu da net: Kendimin dışında birini oynamak çok keyifliydi. Keşke fırsat olsa da bir kadını oynasam, tek hayalim bu....
Hırsız Var!'ın marjinal modacısı o... Paris'te uzun yıllar kalmış, ünlü bir modacı. Ama birkaç yıldır biraz yıldızı sönmüş, Türkiye'ye gelip tekrar başlamak istiyor. Sürmeli gözleri, entel sakalı ve bıyığı, kıyafetleri ve duruşuyla yine fenomen olacak bir karakteri oynuyor Haluk Bilginer. Sanırım 'Tatlı Hayat' dizisinin işini bilen İhsan Bey'ini de, 'Neredesin Firuze'nin köylü kurnazı Hayri'sini de unutturacak kadar hem de... Rolü kabul ederken bir an bile düşünmemiş; kendinin dışında birilerini oynamak çok hoşuna gitmiş. Oyuncu için onu oynamam, bunu oynamam' diye bir kural olamayacağına inanıyor. Ona göre, ancak şöyle bir kuralı olur oyuncunun: "Şu teksti oynamam çünkü teksti beğenmedim, tekstin cümlesini beğenmedim... Ya da rolü beğenmedim, rol ağzımı sulandırmadı, dişlerimi kamaştırmadı..." Ama bunun ötesi olamaz! Filmle ilgili hiçbir beklentisi yok; iddiası da! "33 yıldır oyuncu olmayı deniyorum" diyebilecek kadar mütevazı bir adamdan da başka laf duymayı beklemek haddini bilmezlik olur! "Benim hiçbir konuda hiçbir zaman iddiam olmadı. Hayatta hiçbir şey bilmiyorsam, bir tek haddimi bilirim! Bir işi elimden geldiğince güzel yapmaya çalışırım, sonrası seyircinin takdiridir. Ben yaptıktan sonra seyirci beğenmezse, beğenmedi diye seyirciyi azarlayamam. Beğenmezse vardır bir bildiği; demek ki iyi yapamamışız" diyor.
SEYİRCİYE BAĞLI * Size cazip gelen neydi? Daha henüz yazılmamıştı, bir düşünceydi henüz. 'Ne yapalım, ne edelim, bir film yapalım' diye konuşurken fikirler uçuşmaya başladı. Sonra Haluk Özenç senaryosunu yazdı. Kendisi Tatlı Hayat ve Sayın Bakanım'ın adaptasyonunu da yapan arkadaştır.
* Onunla çalışmaya alışık olduğunuz için tereddütsüz kabul etmiş olabilir misiniz bu rolü? Evet, ben onun kalemine güveniyorum, Med Yapım'a da güveniyorum. Prensip olarak 'evet' dedim.
* Sizin beklentiniz nedir bu filmle ilgili? Benim garanti 15 seyircim var bir kere! Şaka bir yana, rakam vermek bana çok doğru gelmiyor. Yapılan ürün önemli. Siz ürünü yaptıktan sonra artık ürünle ilişkiniz bitiyor, seyircinin ilişkisi başlıyor. Şimdi sıra seyircide. Seyirci beğenecek ya da beğenmeyecek...
* Peki bu rolü oynamak sizi eğlendirdi mi? Çok eğlendik, güldük. Modacıya baktığınız zaman halinden tavrından gay olduğu çok açık ama cinsel yönden hiçbir gönderme yok. Aksiyonun içinde buluyor kendini ister istemez, defilesinin final sahnesi mahvoluyor.
* Sizin rolünüze hazırlanma, gözlem yapmak gibi bir derdiniz var mıdır? Gözlemlemek oyuncunun her zaman yaptığı bir şey. 'Şöyle bir rolüm var, gidip şu role benzer insanları gözleyeyim' diye özellikle bir şey yapılmaz. Şu olur: Siz hayatınızda eğer hiç görmediyseniz ya da hiç örneğini duymayıp okumadıysanız, mesela elleri ve ayakları üzerinde yaşamak zorunda kalan bir insan varsa, onu gider gözlemlersiniz! Çünkü bilmiyorsunuzdur ama bildiğiniz, zaten gözlemlediğiniz bir şeyi gidip de gözlemleyemezsiniz. Bazen büyük laflar söylenir, 'Altı ay gittim bilmem ne gözlemledim.' Yapmayın, palavra olduğunu hepimiz biliyoruz. Katili oynamak için katili mi gözlemleyeceğiz, adam mı öldüreceğiz yani?
HERKESTE BIYIK VAR! * 'Kişisel olarak birileri örnek alınmadı' deniliyor rolünüz için fakat Cemil İpekçi adı da telaffuz ediliyor. Sizce benziyor mu? Aklıma bile gelmedi. Ben bundan bir-iki yıl önce Marshall reklamında kuaförü oynarken de gazeteci arkadaşlar benzetip, gidip Cemil Bey'e sormuşlar. O da çok aklı başında bir cevap vermiş sağolsun, "Bırakın böyle şeyleri, çok güzel bir reklam, adam da son derece güzel oynuyor" demiş. Benim hiç aklıma bile gelmedi ama bıyık var diye Cemil Bey'e benziyorsa, bıyık herkeste var! Türk nüfusunun yüzde 90'ı bıyıklı.
* Gay rolü ilk teklif edildiğinde bir an dahi olsa düşündünüz mü? Asla! Hoşuma bile gitti kendimin dışında bir şey oynamak. Bu çok büyük bir avantaj; keşke her aktöre nasip olsa. Keşke fırsat olsa da ben bir kadını oynasam, benim ütopik bir hayalimdir o.
* Gülse Birsel'le neredeyse Metin Akpınar-Zeki Alasya'nın dişi ve erkek hali oldunuz. Onu nasıl buluyorsunuz? Çok iyi. Onun da ideali bu; yıllardır oyuncu olmak istediğini söylüyor, günün birinde olacak inşallah!
* Daha olmadı öyle mi? Ben 33 yılda olamadım, üç yılda olunuyorsa ne mutlu! (kahkaha atıyor)
* Mehmet Ali Erbil'le alt alta üst üste bir sahneniz var, onu nasıl becerdiniz? Öyle bir sahnemiz var ama biz değiliz onlar; dublörlerimiz. Biz oynasaydık kafamızı gözümüzü yarardık herhalde. Çünkü o sahne sırasında sedye müthiş bir hızla gidiyor ve çarpıyor bir yere, düşüyorlar. Profesyonellerin işi bu...
|
|
|
|
|
|
|
|
|